"Yerli tabletin içeriği doldurulmalı"
Türksat AŞ Genel Müdürü Dr. Özkan Dalbay, yerli tablet ve akıllı tahta gibi gelişmelerin yerli oyun ya da diğer görsel içeriklerle doldurulmazsa insan kaynağının istenilen düzeye ulaşamayacağını söyledi
İSTANBUL - Türksat AŞ Genel Müdürü Dr. Özkan Dalbay, yerli tablet ve akıllı tahta gibi gelişmelerin güzel olduğunu, ancak bunların içi yerli oyun, yerli eğlence, yerli eğitim ya da diğer görsel içeriklerle doldurulmazsa insan kaynağının istenilen düzeye ulaşamayacağını söyledi.
Dalbay, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) tarafından düzenlenen "Yenilikçi Türkiye için Bilişim" konferansında, Türkiye'nin endüstri toplumunu ıskaladığını, bilgi toplumunu yakalamaya çalıştığını kaydetti.
Türkiye'nin doğu ile batı arasında bir arayüz olduğunu vurgulayan, Türkiye'nin o arayüzdeki avantajını kullanma zamanı olduğunu dile getirdi.
Japonya'nın ve Kore'nin yenilikçilik ve Ar-Ge'yi tüm topluma yaydığını aktaran Dalbay, Çin'e bilgi toplumu denilemeyeceğini anlattı.
Türkiye'nin Japonya ve Kore modelini benimsemesi gerektiğine dikkati çeken Dalbay, inovasyonun ve Ar-Ge'nin Türkiye'nin her yerine yayılması gerektiğini ifade etti.
Türkiye'nin sadece doğu ile batı arasında değil, kuzey ile güney arasındaki bilgi koridorunun altyapısını oluşturacak yatırımlara devam etmesi gerektiğini vurgulayan Dalbay, "Devam edersek dünyanın bilgisi bizim üzerimizden dolaşacaktır. Nasılki THY Türkiye'nin ve İstanbul'un coğrafi konumunu avantaja dönüştürüp bunu dünyada liderlik yapabilecek bir konuma taşımışsa, diğer kuruluşlarımız da bu avantajı, yatırımlarla, devletimizin düzenleyici kurumlarının da desteği ile büyük bir avantaja dönüştürecektir" dedi.
Sektörün bu ekosistem içerisinden çıkan ürünleri yurtdışına taşıması gerektiğine dikkati çeken Dalbay, şunları kaydetti:
"Sistem içerisindeki küçük şirketlerin bunu yurtdışına taşıma kolay değil. Çeşitli riskler almaları lazım ve alamazlar. Bunu kim yapacak? Büyük aktörler yapacak. Bunu bir şemsiye altında büyük aktörlerin yurtdışına taşımaları lazım."
Yerli tablet ve akıllı tahta gibi gelişmelerin güzel olduğunu vurgulayan Dalbay, ancak bunların içi yerli oyun, yerli eğlence, yerli eğitim ya da diğer görsel içeriklerle doldurulmazsa insan kaynağının istenilen düzeye ulaşamayacağını sözlerine ekledi.
"4G'de elimize geçen önemli bir fırsat var"
Avea Üst Yöneticisi (CEO) Erkan Akdemir ise mobil iletişim sektörünün doğası gereği inovasyonu zorladığını ve bu sektörde inovasyon yapılmadığı zaman ayakta kalınamadığını söyledi.
Bu yenilik ve farklılaşma ihtiyacının sadece kendi içinde kalmadığını ve birçok ekonomik alana inovasyonu ulaştırdığını aktaran Akdemir, inovasyon kapasitesi anlamında politika ve düzenleyici etkinin ortama büyük katkısının bulunduğunu ve doğrudan verilen Ar-Ge destekleriyle sektör düzenlemelerinin önemli olduğunu ifade etti.
Sektördeki inovasyonun sürdürülmesi açısından bir diğer önemli konunun spektrumun giderek önem kazanması olduğunu belirten Akdemir, şöyle konuştu:
"Özellikle internetin daha fazla mobil tarafa kaymasıyla birlikte spektrum, bizim için çok daha önemli hale geldi. Nasıl ki topraksız tarım konusunda bir inovasyon yapılmadıysa bizim tarafta da spektrumsuz bir mobil internet veremiyoruz maalesef. Giderek artan mobil internet kullanımının desteklenmesi anlamında, Türkiye'deki spektrum politikası, elimizdeki kaynakların etkin ve verimli hale getirilmesi, dengeli kullanılması ve özellikle 4G'de elimize geçen önemli bir fırsat var, 4G'deki altyapı paylaşımına destek verilmesi ve bu politikanın altının doldurulması çok önemli. Daha bol spektrum dağıtmamız gerekiyor. Cebimizde çok fazla var, paçalarımızdan akacak kadar spektrum var. Bunu bol ve dengeli dağıtmanın önemli olduğunu düşünüyorum."
Akdemir, lüks tüketim algısı üretebilecek düzenlemelerin bu sektöre yapılmaması gerektiğini savunarak, bilgisayarın yerine geçen akıllı telefonların ve tabletlerin daha fazla yaygınlaşması ve daha uygun fiyata tüketiciye ulaşabilmesi noktasında desteklerin de önemli olduğunu söyledi.
Sektörün gelecek dönemdeki fırsatlarına değinen Akdemir, "3G tahmin edildiğinin ötesinde aslında sektörü dönüştürdü. Bu açıdan bakıldığında, acaba 4G'yi Türkiye'yi nasıl dünyadaki ilk 10 ekonomi içerisine sokabilecek bir kaldıraç olarak kullanabiliriz, buna kafa yormamız lazım. 4G, inovasyon ve üretim kapasitesi anlamında inanılmaz fırsatlar getiriyor. 3G'de çok net kullanamadık biz bunu. Burada yapılması gereken sıçramayı gerçekleştirebilecek fırsatın 4G ile geldiğini düşünüyorum" diye konuştu.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) 2. Başkanı Turgut Ayhan Beydoğan ise taklitten yenilikçi fikirler üreten yapıya dönüşümün önemli olduğunu belirterek, icatlarla birlikte ticarileşme sürecinin ve fikirlerden kazanca giden yol haritasının ortaya konması gerektiğini söyledi.
Girişimciler ile yatırımcılar arasında koordinasyon sağlanmasının önemine değinen Beydoğan, "Yeni teknolojileri kullanabilecek insan kaynağını geliştirme ve buna paralel olarak altyapıyı tesis etmenin yanında bir diğer önemli husus da düzenlemelerdir. Başarılı özelleştirme ve serbestleşme süreçleri parelelinde başlayan düzenlemeler sayesinde altyapının verimli kullanılması, rekabet ortamının güçlendirilmesi ve tüketici menfaatinin artırılması sağlanmıştır. Ülkemizde inovasyon ortamının oluşturulması ve desteklenmesinde zaruri bir sektör olan elektronik haberleşme sektörünün temsilcileri ve yüksek öğrenim kurumları ile her türlü işbirliğine açığız" ifadelerini kullandı.
Doğan Online Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner de bilişim toplumu, bilişim ekonomisi ile bilgi toplumu, bilgi ekonomisi arasında dağlar kadar fark olduğunu belirterek, "Bilgi toplumu, bir ülkenin büyümesini sanayi yatırımlarıyla değil beyin gücüyle yapması demektir. Buraya giden yolda bilişim sektörünün gelişmesi, internete erişimin artması çok önemli ama bunlar bir gereç. Her okulu akıllı tahtayla donatalım, her köye genişbant götürelim, bilgi toplumu demek için hiç yeterli değil. Bunlar sadece bir gereç" diye konuştu.
Bilgi toplumunun ölçümünün başka olduğunu ifade eden Boyner, şunları kaydetti:
"Ar-Ge'ye ayırdığımız bütçe ile dünyadaki teknolojiyi ne kadar iyi uyguladığımızla ve üretilen teknolojiyi iş modellerine çevirip bireylere sağlayabildiğimiz fayda ile bilgi toplumu olup olmadığımızı ölçebiliriz. Doğal kaynakları olmayan ülkelerin kişi başına düşen milli gelirinin 10 bin doların üzerine çıkması için bilgi toplumu olması gerekir. Önümüzdeki dönemde sanayi rekabeti yok, bilgi toplumu rekabeti var."