Yan sanayici 'yerli oto için biz de varız' dedi

Baştepe'deki yerli otomobil toplantısının ertesi günü değerlendirme görüşmesi yapan yan sanayiciler ortak girişim grubunun kapısını çalarak “Buradayız ve her türlü desteğe hazırız” demeye hazırlanıyor. TAYSAD Başkanı Kanca, “Mutlaka işin içinde olmalıyız” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Aysel YÜCEL

Uzun yıllardır Türkiye'nin gündeminde olan yerli otomobili yapacak 'babayiğitler' geçtiğimiz perşembe günü Beştepe'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın da katıldığı törende açıklanmıştı. Yerli otomobilin tasarımı ve üretimi için ortak girişim olan Anadolu Holding, BMC, Kıraça Holding, Turkcell ve Zorlu Holding protokol imzaladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, girişime tam destek verdiklerini belirterek, takvim olarak 2019 yılı içinde ilk prototipin ortaya çıkmasını ve 2021 içinde ilk ticari satışın yapılmasını hedeflediklerini vurgulamıştı. Ankara'daki toplantı sonrası değerlendirme görüşmesi yapan TAYSAD yönetim kurulu üyeleri, ortak girişim grubunun kapısını çalarak "Buradayız ve her türlü desteğe hazırız" demeye hazırlanıyor.

'Tek eksiğimiz kendi markamız'

Taşıt Araçları Yan Sanayi Derneği (TAYSAD) Başkanı Alper Kanca, DÜNYA'ya yaptığı açıklamada yerli otomobil projesinin Türkiye açısından önemine vurgu yaparak, "Otomotiv sektörü ihracatta lider. Hem otomotiv ana sanayimiz hem de yan sanayimiz oldukça iyi durumda. İşlerimiz yoğun. Uluslararası rekabete uyumlu üretim yapıyoruz. 100'e yakın Ar-Ge merkezimiz bulunuyor. Mühendislik kabiliyetimiz var. Her türlü yeni teknolojiye sahibiz. Otomotivde uluslararası alanda kendini ispatlamış bir ülke olarak tek eksiğimiz bu konuda bir markamızın olmaması. Marka olmanın gerekliliğini görüyoruz. Hatta kendimize ait marka olmadığı için bazen sıkıntılar da yaşıyoruz. Bu nedenle bu projeyi çok doğru buluyoruz" dedi.

'Mutlaka işin içinde olmalıyız'

Tedarik sanayicileri olarak yerli otomobil konusunda her türlü desteğe hazır olduklarını belirten Kanca, "Biz otomotiv tedarik sanayi olarak mutlaka bu işin içinde olmalıyız. Ankara'dan döndükten sonra ertesi sabah yönetim kurulu arkadaşlarımızla görüştüm. Onların fikirlerini aldım. Türkiye'nin büyük tedarikçi şirketleri olarak hepsi de projeyi desteklediklerini belirterek, kesinlikle projenin içinde yer almak istediklerini vurguladı. Hatta derhal açıklanan 5 girişim ile bir araya gelerek bu projede neler yapabileceğimizi konuşmak konusunda hemfikiriz. Öncelikle onlara dernek olarak 'hayırlı olsun' diyeceğiz. Nasıl yardımcı olabileceğimizi, hangi konularda ihtiyaçları olacağını soracağız" diye konuştu.

'Mesele araç üretmek değil ticarileşebilmek, o aracı satabilmek' diyen Kanca, rekabetçi bir ürün ortaya koyabilmek için son teknolojilerin kullanıldığı ancak aynı zamanda ekonomik bir araç ortaya çıkarmak gerektiğinin altını çizerek, şöyle konuştu: "Açıklanan firmalar güçlü firmalar. Bazıları Turkcell'in neden bu projede olduğunu merak ediyorlar. Ancak baktığınız zaman artık aracın büyük bir kısmı yazılım. Bu açıdan değerlendirdiğinizde iyi bir ekip var. Bizim de üyemiz olan Vestel'in bu işte olması önemli. Cumhurbaşkanımız mevcut platformun kullanılması gibi bir zorunluluk olmadığını söyledi. Bunu tamamen girişimcilerin tercihine bıraktı. Daha iyi bir araç yapmak istedikleri takdirde yepyeni bir platform kullanabileceklerini söyledi. Bu açıdan ben daha olumlu görüyorum. Ayrıca bu konuda devletin teşvik vermesini doğru buluyorum. Türkiye'deki mevcut üreticilerin çok aleyhine olmayacak ama pazarı büyütecek teşvikler olması lazım. Daha önce araç almamış insanlara araç almamış insanları araç alır hale getirmek gerekiyor. Kamusal alanlarda biraz öne çıkarması gerekiyor. Ancak bu şekilde bir marka yaratılabilir. Ben Beştepe'den gittiğimden daha umutlu döndüm. Tedarik sanayiciler olarak projeyi mutlaka desteklememiz gerekiyor. Yerli otomobil bizim bugüne kadar geliştirdiğimiz Ar-Ge projelerini daha da ön plana çıkarabilir."

Alper Kanca, her parçanın yüzde 100 yerli olması gibi bir zorunluluk olmaması gerektiğini ifade ederek "Önemli olan konunun tasarımın ve mühendislik çalışmalarının Türk olması. Bugün dünyanın en pahalı araçları bile o ülkenin yüzde 100 üretimi değil. Önemli olan bütünde Türk imajı gerçekleştirmek. Her şeyi yüzde 100 Türk malı yapmak çok da gerekli değil. Tabii ki amaç bu olmalı ama özellikle stratejik olmayan bazı parçalarda ekonomik yerli üretim yoksa, dışarıdan da temin edilebilir" dedi.

Ankara'daki toplantıya katılan isimlerden biri de İTO Meclis Başkanı ve TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi Şekib Avdagiç oldu. DÜNYA'ya konuşan Avdagiç, "Hem Türk vatandaşı olarak hem de Türkiye'de yaşayan bir yan sanayici olarak bu projeyi son derece değerli buluyorum. Kıvanç duyuyorum. Mutlaka başarılması gereken ve bizi heyecanlandıran bir proje. 5 şirketten oluşan konsorsiyumu çok isabetli buluyoruz. Otomotiv konusunda çok deneyimli olan firmalar var. Biz iyi bir sonuç çıkacağını düşünüyoruz. Şu anda Türk otomotiv yan sanayi bütün dünyaya parça yapıyor, parça dizayn ediyor. 99 Ar-Ge merkezimizle sadece parça üretmiyor tasarım da yapıyoruz. Bana göre en nitelikli Ar-Ge merkezleri de Otomotiv yan sanayinde. Bunun avantajını mutlaka kullanmak durumundayız. Biz otomotiv yan sanayi olarak her türlü katkıyı vermeye hazırız" dedi.

AVL Türkiye Genel Müdürü Umut Genç:
Yerli otomobil için yüzde yüz yerli teknoloji şart değil

Yerli sürücüsüz ve hibrit elektrikli araç teknolojilerini geliştirmeye başlayan ve ilk demo aracını 2018 sonunda İstanbul trafiğine çıkarmayı hedefleyen AVL Türkiye'nin Genel Müdürü Umut Genç, "Tüm dünyaya Türkiye'den mühendislik ihraç eden ve Türkiye'de 3. Ar-Ge merkezi yatırımına hazırlanan bir şirket olarak yerli otomobil konusunda her türlü desteği vermeye hazırız" dedi.

Genç, yerli otomobil projesi konusunda DÜNYA'ya şu önemli açıklamalarda bulundu: "Hem sanayimiz hem de mühendislik altyapımız için çok önemli bir proje. Türkiye'de otomobil tasarlayacak ve üretecek altyapı bulunuyor. Bütün dünyaya otomobil üretip satan bir ülkeyiz. Otomobilin yerli olması için araçta kullanılan her parçanın ya da her teknolojinin yerli olması gerekmiyor. Önemli olan otomobilin fikri mülkiyet, tasarım ve marka haklarının üzerimizde olması. İyi bir ürün çıkarabilmek için tabii ki dünyadaki en iyi sistemler ve teknolojiler kullanılacaktır. Bazıları da doğal olarak Türkiye'de geliştirilecek. En zorlu kısmın ticarileşme ve markalaşma olduğunu biliyoruz. Bu konuda hazırlıklar yapıldığından eminim. Diğer taraftan özellikle elektrikli ve otonom özellikleri olan bir otomobilin hem güvenlik hem de kalite açısından çok yüksek standartlara sahip olması gerekiyor. Yani sadece teknolojiyi geliştirmeniz yeterli değil. Burada da dünyada kullanılan tasarım ve mühendislik geliştirme, test etme süreçlerinin izlenmesi gerekiyor.

Öte yandan otomotiv teknolojileri geliştirme konusunda deneyimli bir ekibin kurulması ve doğru şekilde yönetilmesi de çok önemli olacak. Otomobil teknolojileri geliştirme projeleri genelde 3-5 yıl arası sürüyor. Proje yönetiminin sağlıklı ve dengeli bir şekilde en baştan yapılması istenen ürünlerin ortaya çıkabilmesi için çok kritik bir faktör. AVL olarak elektrikli ve otonom araç teknolojileri üzerine yoğun olarak çalışıyoruz. Elektrik motoru, güç elektroniği, batarya paketi ve elektroniği, elektronik kontrol ünitelerinin donanım ve yazılımlarının geliştirilmesi konularında hem mühendislik hem de süreç desteği verebiliriz."