Hızlı büyüme sektörün ihracatta iştahını kabartıyor
Yeni iş modelleri, daha verimli çalışan ekipmanların geliştirilmesi, HoReCa sektörünün hızla gelişmesi gibi etkenler endüstriyel mutfak ve ekipmanları sektöründe büyüme beklentisini artırıyor. İhracattaki payını artırmak isteyen Türkiye’nin hedefinde ise Kuzey Amerika pazarı bulunuyor.
Hüseyin VATANSEVER
Endüstriyel mutfak ve ekipmanları ticari işletmelerin ürün hazırlama, pişirme gibi işlemler için ihtiyaçlarını karşılamak için özel üretilen bir ürün grubunu oluşturuyor. Bu ekipmanlar arasında ızgaralar, pişirme-soğutma sistemleri, fritözler, fırınlar, ocaklar, ocaklar, su ısıtıcılar, buharlı pişiriciler gibi pek çok araç bulunuyor.
Restoranlar, oteller ve catering işletmeleri gibi hizmet endüstrisi sektörlerinde yaygın olarak kullanılan bu ekipmanlar, işletme faaliyetlerinin güvenle sürdürülebilmesi amacıyla sağlam ve dayanıklı yapılarıyla öne çıkıyor.
Ayrıca bu ekipmanlar sayesinde hızlı servis restoranları gibi mümkün olan en kısa sürede yemek ulaştırılmasına dayanan iş modelleri de geliştirilebildi. Diğer yandan hızla artan işletme, gıda, işçilik ve emlak gibi çeşitli maliyet unsurları işletmeleri her bir alanı en yüksek verimle kullanmaya zorlarken, bu durumu dengelemek için endüstriyel mutfaklar tasarımları sayesinde alandan tasarruf edilmesine de olanak tanımakta. Dolayısıyla ilişkili sektörlerin büyümesi, küresel endüstriyel mutfak ve ekipmanları pazarını genişletecek unsur olarak görülebilir.
Yeni teknolojilerin entegrasyonu küresel pazarı büyütecek
Future Market Insights tarafından paylaşılan verilere göre ticari pişirme ekipmanları sektörünün küresel pazar büyüklüğünün 2023 yılındaki yaklaşık 11,6 milyar dolardan 2033 yılında 23 milyar dolar seviyesine ulaşması bekleniyor. Otel, restoran ve kafe (HoReCa) sektöründe global boyutta görülen hızlı büyümenin endüstriyel mutfak sanayiinin ilerlemesini tetikleyecek temel etken olduğu not ediliyor.
Bölgesel olarak Kuzey Amerika, küresel endüstriyel mutfak ve ekipmanları pazarında en büyük pazar payına sahip ve bu durumun özellikle ABD pazarı için devam edeceğini söylemek mümkün. Bu durum ABD ve Kanada gibi ülkelerde otel ve restoran gibi gıda noktalarının sayısının artmasına bağlanabilir. Ayrıca, özellikle gelişmekte olan ülkelerde pişirme ekipmanlarının ticari kullanımındaki önemli gelişme, küresel endüstriyel mutfak ve ekipmanları pazarının genişlemesini sağlayacağı tahmin edilmekte.
Sektörde önde gelen üretici firmalar, nesnelerin interneti (IoT) ve yapay zekâ (AI) gibi yeni teknolojileri endüstriyel mutfaklara entegre ederek, son kullanıcılar için daha cazip hale getirmeyi amaçlıyor. İş gücünün daha verimli şekilde kullanılmasını sağlayacak bu uygulamalar, aynı zamanda Ar-Ge çalışmalarının odağında yer alıyor. Bu doğrultuda yapılan yeniliklerin de global pazarın hızla büyümesine yardımcı olacağı ön görülüyor.
Sektörün hedef pazarlarının başında ABD yer alıyor
Türkiye’de ise endüstriyel mutfak sektörü tüm alt kollar dahil, 2023 yılında 5,73 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Sektörün Ocak-Haziran 2024 dönemi ihracatı 2,72 milyar dolar olduğu belirtilirken, yılın ikinci yarısında yüzde 10-15 oranında ihracat artışı hedefi bulunuyor. Sektörün ana pazarını Avrupa ülkeleri oluşturuyor. AB ülkeleri ve Birleşik Krallık’ın sektör ihracatındaki payı yüzde 56’yı buluyor. Sektörün ihracatında belirlenen hedef pazarlar ise ABD, Kanada, Güney Amerika ve Uzak Doğu ülkeleri yer alıyor. Küresel boyutta en büyük ihracat pazarı olan ABD’de varlık göstermek isteyen sektörde yapılan incelemelere göre bu pazarından yüzde 1 pay almak dahi sektörün yüzde 100 büyümesini sağlama potansiyeli barındırıyor.
Paslanmaz çelik ithalatı sektörü zorluyor
Türkiye’de endüstriyel mutfak ve ekipmanları sektörünün karşılaştığı en büyük zorluk ise pek çok üründe hammadde olarak kullanılan ‘paslanmaz çelik’e erişim. Ülkemizde beyaz eşyadan sonra paslanmaz çelik kullanımının en yaygın olduğu sektör mutfak sanayii… Sektör derneklerinin de özellikle altını çizdiği gibi Türkiye’de paslanmaz çelik üretiminin yeterli olmayışı sektörü bu materyalde ihracata bağımlı yapıyor.
Sektörün paslanmaz çelik talebinin karşılayacak yatırımların yarıya yakın kısmı ancak yerli imkânlarla karşılanıyor. Fakat paslanmaz çelik ithalatında alınan gümrük vergisinin yüzde 2’den yüzde 12’ye çıkartılmış olması bu hammaddeyi üretimde kullanan firmaları zor durumda bırakıyor. Dünya genelindekine göre daha yüksek fiyattan bu hammadde tedarik etmek, yerli üreticileri zorluyor ve rekabet güçlerini azaltıyor. Sektör temsilcileri, paslanmaz çelikteki mevcut yüzde 12’lik gümrük vergisinin kaldırılması ya da makul seviyelere düşürülmesini talep ediyor.