Şirket enflasyonu fuarcılıkta metrekare fiyatını düşürdü
Salgın sonrası fuarcılıkta yıldızı parlayan Türkiye’nin dünya pazarından aldığı pay halen yüzde bir buçuk. Almanya 37 fuar şirketiyle 30 milyar euro ciro yaparken, Türkiye 300 firma ile 300 milyon euro ciroda kaldı. Türkiye’de fuarcılık sektörünün ortalama birim fiyatı 55 dolar iken bu rakam Özbekistan’da 350 dolar, İran’da 300 dolar.
Nurdoğan A. ERGÜN
Gerek organizasyon gerekse katılımcı sayısı bakımından, dünya fuarcılığında marka olan Almanya’nın hedeflerine ulaşmayı planlayan Türkiye, stand metrekare fiyatlarında Özbekistan ve İran’ın gerisinde kaldı.
Fuar Yapımcıları Derneği Başkanı ve TÜYAP Fuarlar Yapım AŞ Genel Müdürü İlhan Ersözlü’nün verdiği bilgilere göre, Türkiye’de fuarcılık sektörünün ortalama birim fiyatı 55 dolar iken bu rakam Özbekistan’da 350 dolar, İran’da 300 dolar. Avrupa ortalaması ise 280 euro. Türkiye’nin birim fiyatta aşağıda kalmasının en önemli nedenlerinden biri ise fuar şirketi enflasyonu.
Öyle ki ortlama 300 milyon euroluk ciro yapan sektörde, 300 tane firma faaliyet gösteriyor. Bu da beraberinde kalite sorununu ve düşük gelir dağılımı getiriyor. Ersözlü, Almanya’nın fuarcılık cirosunun 30 milyar euro olduğunu belirterek, “Bu ciroyu sağlayan şirket sayısı sadece 37” açıklamasını yaptı. Pandemi sonrasında Türkiye’nin fuar atağıyla Almanya’nın Dometex gibi markalaşan bazı fuarını kapattığını kaydeden Ersözlü, yakalanan bu ivmenin kalite ve ciroya da yansıması gerektiğini belirtti. Ersözlü’ye göre, bunun için de sektöre girişlerde düzenleme yapılması gerekiyor.
“Festival adı altında fuar yapılıyor”
Türkiye’de kendi fuar alanına sahip kurumsallaşmış tek firmanın TÜYAP olduğunu söyleyen İlhan Ersözlü, Avrupalı birçok şirketin Türkiye’deki küçük fuar şirketlerini satın alarak ofis açıp, bu pazara girmeye çalıştığını aktardı. Önceden 250 bin TL sermayesi olanın fuar şirketi açtığını, mücadeleler sonrasında bu rakamı 1 milyon TL’ye çıkarttıklarını dile getiren Ersözlü, “Şu anda festival, gün adı altında düzenlenen birçok fuar var. Örneğin ayakkabı festivali deniyor. Fuar denemez çünkü en az 5 bin metrekare kapalı alan olması gerekiyor. Ayrıca İSG kuralları, güvenlik, temizlik gibi şartlar var. ‘Günleri’ adı altında düzenlenen bu organizasyonlar, kalite olarak sektöre zarar veriyor” dedi.
Son yıllarda yaşanan ivmelenmeye rağmen Türkiye’nin dünya fuarcılık pastasından aldığı payı yüzde 1.5 olarak açıklayan İlhan Ersözlü’nün verdiği bilgilere göre, Nafta ülkeleri yüzde 20’nin üzerinde, Asya Pasifik ülkeleri yüzde 20, Avrupa Birliği ülkeleri yüzde 20 üzeri pay alıyor. Türkiye’nin hedefi ise 10 yıl içerisinde payı yüzde 5’e çıkarmak. Dünyada yıllık 31 bin fuar organize edildiğini bildiren Ersözlü, bunun 7 bin tanesinin Çin’de düzenlendiğini belirtti. Ersözlü, “Çin üretimde nasıl bütün sektörleri domine ettiyse fuarcılıkla da ediyor. Çin Türkiye’deki büyük ölçekli fuarlarda da yer almak istiyor ama belli bir metrekare ile sınırlıyoruz” dedi.
Rusya ambargosu Türkiye’ye yönlendirdi
Fuarcılık alanında Türkiye’nin iki rakibi olduğunu ifade eden Ersözlü, şunları söyledi:
“Aşağıda tüketim ürünleri grubunda Dubai, yukarıda sanayi fuarları alanında Moskova. Ancak Rusya’daki çatışmalar o bölgenin fuarcılığını bitirmiş durumda. Ayrıca Rusya’ya yönelik ambargolar da özellikle ağır sanayi tarafında Türkiye’yi ön plana çıkardı. Orta Doğu da yangın yeri. Dubai daha toparlayamadı. Şimdi İstanbul önemli bir yere geldi.
Şu anda Batı’nın da düşüşüyle beraber Türkiye’de iyi bir yatırım yapılırsa, devlet politikası olarak da güdülürse, Türkiye bir numaralı fuar destinasyonu ülkesi olur. Kamu da fuarcılığın önemini anlamaya başladı. İstanbul Havaalanı’nın yanında, Atatürk Havalimanı’nda ya da Kurtköy civarında Şu anda İstanbul’da büyük bir fuar merkezi yatırımı öngörülüyor” dedi. Ersözlü, bunlar arasında en avantajlı bölgenin İstanbul Havalimanı yanı olacağını söyledi.
“Türkiye katma değer satmak zorunda”
Fuarcılık sektörünün ekonomik gidişat ve sektörel gelişimler hakkında birebir bilgi verdiğini dile getiren Ersözlü, bugünkü durumu şöyle özetledi: “Çin’in pazara hakim olduğu sektörlerde bizimkiler rekabet sorunu yaşıyor. Tekstil, teksile mal ve hizmet üreten sektörler sıkıntılı. İplikçiler, ayakkabıcılar sıkıntılı. Otomotiv sektörü sıkıntılı. Otomotiv sektörüne hizmet verenler problemli. İnşaat sektörü problemli. İnşaat sektörüne hizmet verenler problemli. Mobilya sektörü sıkıntıda. Şu anda İnegöl’de, Kayseri’de birçok kapanan şirket var.
Finans yapısı kuvvetli olmayan, nasıl olsa alıyor deyip tek bir pazara hizmet veren işletmeler şu anda çok zor durumda. Ama takım tezgahları gibi farklı farklı sektörler için üretim yapanlar daha iyi durumda.” Türkiye’nin katma değerli ürünle süreçten çıkabileceğini vurgulayan Ersözlü, “Örneğin blok mermer konusunda dünyanın en önemli rezervlerine sahip ülkeyiz. Çin, Hindistan bizden blokları 250 dolara alıyor. İşledikten sonra bize bin dolara satıyor. İşte böyle geleceğini kurgulayamayan sektörler sıkıntıda” dedi.
TÜYAP 45’inci yılını kutluyor
Bülent Ünal tarafından kurulan ve Türkiye’de 1979 yılından beri fuar organizasyonları düzenleyen TÜYAP Fuarcılık, 45 yıldır 50’ye yakın farklı sektöre hizmet veriyor. 500’ün üzerinde çalışanıyla İstanbul’un yanı sıra Bursa, Konya, Adana, Samsun, Eskişehir, Gaziantep ve İzmir’de fuarlar organize eden TÜYAP, yurtdışında da 6 farklı ülkede fuar organize ediyor. 12 farklı ülkede de milli katılımlar gerçekleştiren şirketin pazar payı ise yüzde 40’larda. TÜYAP, 41 yıldır markalaşan Kitap Fuarı’nın yanı sıra tarım, makine, mobilya gibi ihtisas fuarlarıyla da ön plana çıkıyor. Türkiye genelinde 300 bin metrekarelik alana sahip olan şirket, 40’ın üzerinde fuar alanına sahip.
Türkler katılmadı Domatex kapandı
Pandemi sonrasında tedarik zincirindeki değişime paralel fuarcılık sektörünün de yönünü değiştirdiğini söyleyen İlhan Ersözlü, “Almanya Avrupa’nın bir numaralı ülkesiydi. Fakat pandemi sonrasında dünyanın ekonomik ve güvenlik konjonktürü değiştikçe Almanya’daki fuarlar da önemini yitirmeye başladı. Özellikle Schengen vize sorunları bizim lehimize çalıştı.
Almanya’da fuarda standı olup da vize alamayanlar var. Bu da Avrupa’daki özellikle Almanya’daki fuarları lokal fuarlar haline getirdi, ziyaretçi de düştü. Örneğin Hannover’de 60 yıldır yapılan dünyanın bir numaralı halı fuarı Domatex’in yüzde 30’unu Türkler, yüzde 30’unu Çinliler oluşturuyordu. Türkiye, bu fuara girmeme kararı aldı. İstanbul’da beraber halı fuarı yaptık. Bütün dünya devleri buraya geldi. Bir yıl sonra Domatex çöktü. Türkiye’de mobilya, Maktek, mermer gibi belli sektörlerde Avrupa’nın bir, dünyanın sayılı fuarları oluşmaya başladı” dedi.