İstediğimiz alanda frene basabilir ya da büyüyebiliriz

Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin, şirketin kendi dinamikleri ile hareket edebilecek duruma ulaştığını söyledi. Çetin, yılın ikinci yarısında VakıfBank'la birlikte atağa geçeceklerinin altını çizdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


Yakup SAYAR

İSTANBUL - Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin, şirket olarak kendi dinamiklerini belirleyebilecek bir duruma geldiklerini belirterek, " Biz istediğimiz alanda büyüyebilecek ya da frene basabilecek duruma geldik. VakıfBank'la işbirliğimizin yeni dönemde daha da artacağını biliyoruz ve yapamadığımız birçok şeyi yılın ikinci yarısında yapacağımızı düşünüyoruz" diye konuştu. 
Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin, sektöre yönelik beklentilerini  ve Güneş Sigorta'nın hedeflerini DÜNYA ile paylaştı.
Güneş Sigorta olarak 2012 yılında çok çalıştıklarını söyleyen Çetin, "Daha önceki yıllarda başlatmış olduğumuz yeniden yapılanma çalışmalarımız kapsamında bilgi işlem altyapımızı yeniledik ve geçişini yaptık.  Şimdi bunların meyvelerini almaya başladık. Raporlamaların, anlık uygulamaların hızlı ve esnek olması bizim iş yapış biçimlerimizi de etkilemeye başladı. Artık çok daha iyi bir şekilde önümüzü görebilme ve esnek olarak bir şeyler üretebilecek durumdayız.  Örnek vermek gerekirse çoğu şirkette 1 ay ya da 2 ay süren ürün geliştirmeyi bugün yarım günde yapabiliyoruz. Hiç olmayan bir ürünü sabah başlayıp öğleyin tezgaha koyabiliyoruz. Entegre edilmiş, muhasebesi, reasüransı da oturmuş bir şekilde. Normalde yeni bir ürün için bunu bilgi işleme atıp birkaç ay beklersiniz" diye konuştu.
 "Şirket olarak gelmeyi amaçladığımız yerdeyiz" diyen Çetin sözlerini şöyle sürdürdü: "Raporlamalarımızı da anlık olarak da şirketin performansını görebilecek durumdayız.  Bundan sonrasını planlamak bizim için çok kolay. Hayallerimizi gerçekleştirecek noktadayız."
Araba değil gemi kullanıyoruz
Sektöre yönelik beklentilerini sorduğumuz Serhat Süreyya Çetin, sigorta sektöründe değişimlerin çok hızlı olmadığını belirterek, " Ne yazık ki yaptığımız işi muhasebe mantığı ve kendi içinde barındırdığı iş mantığı yüzünden araba kullanmıyoruz da gemi kullanıyoruz diye tasvir edebiliriz.  Bunun içinde yaptığımız hareketler biraz geriden gelerek ve zaman geçtikten sonra ancak sonuçlarını görebildiğimiz hareketler oluyor. Son zamanlarda sonuçlardaki ani değişiklikleri de bizde şaşkınlıkla izliyoruz" dedi.
İlk çeyrekte hedeflerimiz tuttu
İlk çeyrek olarak hedeflerini tutturdukları söyleyen Çetin , "İyi gidiyoruz. Yangın, mühendislik ve nakliyatta rakamlarımız çok iyi. Bankacılıkta çok iyi gidiyoruz. Yüzde 100'ün üstünde artış sağladık. Branş bazında büyüme oranlarımıza baktığımızda ilk üç ayda yangın ve nakliyatta yüzde 38, yüzde 26, kasko ve mühendislikte yüzde 56, yüzde 600 gibi bir büyüme oranları yakaladık.  Bireysel müşterilere ait prim üretimimiz de aynı dönemde konutta  7.5 milyon TL ve  yüzde 23 artış,  DASK prim üretimimizde de 5.8 milyon TL ve yüzde 32 artış yaşadık. Ama sıralama ve rakam yapalım gibi bir kaygımız yok.  Bunu da başarılı bir şekilde yürüttüğümüzü görüyoruz" diye konuştu.  Güneş Sigorta'nın kendi dinamiklerini belirleyebilecek bir duruma geldiğini söyleyen Çetin sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz istediğimiz alanda büyüyebilecek yada frene basabilecek duruma geldik. Bu dinamikler bizde var.  VakıfBank'la işbirliğimizin bankanın yenilenen yönetim kadrosuyla daha da artacağını biliyoruz ve yapamadığımız birçok şeyi yılın ikinci yarısında yapacağımızı düşünüyoruz."
Trafikte pazar payını artırmanın faydası yok
Yıllar içinde bakıldığı zaman bir tercih olarak sektörün sıkıntı çektiği trafik branşında pazar paylarını yüzde 7.9'dan 4.9'a düşürdüklerini  ifade eden Çetin, "Bu bizim gibi bir şirket için acı verici bir sonuç oldu ama ayakta kalmamız için bu çok önemliydi olmalıydı. Buna rağmen hala trafikteki sorunları bizde hissediyoruz. Sonuçta Güneş Sigorta'nın düzelmeye başladığını söyleyebiliriz. Bu pazar kaybını telafi ettik. Ama sonuçta 100 milyon TL'lik bir üretime denk geliyor. Çok daha fazla üretim yapıp çok daha yukarılarda olabilirdik ama sadece bu zarar olarak bize yansırdı. Onun dışında da stratejik olarak trafikte pazar payını artırmanın bir getirisi olduğunu düşünmüyorum" şeklinde konuştu.  
Bankaya özel bir şirket kurduk
Sohbette banka sigortacılığına özel bir yer açan Çetin şirket olarak İstanbul'u pilot olarak seçtiklerini ve burada şirketin mevcut birimlerinden ayrı bir birim kurduklarını söyledi.  Çetin bu konuda şunları söyledi:  "Kabataş'ta banka bölge müdürlüğümüz sayesinde banka kanallarımıza ayrı bir hizmet vermeye başladık ve sonuçlar çok iyi oldu. Desteği de görünce sektörde olmayan bir şey yaptık.  Satış birimlerimiz dışında da 4 ana kol olan teknik, tahsilat, satış, hasar yönetimi  genel müdürlükte de ikiye böldük. Geleneksel kanalımız olan acentelerimiz ve kurumsal işlerimiz sürerken, aynı fonksiyonları banka içinde ayrı birimlere bölerek hizmet vermeye başladık. Bu tabiî ki radikal bir değişiklikti ve bir bakıma şirketi ikiye böldük. Bankaya özel bir şirket kurduk." 
Artık herkes yaptığı ile ortaya çıksın
Sektördeki son satın almayla birlikte çok ciddi bir sıralama değişikliği olduğunu hatırlatan Çetin, "Türkiye'nin geldiği durum itibariyle dünyadaki sektörlerden markalardan farklı olmasını bekleyemezsiniz.  Türkiye'ye gelen çok büyük sigorta şirketleri  var. Bunu her zaman söylüyorum buradaki pazar payı kavgası rekabet ortamı, gelen devlerle birlikte durulmayacak. Artık bireysel olarak ne düşünürseniz  düşünün bir şeylerin daha stabil olması ve dengesi gidebilmesi için konsolidasyon süreci tamamlansın ve kavga ortamı bitsin herkes yaptığı ile ortaya çıksın" şeklinde konuştu.
Sağlıkta agresif değiliz ama kardayız
Sohbette sağlık branşına özel bir yer açan Çetin, bu branşta iyi bir altyapı oluşturduklarını belirterek şöyle konuştu:  "Sağlıkta hiçbir zaman agresif olmadık. Grup ve ferdi oranımız yüzde 65'e 35'e şeklinde tutmaya çalışıyoruz. Sağlıkta kardayız.  Bu portföye gelene kadar zararlı çok işten çıktık. Sadece karlı olanlar kaldı.  Bütün sektörle rekabet edecek çok ürünlerimiz var şartlarımız çok iyi ama agresif değiliz. Bizim hazırlandığımız tamamlayıcı sağlık ve burada bir numara dahi olabiliriz. Henüz işlemeye başlayan bir sistem değil. Bekliyoruz. Altyapının adımları atıldı henüz çalışmalar devam ediyor.  VakıfBank'ın da gücünü arkamıza alarak buraya çok iddialı bir giriş yapacağız."
Tedbirleri alınan her sektörü sigortalıyoruz
Son olarak sektöre yönelik bazı branşlara poliçe kesilmediği yönlü tartışmalara değinen Çetin, "Sektörde poliçeden kaçma diye bir şey yok. Biz boyacıyı da çırçırcıyı da sigortalıyoruz. Ama artık risk analizi yaparak fiyat alıyoruz. Geçmişte yapılan hataların karşılığında bazı sektörleri ne yazık ki bazı şirketler yanlış yönlendirdi.  Tedbirleri alınan her sektörü sigortalıyoruz.  Tüm sektörün bu şekilde yapması lazım. Sigorta bulamayanlar alması gerekli önlemleri almayanlardır" dedi.

Hedef bankada 150 milyon TL üretim
Serhat Süreyya Çetin, şirketi ikiye bölmek gibi bir kararı almalarının iki amacı olduğunu belirterek  bunları şöyle sıraladı: "Bankamıza istediğimiz etkin hizmeti verebilmek, bunu yaparken de ana iş ortaklarımız olan acentelerimize hizmette eksiklik yaratmamaktı. Bizim amacımız, geleneksel gücümüzü acentelerimizi onlarında işlerini etkilemeden ama stratejik olarak çok önemli gördüğümüz banka sigortacılığına gereken önemi bu sayede vermeyi amaçladık.  İlk üç ay sonuçları da bunun doğru bir karar olduğunu gösterdi. Çünkü bu sene hedefimiz bu alanda yüzde 50 büyümek. Ama bunun ilk üç ayında çok üstünde büyüdük.  Geçen sene banka kaynaklı 100 milyon TL üretimimiz olmuştu bu sene en az 150 milyon TL üretmek hedefimiz var. Yaptığımız işler o kadar doğru ki ilk üç ayda bunun çok üstüne çıkacağımız görülüyor. Yeter ki bankamızdan şu anda almakta olduğumuz gibi destek alalım. 150 milyon TL'lik rakam çok az değil. Bunun geleceği sınır 300-350 milyon, en fazla da 450 milyon TL'dir. Bu sene istediğimizi alırsak almak istediğimiz yolun yarısını almış oluruz."

Bankacılar sigorta ile hatırı sayılır gelir elde edebilir
Banka ürünleri ile sigorta ürünlerinin tam bir entegrasyon halinde satılabildiğini ifade eden Serhat Süreyya Çetin, "Örneğin kredi kullanırken, konut poliçen olup olmadığı görülebiliyor. Bizim gelmemiz gereken nokta da bu entegrasyonun tam sağlanması. Burada yatırımlarımız devam ediyor. İstenen seviyede değiliz ama bu bahane değil tabiî ki  ama manuel olarak bu eksiklikleri gideriyoruz. Diğer yatırımları yaparak orada gelmek istenen noktaya gelmeye çalışıyoruz. Bankacılıkta çok yoğun ve hedef odaklı bir sektör. Orada çalışan bankacı arkadaşlarımız, sigorta satabilecek önceliği kendilerinde bulamıyorlar ama bizlerde değişik kampanyalarla bir motivasyon sağlıyoruz. Bankacı sigorta ile uğraştığında hatırı sayılır bir komisyon elde etme imkanına sahip.  Aynı zamanda eğitimlere başladık. 400 bankacı arkadaşımız eğitimden geçti ve bu rakamlar artacak. Özel ekranlar tasarladık, çok az veri girişiyle basit işlemlerle poliçe çıkarmalarını sağladık" diye konuştu.

Acentenin ve bankanı n işleri çakışmıyor
Serhat Süreyya Çetin ana  üretim kaynakları olan acentelere de hizmette eksiksiz yok aldıklarını söyledi.  "İki tarafın işleri hiçbir şekilde çakışmıyor" diyen Çetin sözlerini şöyle sürdürdü: " Adil olmak ve herkese aynı fiyatı aynı şartları sunmak bizim ana psensibimiz.  Bankaya gelen bir iş acentenin alamayacağı bir iştir.  Artık acentelerde bankaların kendileri açısından yeni poliçeler olarak dönüş olacağını düşünmeye başladı. Burada bir çatışma olacağını düşünmüyorum. Fırsat yaratmaya başladı. Gençler artık bankacılıkla çok erken yaşta tanışıyor, sigortadan çok önce, bu nedenle sigortanın tanıtımı için banka çok önemli ve doğru. Anlık çatışmalar olabilir zaten işin devamında yenilemesinde dönüp  dolaşıp bu işin geleneksel satış ayağı olan acenteye geliyor. Biz bunu yaparken sadece adil olmaya çalışıyoruz. Müşterinin tercihi çok önemli ve onun tercihlerine hiçbir etkimiz olmuyor.

Düzenlemelerin hepsi iyi niyetli
Aynı zamanda Türkiye Sigorta Birliği'nde Yönetim Kurulu Üyesi de olan Serhat Süreyya Çetin'e düzenlemelere yönelik düşüncelerini sorduk.  "Yeni düzenlemelerin hepsi çok iyi niyetli düzenlemeler"  diyen Çetin şunları söyledi: "Genel olarak bakıldığında tüketici haklarını gözeten tüketiciye doğru ürünlerin doğru bilgilendirmeye satılması ve satıldıktan sonra da  hizmetlerin doğru bir şekilde yapılmasını amaçlayan düzenlemeler.   O anlamda sigortalılık bilincini ve oranını artırmaya yarayacak düzenlemeler.Ama sektörün yaşadığı sıkıntıların ana kaynağı bunlar değil, düzenlemelerle giderilecek şeyler değil."

Tazminat vurgunu yapan organizasyonlar var
Fiyat odaklı rekabetin hala devam etiğini söyleyen Serhat Süreyya Çetin,  "Biraz azalmış olsa da sonuçta konsolidasyon süreci devam ettikçe pazar kavgasının paralel olarak süreceğini görebiliyoruz. Bunun yanında zararın kaynaklarına baktığımızda özellikle trafikte davalı dosyalarda ve normal hasar dosyalarında  bedensel hasarların ve destekten yoksun kalma hasarlarının bizi zarara götürdüğünü görüyoruz. Burada ne kadar serbest fiyatlama yaparsak yapalım hasarı yönetmekten çok uzağız. Mahkemeye giden dosyalarda aktüerlerin hesaplamaların çok çok üstünde tazminatlarla karşılaşıyoruz. Esas üzücü olan bu tazminatların hak sahiplerine ulaşmadığını görüyoruz. Burada çok ciddi aracılar ortaya çıktı. Çok büyük bu yönde organizasyonlar var. Hastanede, mezarlıklarda, adliyelerde, bir kaza sonrasında mağdurların peşinde koşup bu tür tazminat vurgunu yapıyorlar. Peşin para verilip, hakkını bize devret denilen dosyalara da şahit olmaya başladık. Bizler tüm mağdurlara hak ettikleri tazminatları ödemek istiyoruz. Kimseyi mağdur etmeden bunu ödememiz lazım. Fakat sektöründe zarar etmesine yol açan sürecin bu düzenlemelerle değil, yargı  ve hasar yönetiminin her parçasının ortak hareket etmesiyle çözülecektir diye düşünüyorum" dedi.