Gıda laboratuvarlarında ‘analizsiz rapor’ iddiası
Türkiye’de özellikle ihracat ve ithalatın artmasıyla gıda laboratuvarlarının önemi daha çok arttı. İç pazarda faaliyet gösteren bazı yabancı gıda laboratuvar firmalarının kapasitelerinin üzerinde test yaptığı ve analizsiz rapor hazırladığı iddia ediliyor.
Mehmet H. GÜLEL
Yapılan denetimlerde sektörde en çok test yapan laboratuvarlarda yetersiz ekipman ve sorumlu personelin yetersizliğinin tutanak altına alındığını belirten sektör temsilcileri, özellikle zincir marketlerin bu laboratuvarlardan yoğun olarak test yaptırdığını aktarıyor. 2024 yılı analiz sayılarına göre iki yabancı firmanın 185 bin test yaptığı kayıtlarda görülüyor.
2 Temmuz 2025’te yapılan denetimlerde yabancı bir gıda laboratuvarının “Analiz Birimleri, Analizlerin Gerçekleştirilmesi- Genel” ve “Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzeme Analizleri” başlıklarında (D.3: Kritik Tespit, Süre verilmez, ilgili analiz veya faaliyet durdurulur) GDO’nun da aralarında bulunduğu 6 maddede D.3 değerlendirilmesi bulundu. Ancak bunlara rağmen denetim raporunda bulunan GDO ve antibiyotik analizlerinin tümü TÜRKAK tarafından 4 ay geçmesine rağmen askıya alınmadığı belirtiliyor. Buna rağmen laboratuvarlarının faaliyetlerine devam ettiği belirten temsilciler, söz konusu laboratuvarların gıda güvenliğini ve halk sağlığını riske attığını da öne sürdü.
Ayrıca, söz konusu laboratuvarlarda tespit edilen eksiklikler askıya alınmazken, sektördeki diğer firmalarda tespit edilen eksiklikler anında askıya alındığı da aktarılıyor. Öte yandan, Bakanlığın, Türk Akreditasyon Kurumu’na bu laboratuvarın da askıya alınması yönünde yazı gönderdiği; ancak beş ay geçmesine rağmen gerekli adımların atılmadığı da ifade ediliyor. İddiaya göre, söz konusu uluslararası firmalar, yeterli teknik donanıma sahip olmamalarına rağmen yüksek sayıda “kalitesiz rapor” hazırlıyor.
Yapılan bu hatalı raporlar sonucu, testten geçmiş görünen ürünler piyasaya giriyor. Ardından Tarım İl Müdürlükleri ekiplerinin yaptığı numune analizlerinde bu ürünlerin sağlığa zararlı ve taklit tağşiş ürünler tespit ediliyor. Bir laboratuvarın GDO analizinin pozitife çıkmasına rağmen bakanlığa bildirilmediği belirtiliyor.
Rekabet Kurumu’nun da daha önce açtığı soruşturmalarda bazı laboratuvarlara ceza verdi ama halen bir soruşturmanın daha devam ettiği de belirtiliyor. Diğer yandan kurum ve kuruluşlara söz konusu iddiaları sorduğumuzda böyle bir durumun olmadığını aktardılar.
Test maliyetleri arttı, özellerin sayısı 90’ın altına düştü
Son yıllarda ihracat ve ithalattaki artışa rağmen özel laboratuvar sayısı hızla azalıyor. Sektör temsilcilerinden alınan bilgilere göre, Türkiye genelinde faaliyet gösteren özel laboratuvarların sayısı 90’ın altına geriledi. 2025 yılının ekim ayı itibarıyla 15 laboratuvarın kapandığı belirtilirken, bu gerilemenin en önemli nedenleri arasında döviz bazında artan test maliyetleri ve test fiyatlarının aynı oranda yükselmemesi gösteriliyor. Maliyet artışları özel laboratuvarı zorluyor.
Test fiyatları maliyeti karşılamıyor
Tüm özel laboratuvarların her yıl düzenli olarak denetlendiğine dikkat çeken temsilciler, laboratuvarlar; GDO, mikrobiyoloji, kimyasal analiz, fiziksel analiz, moleküler biyoloji ile numune kabul ve raporlama birimleri olmak üzere altı bölümden oluşuyor. Faaliyet alanına göre kurgulanan laboratuvarlarda testler, kamu kurumlarından veya özel firmalardan gelen talepler doğrultusunda yapılıyor. Devletin belirlediği test ücreti örneğin 100 lira iken, özel taleplerde bu fiyatın 10 liraya kadar düştüğü ifade ediliyor.
Kimyasal giderler dikkate alındığında bu fiyatların maliyeti bile karşılamadığı vurgulanıyor. Laboratuvarlar, ihracat ve ithalat yapan firmaların yanı sıra iç piyasada satış yapan üreticiler için de testler gerçekleştiriyor. Test sonucunda olumlu rapor verilmeyen ürünlerin ne ihracatına ne de iç piyasada satışına izin verilmiyor. Temsilcileri, iç piyasada raflarda yer alan ürünlerin yaklaşık yarısının standartlara uygun olmadığını belirterek, “Piyasadaki her 10 üründen 5’i sakat” uyarısında bulunuyor.
Test ve onayı aynı çatı altında yapılıyor
Sektörde dikkat çeken bir diğer gelişme ise, test ve onay süreçlerinin aynı laboratuvar bünyesinde yürütülmesi yer alıyor. Mevzuata göre deney ve muayene yapan kurum ile onay veren kuruluşun farklı adreslerde bulunması gerekirken, bazı yabancı laboratuvarların bu iki faaliyeti aynı adreste gerçekleştirdiği belirtiliyor. Sektör kaynaklarına göre, Türkiye’de faaliyet gösteren iki büyük yabancı laboratuvardan biri İsveç, diğeri Fransız menşeli laboratuvarların hem test hem de rapor onay süreçlerini tek çatı altında yürüttüğünü aktarıyor.
Bu durum denetim açısından soru işaretleri yaratıyor. Tam teşekküllü yerli bir laboratuvar yılda ortalama 10 ila 15 bin arasında rapor üretirken, söz konusu iki yabancı laboratuvarın yıllık numune sayısı 185 bini aşıyor. Buna karşılık, 2024’te Türkiye genelinde faaliyet gösteren 41 kamu laboratuvarı toplamda 180 bin numune çalışmış. Geçtiğimiz yıl 982 bine yakın numune test edilirken, 2025’in ilk altı ayında ise bu sayı 440 bin 737 olarak kaydedildi.
Öte yandan, Rekabet Kurumu’nuna, yaklaşık 2,5 yıl önce yapılan bir şikayet üzerine 28 Mayıs 2025 tarihinde bir yabancı laboratuvara 1,3 milyon TL civarında para cezası kesti. Bir diğer bir laboratuvar ise uzlaşma usulüyle 6.3 milyon TL ceza kesildiği aktarılıyor. Cezanın nedeni birlikte hareket ettikleri ve rekabeti ihlal ettikleri gerekçesiyle verildiği, laboratuvarlardan birinin bu ihlali kabul ettiği belirtiliyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından Özel Gıda Kontrol Laboratuvarları Değerlendirme Çalıştayı kapsamında sektörün paydaşlarını yarın (6 Kasım) Ankara’ya çağırdı. Sektör temsilcileri, normalde çalıştay toplantılarının çok önceden belirlendiğini, ancak bu sefer toplantıya son 3 gün kala haber verildiğini aktardı.
Yapay zekâ tabanlı sistem özeller için de devreye alınsın talebi
Gıda kontrol laboratuvarlarında kamunun uzun süredir kullandığı yazılım sisteminin özel laboratuvarlara da entegre edilmesi çağrısı yapılıyor. Sektör temsilcileri, bu sistemin devreye alınması halinde kapasite aşımı ve sahte rapor üretiminin önüne geçileceğini belirtiyor. Beş yıldır bu sistemin özel laboratuvarlara da uygulanması gerektiğini dile getirdiklerini söyleyen temsilciler, “Yazılım devreye alındığında hiçbir laboratuvar kapasitesinin üzerinde analiz yapamayacak. Yapay zekâ, sistemin kapasiteyi aşan testleri otomatik olarak durdurmasını sağlayacak” değerlendirmesinde bulundu.