Hatay 18 seramik ustasını mezun etti
Kaleseramik Vakfı, nitelikli iş gücü yetiştirme hedefiyle deprem bölgesini yeniden yapılandırıyor. Bu kapsamda Hatay’da gerçekleştirilen Seramik Karo Kaplamacılığı Meslek Edinme Kursu, 18 kursiyerini mezun etti. Mezunlara, sertifikalarıyla takım çantaları hediye edildi.

Başak Nur GÖKÇAM
Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan 6 Şubat depremlerinin üzerinden 27 ay geçti. 11 ili etkileyen depremlerde en ağır hasarı alan illerden biri de Hatay olmuştu. İki kez üst üste şiddetli deprem atlatan bölge insanının kimi ailesini kimi ise evini, işini kaybetti.
Bu süreçte gerek şirketlerin gerekse de sosyal toplum kuruluşlarının bölgede başlattığı projeler, bölge insanını yeniden hayata kazandırma konusunda büyük önem taşıdı. 34 yıldır yürüttüğü mesleki eğitim programlarında rotayı Hatay’a çeviren Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı (KSV) de, bölgenin yeniden inşası için “Yeniden inşa yalnızca binalarla değil, insanla başlar” diyerek kollarını sıvadı.
Bu kapsamda Hatay, Adıyaman ve Gaziantep’te Seramik Karo Kaplamacılığı Meslek Edinme Kursları ile Adıyaman’da İnşaat Boyacılığı Meslek Edindirme Kurslarını yürüten Kaleseramik Vakfı, Hatay’da da 25 Aralık 2024-8 Nisan 2025 tarihleri arasında 432 saatlik Seramik Karo Kaplamacılığı Meslek Edindirme Kursu’nda 18 kursiyerini başarıyla mezun etti. Sertifikalarını ve takım çantalarını alan kursiyerlerin kiminin amacı şehrinde kalıp, mesleğini icra ettirmek olurken, kiminin hedefi ise işini yurtdışına taşımak oldu.
“Biz sadece bir başlangıç yaptık”
Projeye ilişkin konuşan Kale Grubu Kurumsal İletişim ve Etki Yatırımları Bölüm Başkanı & KSV Genel Müdürü Rana Birden, “30 yılı aşkın bir vakıf yapısına sahip olan Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı (KSV), sosyal yatırım ve sosyal girişimcilik anlayışı ile Kale Grubu’nun ‘İyi Bak Dünyana’ hareketinin bir parçası olmayı sürdürüyor. Etki yatırımlarının alanına da girdiğimiz bu süreçte aslında vakfın inovatif bir organizasyon modeli çıkarmış olduğunu görüyoruz. Bir taraftan toplumsal yatırımları yönetirken diğer taraftan da işimize dokunabilecek, işimizi büyütebilecek bir yapıyı kurgulama hedefimiz var. Tabii ki burada daha çok fazla atılacak adım var. Biz sadece bir başlangıç yaptık diyebiliriz” diye konuştu.
Şu anda etki yatırımlarına ve bağlamında mesleki eğitime odaklandıklarını belirten Rana Birden, “Şu an Türkiye’deki usta ihtiyacı üzerine yoğunlaştık. Çünkü bu sıkıntı, bir kangrene dönüşmeye başladı. İşimizin ve ülkemizin geleceği; doğru usta yetişmesi ve sektörlere doğru tutunmakta saklı. Burada ilgili bölümden mezun olmak önemli olsa da tek başına yeterli değil diyebilirim.
Çok kariyerli olmanın mesleki eğitimde kritik öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Her şeyden belirli oranda anlayıp, bunları doğru şekilde harmanlayıp, bunu doğru şekilde sunmak ve doğru paydaşlarla yönetmek işi başarıya götürüyor. Biz de vakıf olarak bu temelde hareket ediyor ve projelerimizin tamamına bu şekilde yaklaşıyoruz. Bu tür projelerde çarpan etkisinin gücü çok büyük” ifadelerinde bulundu.
Öğretmen önlüğünü çıkarıp öğrenci önlüğünü giydi
Sınıf öğretmenliği bölümünü bitiren ve atamasını Hatay’a isteyen kursiyer Sefa Çetinkaya da, “Ben küçükken babam inşaat işleriyle uğraşırdı, ben de babamla beraber biraz öğrendim. Bildiklerimi altın bileziğe çevirmek için bir sertifikasyon programına yönelmek istedim. Bir yandan burada öğretmenlik yaparken, derslerden sonra da seramik karo kursuna geldim. Hatta şu anda yaşadığım konteynerin fayanslarını da buradan öğrendiklerimle kendim döşedim. Yani hem öğretmen hem öğrenci oldum. Şimdi hedefim bu alanda da kendimi geliştirip, yurt dışında fayans işleri yapmak” dedi.
"Terapi gibi geldi"
Depremden önce iade sorumlusu olarak bir şirkette çalışan Mehmet Ali Yiğit ise, “Depremden sonra bir süre Bodrum’da yaşadık ama fazla kalmadan döndük. Hiçbir şeyin hatta elektriğin dahi olmadığı o dönemde, ayakta kalmamız gerekiyordu ve bu işi kayınpederimden öğrenmeye başladım. Hemen akabinde Kale Grubu’nun seramik karo kursunun ilanını sosyal medyada gördüm ve başvurdum. Kabul edildikten sonra ise süreç ilerlemeye başladı. Keyifli bir ortam içerisinde eğitimimizi tamamladık. Bu bize bir terapi gibi de geldi. Bu işin yurt dışında da kapısı çok açık. Buradan öğrendiklerimle benim de istediğim yurt dışında işimi icra etmek” dedi.
İnsan ya duaya ya da doğaya sığınıyor
Depremden önce Hatay’da müteahhitlik yapan ve vakfın kursunu tamamlayarak mesleğini devam ettirmek isteyen kursiyer Uğur Ural, “İnsan zor durumda kaldığında ya duaya ya da doğaya sığınıyor, ihtiyaç duyuyor. İyileşmenin yolunu ararken, seramik karo kaplamacılığı kursundan haberdar oldum. Depremde üzerime duvar yıkılmıştı, dizim kırılmıştı. Şimdi ise ben duvarın nasıl örüldüğünü öğrendim. İşin inceliklerini öğrenmek bana iyi geldi” dedi.
80 sanatçı memleketi Hatay’a döndü
Deprem sonrasında Kale Grubu ve KSV, Good360 ve Lift iş birliğiyle bölgeye mobilya ve kıyafet yardımları ulaştırdı. Bu kapsamda Hatay’a da 60 adet okyanus konteyner bağışında bulunuldu. Kimi yerde cami kimi yerde muhtarlık kimi yerde restoran olarak kullanıma açılan konteynerların 30’u Hatay Kültür-Sanat çarşısını bir yaşam merkezi haline getirdi. Çarşı kurulduktan sonra 80 depremzede sanatçının tekrar Hatay’a döndüğü öğrenildi.
Artık öğrendiğimizi uygulama vakti
6 Şubat günü yaşanmadan önce parke taşı ustası olan kursiyer Mahmut Yetkin “Ekibimle çalışıyordum fakat deprem olunca mecburen bıraktık. Uzun süre iş bulamadık. Burada 1 ay eğitim aldıktan sonra dışarıdan iş gelmeye başladı. Eğitimle kendi bilgimi pekiştirmiş oldum. Şu ana kadar iki ev yani aşağı yukarı yüz metrekare yer döşedim. Artık iş aramama gerek kalmadı. Kendi işimi, teknik bilgiyle birleştirmiş oldum” diye konuştu.