Irak yüzünden kapasite düşüren un sanayicisi: Kalitemiz sayesinde ayakta durabiliyoruz

Irak örtülü ambargo uygulayınca, tek pazara dayalı yapılan yatırımlar yüzünden Güneydoğu Anadolu’daki un tesisleri atıl kaldı. “Kalitemiz sayesinde ayakta durabiliyoruz” diyen TUSAF Başkanı Mesut Çakmak, tarife dışı engel çıkaran Irak’a karşı benzer bir karşılık verilmesini önerdi.

Irak yüzünden kapasite düşüren un sanayicisi: Kalitemiz sayesinde ayakta durabiliyoruz

Recep ERÇİN

DÜNYA Gazetesi’nin gündeme getirdiği un sektöründe Irak sorunu devam ediyor.İstanbul’da düzenlenen Dün­ya Makarna Günü etkinliğinde sorularımızı yanıtlayan Türki­ye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkanı Mesut Çak­mak, Irak’ın uyguladığı örtülü ambargoya karşı Türkiye’nin de tarife dışı engel kartını değer­lendirmesi gerektiğini söyledi.

Irak son döneme kadar Türki­ye’nin en büyük un pazarların­dan biriydi. Öyle ki Güneydoğu Anadolu illerindeki OSB’lerde birçok tesis yatırımı bu ülke­ye yönelik yapıldı. Hem merke­zi Bağdat yönetiminin hem de Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yö­netimin içerdeki sanayiyi koru­mak üzere devreye aldığı tarife dışı engeller yüzünden birçok tesiste kapasiteler düştü. TU­SAF Başkanı Çakmak’ın verdi­ği bilgiye göre, Mardin’de 50’nin üzerindeki un işletmesinden sadece 7-8’i çalışır durumda. Mardin dışında Gaziantep ve Diyarbakır’daki işletmelerde de kapasiteler ciddi oranda düş­müş vaziyette.

“Bu kadar yatırım yanlıştı”

Çakmak’a “Sadece Irak pa­zarına yönelik tesis kurmanın hesapsızlığının cezası mı çeki­liyor?” diye sorduğumuzda ise, “Mardin olayı biraz öyle. He­sapsız yatırım kurbanı. Türki­ye’de kurulu kapasite 30 milyon tonun üzerinde. İç pazar 12-13 milyon ton. Kapasite kullanım oranı düşüyor. Türk uncusu ka­lite ile ayakta durabiliyor. Bizim unlarımız kaliteli olmasa ayak­ta duramayız. Bu kadar yatırım yapılması yanlıştı. Herkes bir­birine bakıp aynı yatırımı yaptı. Ortaklar ayrıldı, kardeşler ayrıl­dı, çocuklar babadan ayrıldı gitti aynı tesisi kurdu” yanıtını verdi.

“Dağ yollarından un gidiyor”

“Irak’ın yaptığı uygulama ya­sal değil ve Türk uncusuna am­bargo olarak görüyoruz” diyen TUSAF Başkanı Çakmak, sü­reci şöyle özetledi: “Irak kendi fabrikalarını kurunca ton başı­na 120 dolar vergi getirdi. Bir de Musul kapısında Türk unlarına ambargo kondu. Un üretimin­de güçlü de değiller. Irak halkı kalitesiz un tüketmek zorunda kalıyor. 150 bin tonluk pazar 10 bin tona düştü. Giden ürünler de dağ yollarından yüksek nav­lun ödenerek gidiyor. Irak halkı kaliteli Türk ununa pahalı ula­şabiliyor.

Orada Türk makine­ciler anahtar teslim fabrikalar kurdu. Devlet vatandaşına her ay un, yağ, salça gibi temel ih­tiyaç maddelerini belli miktar­da tahsis ediyor. Oradaki üretim bizi etkilemiyordu. Ancak tarife dışı engeller yüzünden ihracat durma noktasına geldi. Kalite­li una yüksek navlun ödeyerek ulaşabiliyorlar. Çünkü pastacı­lık, baklava sektörü için gerek­li kalitede unun üretimi orada yok.”

“İki şirketin kazancı için yapıldı”

Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin bir şirkete imtiyaz tanıdığını, bütün yüklerin İs­kenderun’a geldiğini kaydeden TUSAF Başkanı Çakmak, “Bi­zim limanlarımızı kullanıyor­lar. Yasal olarak transit ticare­ti kimse engelleyemez. Ancak teamüllere aykırı olarak biz de engel çıkarabiliriz. Kuralına gö­re ticaret yaptığımız halde Türk makarnacısı iki yıldır ürün sa­tamıyordu. Şimdi unda da ben­zer sorun yaşanıyor. İki şirketin kazancı için Irak halkı mağdur ediliyor. Biri Bağdat tarafının diğeri Erbil tarafı­nın. Türk un sa­nayisi üretimi­nin yüzde 30- 35’ini Irak’a satarken şim­di perişan vazi­yette” diye konuştu.

“Ekmek yemeyen kaslarını yer”

“Ucuz etten yahni olmaz” diyen Çakmak, kaliteli unun bir miktar pahalı olduğunu ifade etti. Son dönemde “Beyaz ekmek zararlı, yemeyin” yorumlarına işaret eden Çakmak, “Ekmeği en çok Canan hoca (Canan Karatay) yiyor. Ekmeğin kalitesi de ununda. Un işin bir kısmı ekmeği yapan fırınlara da bakmak lazım. Pizzalık un farklı, pastalık farklı. Hiçbir şirket kendi isteğine göre un üretmez. Müşterinin talebine göre mal üretir. Ekmek yemeyen kaslarını yer.

Ekmeğin anavatanı bizim bölgemiz. Ama ihtiyaca göre tüketmek lazım. Ekmekten alınan proteinin yeri apayrı” dedi. Son dönemde artan baklagil unları ve glutensiz un akımına yönelik ise, “Mercimek unu daha önce de vardı. Mısır unu zaten biliyorsunuz” diyen Çakmak, “Sektör ihtiyaca göre ne talep edilirse üretir. Gluteni ise almak zor olduğu için onun için ayrı hat kuruluyor” ifadelerini kullandı.

“Tek tip buğdaydan iyi ekmek olmaz”

Türkiye’de buğday ekim alanlarının arttığı bilgisini paylaşan TUSAF Başkanı Çakmak, “Çiftçilik de değişti; karasaban ve vahşi sulamanın yerini damlama sulama, tarım teknolojileri aldı. Ama araziler parçalı. Toprak analizi ile bölgeye has ürün ekilmesi lazım. Tohumda da ithalat az. Dünyanın en iyi buğdayı olsun tek başına ondan iyi un olmaz. Paçal yapılması lazım. Hamurun üzerine pişmeden önce çizik attığınızda pişince güzel açılıyorsa o kadar iyidir demektir. Irak, tek tip buğday aldığı için başarılı olamıyor. Ekmek oluyor ama yavan oluyor. Biz unları farklı çeşit buğdaylardan yapıyoruz” dedi.

“Buğdayda kalite sorunumuz yok”

Türk sanayicisinin dünyanın en güzel ununu ürettiğini savunan Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkanı Mesut Çakmak, buğday ithalatına yönelik kısıtlamaların sanayiciyi zarar ettirdiğini söyledi. Sanayici buğdayı 200-220 dolara alırken fiyatlar 250 dolar olunca, 20 dolar da navlun eklendiğinin altını çizdi. Mesut Çakmak, “Taahhütlerini yerine getiren un sanayicisi zarar etti. Finansmana erişim de kolay değildi. Şu an yasaklama yok. Önce ihracat sonra ithalat yapılabiliyor. Ama sektör finansmana erişimde zorlanıyor” diye konuştu.

Türkiye’nin buğday stokları dolu olduğu için ithalatın yasaklandığını dile getiren Çakmak, “15 milyon ton stok vardı. TMO, 11 milyon ton hububat sattı. Ne içerde ne dışarda buğday sıkıntısı beklemiyoruz. Bu sene rekolte 21 milyon ton dendi. Sonra 19 milyon tona çekildi. Bizce bir tık daha aşağıda olacak. Eskiden kalite problemi çekerken artık sorunumuz yok. Yerli ürünler kaliteli” bilgilerini paylaştı.

Küba’ya un satıyorlar

TUSAF’a kayıtlı 300’den fazla üretici olduğu bilgisini paylaşan Mesut Çakmak, şunları söyledi: “Şu an Suriye ihracatta bir numara. Suudi Arabistan, Ürdün, Cezayir, Tunus, Fas, Libya gibi ülkelere baklavalık un satıyoruz. Türk unu dünyada bir markadır. Suriye’ye birinci sınıf ürün gidiyor. Bu sıra Küba da iyi. Filistin’e ürün gönderiyoruz. Bir ara Venezuela iyiydi şimdi az gidiyor. Uzak pazarlar için biraz lojistik destek almamız lazım.” Beşler Un Yönetim Kurulu Başkanı olan Çakmak, kendilerinin de ABD’ye ihracat yaptıklarını ifade etti.

Kaynak: DÜNYA - İSTANBUL