Dijitalleşen sigorta şirketi ‘güvenilir danışman’ olur
KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Cantürk, dijitalleşmeyle ortaya çıkan ‘gömülü sensör’, ‘telematik’, ‘ev otomasyonu’ gibi teknolojilerin, sigorta şirketlerine, tüketicilerin risk seviyelerine göre özelleştirilmiş poliçe oluşturma özgürlüğü kazandıracağını söyledi.
Serhat ALİGİL
Dijitalleşme, tüm sektörleri olduğu gibi sigortacılığı da yakından ilgilendiren bir süreç. Denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri sunan KPMG ve Harvey Nash’in küresel 160 sigorta şirketi bilişim teknolojileri (BT) yöneticisiyle yaptığı araştırma da, bu süreci farklı biçimde ortaya koydu. Araştırmanın bulgularına göre dünyada giderek artan rekabet ve düşük faiz oranları sigorta sektöründeki masraf ve marjları zorluyor. Düzenlemelerdeki değişiklikler karışıklığı ve maruz kalınan riski artırıyor.
Bu kırılmayla birlikte gelen fırsattan yararlanan Fintech ve Insurtech şirketleri ise geleneksel sigorta şirketlerinin pazardaki payını zorluyor. Araştırma, dijital dönüşümün formülünü sigortacılar için şöyle ortaya koyuyor: Hız, çeviklik, esneklik. Zaten araştırmaya göre 10 CIO’dan (Chief Information Off icer) 7’si BT fonksiyonunda çevik hareket imkanı veren sistemlere geçtiğini söylüyor. Yine artışmaya katılanların dörtte biri çeviklik ve hızlı yanıt verme becerilerini artıracak stratejik ortaklık arayışı içinde olduklarını belirtiyor.
İş süreçleri hızlanacak
DÜNYA’nın sorularını yanıtlayan ve raporun saptamalarını Türkiye sigorta pazarı açısından değerlendiren KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Sinem Cantürk, öncelikle riski daha doğru tahmin etmek amacıyla dijital teknolojilerin ürettiği devasa büyüklükte verilerden yararlanabilen şirketlerin, bu bilgileri müşterileri için güvenilir bir danışman olmak ve onları olası sorunlarla ilgili önceden uyarmak için kullanabileceklerini belirtti.
Cantürk şöyle devam etti: “Yavaş ve ağır işleyen BT modelleri yerine, daha hızlı ve çok daha esnek olan bulut mimarisi kullanılabilecek. Şirketler, neredeyse gerçek zamanlı olarak yeni özellikleri ve fonksiyonları devreye sokarak müşteri taleplerine hızlı şekilde yanıt verebilecek. IoT teknolojisi (örneğin gömülü sensörler, telematikler ve ev otomasyonu) sayesinde, bireysel poliçe sahiplerine, risk seviyelerine göre özelleştirilmiş poliçe oluşturma özgürlüğü kazandırılabilecek. Örneğin, taşıt sigortası primleri değiştiği için; arabanın kullanımı sırasında primler artarken, araba park halindeyken primlerin düşmesi gibi.”
Acenteler hazırlanmalı
Bu dönüşümün tüketici ve acentelere etkisini de yorumlayan Cantürk, tüketicilerin artık, iş yerinden, evinden ya da internet bağlantısına sahip oldukları herhangi bir yerden finansal ya da kişisel işlemlerini yürütebildiğini, aradıkları ürün ve hizmetlere kolayca erişebildiklerini söyledi. Bu durum inanılmaz bir kolaylık ve zaman tasarrufu sağlıyor. Ayrıca bu sayede müşterilere çok önemli avantajlar sunularak müşteri memnuniyeti yüksek tutuluyor.
Ancak bu noktada Cantürk, sigorta şirketlerine önemli bir uyarıda bulundu:
“İnternetin hızla geniş kitlelere ulaşması ve alım gücüne sahip gençlerin sayısının giderek artmasını fırsat bilip, tıpkı mal/ hizmet kavramını ayırt edemeyen acenteler gibi düşünerek ufak hesaplarla büyük paralar harcayıp acenteleri devre dışı bırakmayı planlayan tüm şirketlerin, kısa vadede sadece fiyat üzerinden yürütmeye çalıştıkları stratejilerinin kendilerini vuracağı ve marka değerlerinde onarılamaz hasarlara sebep olacağı kanaati ağır basıyor. Gelecekte sektöre hakim olacak sigorta şirketleri, acentelerini hizmet ağırlıklı ve teknik donanıma sahip acentelerden seçen ve onları bu dijital devrime hazırlayan şirketler olacaktır.”
'Mevzuat uyumu gerekli'
Sinem Cantürk’e göre bu dönüşümle birlikte ortaya çıkan yeni durumu düzenlemek amacıyla mevcut mevzuatta da değişiklikler olacak. Çünkü dijital dönüşümle birlikte hız ve esneklik kazanacak sektörün bunu kaybetmemesi önemli. Cantürk, konuyu bir örnekle anlattı: “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu dijital dönüşüm sürecinde şirketler açısından ihtiyaç duyulan ve toplanan kişisel verilerin uygun şartlarla temini ve korunmasını gerektiriyor. Sigorta şirketlerinin dönüşümün avantajlarından tam anlamıyla faydalanabilmesi için öncelikli olarak süreci destekleyecek şekilde mevzuat uyumu da sağlanmalı.”