Bakliyatta kırmızı alarm

Türkiye'de bakliyat üretimi hızla kan kaybediyor. Sektörün temsilcileri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan acilen Havza Modeli'ni hayata geçirmesini bekliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

  

 

 
 
 
 
 
 
Derya EĞRİCAN GÜLEÇ
 
MERSİN - Türkiye'de bakliyat üretimi son 10 yıl içinde yüzde 12 ile 76 arasında değişen oranlarda düşüş gösterdi. En fazla düşüş yüzde 76 ile bakla da görülürken, onu yüzde 49 ile yeşil mercimek, yüzde 23 ile de bezelye izledi. Bakliyat üretiminde dünyanın
önde gelen ülkeleri arasında yer alan Türkiye, üretim oranlarının düşmesiyle bu etkinliğini yitirmeye başladı. Bakliyat üretimi her geçen yıl azalma eğilimine giren Türkiye'de son 10 yılda üretim miktarında ciddi bir düşüş yaşandı. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) son 10 yıllık Bitkisel Üretim İstatistikleri  incelendiğinde, 2003 yılındanitibaren bakla, bezelye, börülce, kuru fasulye, kırmızı mercimek, yeşil mercimek ve nohut üretiminde yüzde 76 ile yüzde 12 arasında değişen oranlarda üretim düşüşü yaşandığı görüldü. TÜİK verilerine göre, 2003 yılında 33 bin ton olan bakla üretimi 2012 yılında yüzde 76 düşüş kaydederek 7 bin 868 tona gerilerken, bezelye üretimi 3 bin 500 tondan yüzde 23 düşüş ile 2 bin 686 tona düştü. Börülce 2 bin 400 tondan yüzde 12 düşüş ile 2 bin 111 tona, kuru fasulye 250 bin tondan yüzde 15 düşüşle 200 bin tona, kırmızı mercimek 485 bin tondan yüzde 15 düşüşle 410 bin tona, yeşil mercimek 55 bin tondan yüzde 49 düşüşle 28 bin tona, nohut ise 600 bin tondan yüzde 13 düşüşle 518 bin tona geriledi.
 
DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ ve Başyazarı  Osman Saffet Arolat'ı fabrikasındamisafir eden Türkiye'nin önemli bakliyat üreticilerinden ve tedarikçilerinden Tat Bakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Memiş, Türkiye'nin geleneksel gıda maddeleri arasındaki pek çok bakliyat ürününün kaybolma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu, bakla ve börülcenin üretiminin yapılmadığını, yeşil mercimek ile barbunyanın da bitmeye yüz tuttuğunu iddia etti.
 
Çiftçi buğday ve mısıra yöneldi
 
Memiş, bu ürünlerin yeniden kazanılması için tohum ıslahı ve markalaşma çalışmaları yapılması, Tarım Bakanlığı tarafından açıklanan Havza Modeli'nin hayata geçirilmesini beklediklerini ifade etti. Bakliyatta yerli mahsul kalmamasının sıkıntısını yaşadıklarını anlatan Memiş şunları söyledi: "Dünyada bakliyat yapısı en güçlü ülke Türkiye. Dünyanın en büyük ihracatçısıydık. Ancak çiftçilerin gelir düzeyi artınca makineyle yapılan tarımı tercih ettiler ve buğday, mısır gibi ürünlere yöneldiler. Bakliyata verilen teşvikle buğdaya verilen teşvikin aynı olması da bu yönelimi destekledi. Böylece bakliyat üretimi gün geçtikçe azaldı."
 
Türkiye'de bu sıkıntı yaşanırken dünyada bakliyat üretimlerinin  arttığını ve maliyetlerin düştüğünü ifade eden Memiş, "Örneğin Kanada'da 10 bin dönüm mercimek ekiliyor ve teknolojiyi kullandıkları için maliyetleri çok düştü. Bize ise parçalı ve küçük tarlalar olması nedeniyle teknolojiyi kullanamıyoruz" dedi.
 
Osmancık pirinci modeli uygulanmalı
 
[PAGE]
 
Osmancık pirinci modeli uygulanmalı
 
Sıkıntıların ortadan kaldırılması için tohum ıslahının kaçınılmaz  olduğunu vurgulayan Şerafettin Memiş, verimliliği ve kalitesi yüksek tek tip tohumlar geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Tek tip tohumun markalaşmayı da beraberinde getireceğine dikkat çeken Memiş, bakliyattaki sorunun çözümü için Osmancık pirincinde uygulanan yöntemin kullanılabileceğini kaydetti. Memiş, "Geçmişte Türkiye mevcut pirinç ihtiyacının yüzde 20'sini karşılıyordu. Ardından verilen teşvikle Osmancık pirinci üretimi başladı ve bugün ihtiyacın yüzde 90'ını karşılıyor. Hatta ihracat bile yapılabiliyor. Bakliyatta da pirinçteki gibi tek çeşide geçilip desteklenmesi halinde başarı yakalanır” dedi. Türkiye'nin bakliyat ihracatının yüzde 90'ının Mersin Limanı'ndan yapıldığını, ifade eden Memiş, yurtdışından gelen ürünlerin işlenerek bu bölgeden 3. ülkelere satıldığını bildirdi.
 
Giderek ithalattaki ağırlık artıyor
 
Türkiye'nin ürettiği bakliyatla dünyada söz sahibiyken artık ithalatın giderek arttığını bildiren Şerafettin Memiş, "Barbunyanın yüzde 95'ini, yeşil mercimeğin yüzde 85'ini ithal ediyoruz. Bu yıl nohutta da yüzde 20 ithalat yapıldı. Kırmızı mercimekte kendimize yetiyoruz. Bakla ve börülce tamamen kayboldu" iddiasında bulundu. Tarım Bakanlığı tarafından hazırlanan Havza Modeli'nin mutlaka uygulanması gerektiğine de vurgu yapan Şerafettin Memiş, her bölgeye bir çeşit tohum verilip, desteklenip, markalaştırılarak o bölgenin, o üründe uzmanlaşmasının sağlanabileceğini anlattı. Ya da Kanada  gibi teknolojiye geçilmesi gerektiğine işaret eden Memiş, "Kanada'da 3-4 ay gibi kısa bir dönemde ekim yapabiliyorlar. Ancak teknolojileri iyi ve bilimsel çalışıyorlar. Hava raporlarını alıp ona göre üretim yapıyorlar. Bizde ise bir usul, kaide yok. İyi bir teknoloji gelse biz de Kanada ile yarışırız. Elimizde olan varlıkları kaybediyoruz" değerlendirmesini yaptı. Mevcut üretimle ürün fiyatlarının çok arttığını bildiren Şerafettin Memiş, Kırgızistan'dan getirilen fasulyelerin lojistik maliyetleri de eklenmesine rağmen 1450 dolar civarında olmasına rağmen yurtiçinde
yetişen fasulyelerin tonunun 1500 - 1550 dolar olduğunu söyledi. Memiş, son 2 yıldır Etiyopya'dan da mal alımlarının başladığını, bu ülkenin de yeni yeni bakliyat üretimini öğrendiğini söyledi.
 
Türkiye genelinde 37 bayi ile hizmet veriyor
 
Sektörde 35 yıldır faaliyet gösterdiklerini anlatan Şerafettin Memiş, İstanbul, İzmir'de şubeleri bulunduğunu, Türkiye genelinde ise 37 bayi ile çalıştıklarını anlattı. Türkiye'de paketleme ve eleme kapasitesi adına ilk 2 firma içinde olduklarına değinen Memiş, kendi fabrikalarında bulgur, pirinç ve kırmızı mercimek ürettiklerini dile getirdi.
 
Türkiye'deki 'kuru'nun % 20'si Kırgızistan'dan
 
Şerafettin Memiş, eskiden Türkiye'de üretilen kuru çalı fasulyesinin artık Kırgızistan'dan getirildiğini söyledi. Kırgızistan'dan yılda 40 bin ton civarında fasulye geldiğini anlatan Memiş, bunun Türkiye'deki fasulye  pazarının yüzde 20'sini oluşturduğunu,  Arjantin'den gelen horoz fasulyelerin pazar payının yüzde 4-5 civarında olduğunu kaydetti. Türkiye'de ise sıra fasulye üretildiğini anlatan Memiş, "Horoz fasulye gaz yapmaz, çalı fasulyenin ise kendine özgü bir lezzet dağılımı vardır" dedi.