Dijitalleşmede öğrenci öğretmenden daha "uzman"

Fujitsu'nun "Dijital Öğrenim Yolunda" isimli raporu, eğitim sektörünün teknolojik değişime ayak uydururken büyük zorluklar yaşadığını ortaya koyuyor. Kaynak ve beceri eksikliği; interaktif öğretimde yeni teknolojinin benimsenmesinin önündeki en büyük engeli oluşturuyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİDEM ERYAR ÜNLÜ

22 Kasım 2010 tarihinde başlatılan Fatih projesi kapsamında, bugüne kadar belirlenen okullara 62 bin 800 tablet bilgisayar dağıtıldı. Proje kapsamında meslek liseleri dışındaki tüm liselere yaklaşık 85 bin adet akıllı tahta konuldu. Fatih projesi kapsamında hedef, 11 milyon öğrenciye ulaşmak. Bu kapsamda, 81 ilde 10 milyon 600 bin adet tablet bilgisayar dağıtılması hedefleniyor.

Diğer yandan, Uluslararası Eğitim Değerlendirme Testi - PISA sonuçlarına göre, Türkiye'deki öğrenciler bilim, matematik ve okumada OECD ortalamasının altında kalıyor. 15 yaşındaki 540 bin öğrenci arasında yapılan testte, Türkiye 72 ülke arasında 50. sırada yer alıyor. Evet, dijitalleşme, eğitim sektörünü yakından ilgilendiriyor. Ama eğitimde dijitalleşme okullara tablet dağıtmakla, çocuklara bir kaç saat kodlama öğretmekle olmuyor. Tabletleri kullanacak öğretmenleri eğitmek gerekiyor öncelikle. İşi sadece teknoloji yatırımı olarak gördüğümüz sürece, analitik bakış açısına sahip, inovatif çözümler üretebilen, bilgiyi beceriye dönüştüren beyinler yetiştirmek de mümkün olamayacak.

Eğitim kurumları teknolojinin, çocukların eğitimini desteklemek ve eşit fırsat yaratmak için önemli bir rol oynadığını kabul ediyor. Fakat dijitalleşmeye uyum sürecinde yaşanan sorunlar var.

Fujitsu bu konuya yönelik bir rapor yayınladı. "Dijital Öğrenim Yolunda" isimli rapor; ABD, Almanya, Avustralya, Birleşik Krallık, Endonezya, Hong Kong ve Tayland’da devlet okulları kapsamına giren ilk, orta, lise ve üniversitelerde görevli 600'ün üzerindeki BT liderinin katıldığı bir anket çalışmasına dayanıyor.

Ankete katılan eğitim kurumlarına göre, bu dönüşümün önünde duran en büyük engel eski BT sistemlerinden dolayı yaşanan yavaşlık ve kaynak yetersizliği olarak ortaya çıkıyor. Çoğu okul temsilcisi, bulut tabanlı çalışma uygulamaları, sanal veya artırılmış gerçeklik gibi ileri teknolojilere yatırım yapmadan önce, temel yatırımların yapılması ve uzman personel ihtiyacının tamamlanması gerektiğini düşünüyor.

Katılımcıların yüzde 94'ü kişiselleştirilmiş eğitimin 'önemli' veya 'çok önemli' olduğunu düşünüyor; yüzde 84'ü ise öğrencilerini dijital bir geleceğe hazırlamakla görevli olduklarını söylüyor.

Okullar, kolejler ve üniversiteler kendilerini, ebeveynlerin ve öğrencilerin beklentilerini karşılamak ve rekabetçi kalmak için daha fazla baskı altında hissediyorlar. Bu kitlenin yüzde 77'si önümüzdeki beş yıl içinde dijital mükemmellik merkezi olmayı hedefliyor. Öte yandan, ilkokul ve orta öğretim okullarının yüzde 87'si öğrencilerine herhangi bir cihaz sağlayamıyor, sağlayabilen okullarda ise bir cihaz ortalamada üç çocuğun paylaşımına sunuluyor.

ÖĞRENCİLERİN DİJİTAL OKURYAZARLIK BİLGİLERİ 'MÜKEMMEL'
Dijital öğrenme için iddialı hedefleri olsa da ankete katılanların yüzde 51'i teknolojik değişime ayak uydurmanın zor olduğunu itiraf ediyor. Özellikle de, gittikçe dijital olarak okur yazar olan öğrenciler ile öğretmenleri arasındaki dengeleme gitgide zorlaşıyor. Ankete katılanların yüzde 54'ü öğrencilerin dijital okuryazarlık bilgilerini 'mükemmel' veya 'iyi' olarak değerlendiriyor. Yüzde 88'i ise öğretim üyelerinin dijital yeterliliğinin bir an önce geliştirilmesi gerektiğini söylüyor.

ESKİ DONANIM VE YAZILIMLAR SORUN OLUŞTURUYOR

Çok sayıda eğitim kurumu da karmaşık altyapı zorluklarıyla mücadele ediyor. Zayıf ağ bağlantısı ve uygun olmayan eski donanım ve yazılım, birçok BT departmanı için sorun teşkil ediyor. Bu kurumlar, doğru cihaz, altyapı ve uygulamalardaki ideal karmayı bulmaya çalışıyor. Ankete katılanların yüzde 46'sı, dijital öğrenme hedeflerini desteklemek için mümkün olan en iyi cihazlara sahip olduklarını düşünüyor. Kullandıkları cihazların öğrenci kullanımı yoluyla kolaylıkla kırıldığı veya hasar gördüğünü, sınırlı veya mevcut olmayan dahili güvenlik nedeniyle engellendiğini söylüyorlar.

Erişim ve güvenlik dengesi önemli

Erişim ve güvenliğin dengelenmesi, eğitim sektöründeki BT liderlerinin yüzde 97'si için öncelik taşıyor. On okuldan dokuzu, cihazların ve sistemlerin güvenilirliğini ve sağlamlığını gözden geçirme veya geliştirme üzerinde odaklanmaları gerektiğini kabul ediyor. Bununla birlikte, sınırlı IT bütçeleri ve kaynakları, kurumların yüzde 54'ünü bu kararı vermekten geri bırakıyor. Yatırım bütçeleri şimdilik temel düzeye harcanıyor. Örneğin, katılımcıların yüzde 87'si önümüzdeki 12 ay içinde kablosuz ağ yatırımı yapmak istediklerini ifade ediyor.

'Dijital öğrenme boşluğunu kapatmak zorundayız'

Fujitsu Eğitim Müdürü Ash Merchant, eğitimde dijitalleşmeye yönelik şunları söylüyor: "Dijital teknoloji birçok fırsat sunuyor. Kişiselleştirilmiş öğrenim ve ilerleme geri bildirimi, kendi başınıza öğrenim, yardımcı kaynaklara her yerden erişimin yanı sıra öğretmenler, öğrenciler ve veliler arasındaki işbirliğini geliştirme gibi çok sayıda fırsat sunuyor. Bunun için bağlantı, basitlik ve güvenlik çok önemli, ancak birçok eğitim kurumu henüz bu temel sorunlarla mücadele ediyor. Çoğu yerde, gerek duydukları finansmanı talep ederken, yatırım getirisini kanıtlamakta zorlanıyorlar. Biz de öğretmenleri ve öğrencileri yeni teknolojilerden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak ve öğrencileri dijital işyeri ortamına hazırlamak üzere desteklemek istiyoruz. Çocuklarımızı dijital geleceğe hazırlamak istiyorsak, dijital öğrenme boşluğunu kapatmamız gerektiğini düşünüyoruz."