Güneş enerjili evde ‘acil durum’ planı
Uzmanlar, yapay zekâyı kullanarak güneş enerjili ve tamamen elektrikli hanelerde acil durumlarda oluşabilecek güvenlik sıkıntılarını araştırdı. 8 eyalette 129 bin müstakil evin enerji düzenini inceleyen ekip, yaşanabilecek aşırı hava olaylarında elektrikli evlerde ne olacağını analiz etti.
Başak Nur GÖKÇAM
Dünyayı hakimiyeti altına alan iklim değişikliği sonucu yaşanan aşırı hava koşulları, beraberinde elektrik şebekelerinde de kesintilere neden olabiliyor. Peki güneş enerjisinin olduğu çatılar bu kesintilerden ne kadar etkileniyor? Enerji teknoloji uzmanları bu sorunun cevabının peşine düştü.
Yapay zekâ araçları kullanarak aşırı hava koşullarının güneş enerjisiyle çalışan ve elektrikli evler üzerindeki etkisi araştırıldı. Araştırma kapsamında evlerin kendine özgü zayıf noktaları ortaya çıkarılırken, zorlu koşullarla da nasıl başa çıktığına ilişkin gözlemler kaydedildi.
Çalışma, Stevens Teknoloji Enstitüsü araştırmacıları tarafından gerçekleştirildi. Evlerin dörtte birinden fazlasının tamamen elektrikli olduğu ABD’de, güneş enerjisi kurulumlarının gelecek beş yıl içinde üç katına çıkması hedefleniyor. Fakat olası elektrik kesintilerinde oluşabilecek güvenlik sıkıntıları ve acil durum planlamalarına ilişkin soru işaretlerini gidermek isteyen araştırma ekibi, bunun cevabını yapay zekâ ile verdi.
Yaz sıcaklarında olağanüstü dayanıklılık
Ekip, sekiz eyaletteki 129 bin müstakil evin enerji düzenlerini inceledi. Araştırma ile tamamen elektrikle çalışan evleri, enerji kaynaklarının bir karışımını kullanan evlerden ayıran gizli enerjinin nedeninin ortaya konulması amaçlandı.
Buna göre güneş enerjisiyle çalışan evlerde yaz sıcaklarında olağanüstü dayanıklılık görülürken, kış fırtınaları esnasında ise karma enerji kaynaklarından güç çekenlere kıyasla üç kat daha savunmasız olduğu ortaya konuldu. Çalışmanın liderliğini Stevens profesörü Philip Odonkor üstlendi. Araştırmada, yapay zekâdan yararlanılarak Enerji Bakanlığı’nın bina stoğu verileri analiz edildi ve elektrikli Amerikan evlerinin geleceği araştırıldı.
Ekip, enerji tüketim modellerini kullanarak, yüzde 95’in üzerinde doğrulukla bireysel bir evin enerji sistemlerini ve zayıf noktalarını belirleyebilen yeni makine öğrenme modelleri geliştirdi. Yeni yaklaşım, kamu hizmetleri ve acil müdahale ekiplerinin, incelemelere gerek kalmadan, tüm mahallelerde risk altındaki haneleri belirlemesini sağlıyor. Philip Odonkor, “Şimdiye kadar, bir evin tamamen elektrikli olup olmadığını belirlemek için kapı kapı dolaşmak zorundaydık.
Şimdi, insanların mahremiyetini korurken savunmasız evleri otomatik olarak belirleyebiliyoruz. Bu, aşırı hava koşullarına hazırlanma ve bunlara yanıt verme şeklimizi değiştirecek, en çok ihtiyaç duyulduğunda daha hızlı ve daha hedefli bir eyleme olanak tanıyacak" şeklinde konuştu.
Acil müdahaleye yardımcı olabilir
Araştırma ile şehirlerin iklim dayanıklılığını inşa etmek için çalışılırken, geliştirilen yeni araçlarla toplum acil servis birimlerinin kesintiler sırasında müdahaleleri önceliklendirmesine yardımcı olunabileceği belirtildi. Öte yandan şehir planlamacılarının daha dayanıklı konut stoku ve mahallelerin uzun vadeli gelişimine yardımcı olabileceği de belirtildi.
“Konut geleceğinde kırılganlıkları anlamak gerekiyor”
Sürdürülebilir şehirlere giden yolun sadece yeşile gitmekle ilgili değil; aynı zamanda dayanıklı kalmakla da ilgili olduğunun altını çizen Stevens profesörü Philip Odonkor, “Kentsel konutların geleceğini şekillendirirken, kırılganlıkları anlamak sadece bir lüks değil toplulukları güvende tutmak için de olmazsa olmazdır” ifadelerinde bulundu.