Alımda buğday ağırlığı bitti ne kadar mısır gelirse alacağız
Buğdayda arz fazlası olursa belki bir miktar ihracat bile gündeme gelebilir" diyen TMO Genel Müdürü Mesut Köse, ağustos ortasında mısır hasatının başlayacağını, mısırda alım kotası koymayacaklarını, üreticinin getireceği tüm ürünü alacaklarını söyledi
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Mesut Köse, TMO olarak bugüne kadar 3 milyon tonun üzerinde alım yaptıklarını belirterek, finansman konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamayacaklarını söyledi. TMO’nun hububat piyasalarını regüle etme görevi bulunduğunu kaydeden Köse, fiyatların dengede gitmesi gerektiğini, aksi takdirde üreticilerin fiyatı yerinde sayan ürünleri bir daha üretmeyeceği uyarısında bulundu. Hububat fiyatlarının enfl asyon oranının altında arttığını belirten Köse, yüzde 7.2 olarak açıklanan enfl asyonun, sadece yüzde 10’unun tarım ürünleri fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını anlattı. Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Mesut Köse, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe’nin sorularını cevaplandırdı.
► Tarım yine fiyat artışlarıyla gündeme gelmeye başladı. Merkez Bankası da tarım ürünleri fiyatlarının enflasyonu etkilediğine yönelik açıklaması var…..
Piyasaları takip etmek üzere, Tarım ve Gıda Piyasaları İzleme Kurulu oluşturuldu. Kuşkusuz gıda fiyatları Merkez Bankası hesaplarında ciddi yer tutuyor. Gıda fiyatları genel enflasyonun üzerinde olunca daha fazla etkiliyor. Bizim sektörümüzle ilgili bu yıl böyle bir problem yok. Son bir yılda ürünlerimizdeki artış oranları genel enflasyon rakamlarının altında son bir yılda. Genel enflasyonun aşağı inmesi yönünde de katkı sağlıyoruz.
TÜİK rakamlarına göre, buğday son 1 yılda 5.25 artmış. Arpa yüzde 6, mısır yüzde 8 atarken, çeltik yüzde 14 düşmüş. Bizim piyasadan elde ettiğimiz veriler ise biraz daha düşük. Dünya gıda fiyatlarında da genel bir düşüş gözleniyor. Dünyada arpa yüzde 11, mısırda yüzde 21, pirinçte yüzde 14 düşüş var.
► Fiyatlarda nasıl bir seyir bekliyorsunuz?
Fiyatların bugünkü seviyelerin altına düşeceğini sanmıyorum, bunu arzu da etmiyoruz. Bu düşüş piyasa dengeleri açısından sağlıklı değil, çünkü üreticinin belli bir maliyeti var ve bunun üzerine de kar eklenmesi gerekiyor. Temel arzumuz fiyatın dengede gitmesi.
► Bu sene çiftçilerin TMO’ya daha çok ilgi gösterdiği görülüyor….
Doğru, şu ana kadar 2.5 milyon tonu buğday olmak üzere 3 milyon tona yakın alım yaptık. Hasat oranı yüzde 90’a yaklaştı. Önümüzdeki 35-40 günde hasatın tamamlanmasını öngörüyoruz. Üreticinin ilgisinin temel sebebi üretimin fazla olması, ikincisi de fiyatın iyi olması. Ancak yüksek verimle birlikte kalitede yaşanan düşüş, yüksek fiyat oluşumunu engelliyor. Bugüne kadar, TMO ağırlıklı ortalama olarak, tonu 724 ile 837 lira arasında alım yapmış. Açıklanan fiyat 862 lira olmakla birlikte, çok kaliteli ürüne 890 lira bile verebiliyoruz. Alımlarımızın 100 bin tonunu ise emanet alımlar oluşturuyor. Arpa alımında ise şu an itibarıyla 400 bin tonu aşmış durumdayız.
► Tekrar enflasyona dönersek, hububatın gıda içindeki ağırlığını ölçebiliyor musunuz?
TÜFE’de gıda ve alkolsüz içecekler sepetinde yer alan; buğday unu, bulgur, ekmek, bisküvi, hamur, makarna, şehriye, tahıl gevreğinin üretiminde buğday kullanılıyor. Yüzde 7.2 olarak gerçekleşen önceki ayki enflasyonun yüzde 7.10’unun un fiyatlarından kaynaklandığı hesaplanıyor. Başka bir ifade ile yüzde 10’una karşılık geliyor. Sepetin tamamında buğday ununu ağırlığı ise yüzde 0.49 seviyesinde.
Fiyatların dengede gitmesi, artışın enfl asyon düzeyinde olmasıdır. Yerinde sayması, piyasanın dengede gitmesi anlamına gelmez. Her şeyin fiyatı artarken, bir ürünün fiyatı yerinde sayıyorsa, üretici önümüzdeki dönemde bu ürünleri üretmez. Kazanamayacağı bir ürünü üretici üretmek istemez. Sürdürülebilir üretim için, ülke ihtiyacı kadar üretim için kar edebilmesi lazım. Bu da minimum enflasyon oranında fiyat artışı anlamına geliyor. Biz hasat döneminde aldığımız ürünü kasım ayında 962 liradan satacağımızı daha önce duyurduk.
► Fark yüksek değil mi?
Ben 6 bin kişi çalıştıran bir kurumum. Giderlerimizi kendimiz karşılıyoruz. Üstelik bunu bir sonraki hasat dönemine kadar olan fiyatlar gibi düşünelim. Hasat döneminde bu ürünü satın alan sanayici ve tüccar, bu üründen bir miktar para kazanmayı hesaplıyor. Dolayısıyla ürün fiyatları yerinde sayarsa tüccar da bu işten para kazanamaz. TMO’nun görevi piyasayı dengede tutmaktır. Hasat döneminde yoğun alım yapmamızın nedeni aşırı düşüşü engellemek, kasım ayında da ihtiyaç olursa satışa girerek fiyatları belli dengede tutmayı amaçlıyoruz. Ayrıca, tüccarın faaliyet göstermediği yerlerde de alıcı olarak bulunuyoruz.
► Peki dünya fiyatları ne kadar?
Yüzde 11 proteinli ABD buğdayının vergisiz ithal maliyeti 707 lira liman teslimi. Zaten, un ihracatçısı, makarna ihracatçısı, yaptığı ihracat karşılığı gümrüksüz buğday getiriyor. Rus buğdayı biraz daha ucuz ve 602 lira civarında. Kanada makarnalık buğdayı ise çok çok yüksek ve tonu bin 279 lira.
► Maliyet farkı verim kaynaklı değil mi?
Bizde temel girdi maliyetleri yüksek buna karşılık verim düşük olduğu için maliyet yükseliyor. Bugün 10 dönüm araziden en yüksek verimi bile alsanız 5 ton buğday elde edersiniz. Bunu da en üst fiyattan satarsanız elinize 5 bin lira geçer, üstelik bunun da yarısı masraftır. İnsanlar bu kadar arazide ürettikleri buğday için tüm geçimlerini sağlayacak para talep ediyor. Bir aile 1 yıl boyunca 2 bin 500 lira ile geçinebilir mi? Oysa yurtdışında 10 bin dönüm, 50 bin dönüm araziler üzerinde üretim yapanlar var. Kısacası siz ne kadar yüksek fiyat verirseniz verin, 5-10 dönüm arazide üretim yapan çiftçiyi tatmin edemezsiniz.
► Piyasayı regüle edebilmek için stokları da tutuyorsunuz değil mi?
Şu anda 3 milyon 225 bin ton ekmeklik buğday stokumuz var. Zaten olağanüstü hal ve müdahale stoklarımız var. Çok ani iklimsel değişimde, ani verim düşüşünde, olağanüstü durumda kullanılmak üzere bunu tutuyoruz. Biz bu miktar stokla, önümüzdeki hasat dönemine kadar rahat şekilde piyasaları düzenleyebiliriz. Arz fazlası olursa belki bir miktar ihracat bile gündeme gelebilir. Buğday büyük ölçüde ağırlığını attık, günlük alımlar 110 bin tona kadar çıkmıştı. Ortalama 70 bin tona doğru indi. Artık mısır geliyor, ağustos ortasında hasat başlar. Bu sene yüklü mısır üretimi var ve sınırlamaya tabi tutmadan gelen bütün ürünü alacağız. Eğer herhangi bir şekilde kota koyarsanız, piyasayı düzenleyemiyorsunuz. Bu yıl yaklaşık 1.5 milyon ton civarında mısır alımı bekliyoruz.
► Finansman konusunda sıkıntınız var mı?
Kuruluşumuz tarafından ürün alımlarının finansmanına yönelik her türlü tedbir alınarak gerekli hazırlıkları yaptık. Ürün bedelleri anlaşmalı 11 banka aracılığı ile 30 gün içerisinde ödeniyor. Ürün teslimlerini banka kartıyla yapanlara ise 15 gün erken ödeme yapılıyor. Bugüne kadar alımı yapılan 3 milyon ton civarındaki ürünün bedelinin yarısından fazlasını çiftçilerimize ödedik. Bugünden sonra yapılacak alımların finansmanı Hazine’den aktarılacak bakiye görev zararı alacağımız 305 milyon lira ile bankalardan temin edilecek kredilerle karşılanması planlanmış olup ihtiyaç duyulması halinde Hazine tarafından kaynak aktarılması hususunda gerekli girişimlerde bulunduk. Dolayısıyla ürün alımlarının finansmanında herhangi bir olumsuzluk yaşanmayacaktır.
Protein oranı yüksek buğdaya 2015 yılında yüzde 1-7 arasında ilave fiyat
►Buğdayda kaliteye göre alım esasına geçilmesi neyi değiştirdi?
TMO kendine verilen görev doğrultusunda ülkemiz buğday tarımının sürdürülebilirliğinin sağlanması ve kaliteli üretimin teşvik edilmesi amacıyla 2011 yılından itibaren kaliteye (proteine) dayalı alım sistemine geçti. Bu sistemde, ürünler fi ziksel özellikleri yanında kimyasal (protein) özellikleri de dikkate alınarak fiyatlandırılmakta ve depolanmakta. 2011 yılından beri süne-kımıl tahribatı düşük, protein oranı yüksek olan buğdaya yüzde 1-3 arasında verilen ilave fiyat 2015 yılında yüzde 1-7 arasında uygulanmaktadır. Böylece kaliteli üretim yapan üreticilerimiz daha fazla kazanç elde etmekte, tüccar ve sanayici istediği kalitede ürünü rahatça bulabilmekte, ülkemiz hububat tarımı gelişerek güç kazanmaktadır. Ülkemizin kaliteli buğday ithalatının önüne geçilmesi yanında ihtiyaç fazlası ürünlerin de kaliteli olması durumunda ihracatı daha yükselecektir.