Yapay zeka gerçek zeka değildir sadece insan zekasını taklit eder

HİLAL SARI BAŞARAN

1970’li yıllarda tarihteki ilk kişisel bilgisayarı Steve Jobs ile birlikte bir garajda inşa ederek teknolojide büyük bir bozunmaya yol açan Steve Wozniak, teknoloji takipçilerinin dünyasında Apple bilgisayarlarının asıl mucidi olarak biliniyor. Orlando’da SAP tarafından gerçekleştirilen ve dünyadaki tüm SAP kullanıcılarını bir araya getiren SAPPHIRE 2016 etkinliğinin ana konuşmacısı olan Wozniak, çocukluğunda kendisini mucitliğe yönlendiren etkenlerden, teknolojinin eğitim ve iş dünyasına etkilerine çok değerli açıklamalar yaptı. Uluslararası basının sorularını yanıtlarken hayli keyifl i ve muzur bir tavır takınan Wozniak, yapay zekanın kendisini hiç korkutmadığını çünkü yapay zekanın sadece bir insan taklidi olduğunu söyledi. En sevdiği uygulamasının Siri olduğunu belirten Wozniak, sıradaki teknolojik açılımın sanal gerçeklikte olacağını ve kendisinin de büyük bir hayranı olduğunu anlattı.

YAPAY ZEKA 2045’TE BİLE KENDİ KARAR VEREMEYECEK

- Teknolojideki bu hız bazılarını korkutuyor, özellikle yapak zekanın gelişimi. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Herkes zaten tüm dünyada makinelerin gittikçe daha akıllı hale geldiğini biliyor. Makinelerle konuştuğunuzda artık sizi anlıyorlar. Fakat yapay zekanın ürkütücü olduğunu düşünmek bence yanlış, çünkü aslında yapay zeka insanlar tarafından belirlenen kurallar çerçevesinde programlanır, insanların belirlediği yöntemlerle çalışır ve insan zekasını yapay olarak taklit eder, gerçek zeka değildir. Şu anda hala bu bariyeri atlatmaya çalışıyorlar. Makinelerin tamamen kendileri yeni bir fikir yaratmasını sağlamaya çalışıyorlar. Ama 2045’te bile o noktaya gelir miyiz hala emin değilim. Henüz o seviyede değiliz. Arkadaşlarımız olabilirler, öğretmenimiz olabilirler, bize teknoloji öğretebilirler. Sorunlarımızı çözmemize yardımcı olabilirler. Siri benim en favori uygulamam, kişisel asistanım gibi.

İLKOKULDAYKEN BİR RADYO VERİCİSİ İNŞA ETMEK NEREDEN AKLINIZA GELDİ?

Çocukluğumda okuduğum amatör bir telsiz operatörüyle ilgili bir kitapta insanların birbiriyle iletişimini sağlayan bir kahraman vardı. İlhamım bu kitaptı. O zaman iki farklı şehirde, iki farklı mahallede oturan iki insanın iletişim kurmasını sağlayacak bir şey inşa etmişlerdi ve bu inanılmazdı. Kitabın sonunda 'Buradan radyo vericisi inşa edilecek materyallerin siparişini verebilirsiniz' ibaresi duruyordu. Tabii bu siparişi verebilmek için reşit yaşta olmanız gerekiyordu. Burada da babam devreye girdi ve kendisi de bir mühendis olduğu için benim için siparişi verdi, sonrasında da beraber radyo vericisini inşa ettik.

HAYALİM MÜHENDİS OLUP 5 DEĞİL 4 GÜN ÇALIŞMAKTI

- Çığır açan işler yapan Wozniak olduğunuz noktaya gelene kadar ailenizin payı neydi?

Babam bana asla ne olmam gerektiğini söylemedi ya da kendisi gibi bir elektrik mühendisi olmam konusunda beni zorlamadı. Aşağı garaja iner onun çalışmalarını hayranlıkla izlerdim. Ve onun bir şey demesine gerek kalmadan zaten mühendis olmak istiyordum. Sonra elektronik öğrendim. Ne zaman bir sorum olsa gider babama sorardım ve bana bildiklerini öğretirdi. Bu tür dersler okullarda yoktu tabii. Büyüdüğümde ben de babamla aynı işi yapmak istiyordum, ama tam olarak ne yaptığını da bilmiyordum. Bir gün sordum; "Siz mühendisler ne yapıyorsunuz?" Babam çamaşır makinesini örnek verdi ve çamaşır makinesinin olmadığı zamanlarda insanların çamaşırlarını elde yıkadıklarını anlattı. Bu hikayeyle birlikte bende evlerdeki eşyaları iyileştirerek hayatlarımızı güzelleştirebileceğim fikri doğdu. Bir rüyam vardı: Böyle teknolojik eşyalar üreten bir müdür olacaktım. Tüm yaptığımız işleri makineler de yapabilecekti ve beş değil de dört gün çalışarak ailemle daha fazla vakit geçirip, eğlenceye daha fazla zaman ayıracaktım.

ARTIK ÖĞRENCİLER ÖDEVLERİN KONTROLÜNÜ KENDİSİ YAPIYOR

- Teknoloji eğitime ne getiriyor?

Eğitimin önemi ailemizde de her zaman çok önemliydi ve erken yaşta bunun önemini hayli kavramıştım. Bugün teknoloji sayesinde çocuklar okullarda artık ödevinizin yanlış olduğunu öğrenmek için 12 saat beklemek zorunda değil. Teknolojinin ve bilgisayarların bu sosyal gücü beni çok etkiliyor. Bir Stanford Profesörü "Çocuklar yüzde 100'lük beyin kapasitelerinin yüzde 10'unu kullanabiliyorlar” demişti. O anda şöyle düşünmüştüm; "Bu çocuklar inanılmaz ve birkaç yıla bir işim kalmayacak çünkü bu çocuklar geleceğin mükemmel beyinleri olacak."

STEVE JOBS’U KULÜBE BEN ALDIM, O SAÇMA FİLME İNANMAYIN

- Kişisel bilgisayar yapma fikriniz beş kez reddedildi. Bize o süreci anlatır mısınız?

Öncelikle lisedeyken bir bilgisayar inşa edebildiğimi anladığım anda babama bu bilgisayarı bir gün inşa edeceğimi söylemiştim. Bu program yazabileceğiniz bir bilgisayardı, tasarladım ve tasarımını diğer insanlara bedavaya verdim. Sonra bir bilgisayar kulübünde inanılmaz saygın bir konumda geldim. O Ashton Cutcher’lı saçma filme de inanmayın sakın. Sonra Steve’i (Steve Jobs) kulübe aldım. Steve tüm bu ilginç icatlarımı gördü ve 20 dolara PC board yapıp 40 dolara satmamızı önerdi. Önce bu çok korkunç geldi, şirketimiz falan olması gerekiyordu. Ama o sıralarda Hewlett-Packard’da mühendistim ve mühendisliği bırakmayı asla düşünmüyordum. O yüzden kişisel bilgisayar fikrini ilk Hewlett- Packard’a beş kez götürdüm - ama reddedildim. Fakat bu sayede Apple I adlı kişisel bilgisayar tarihinin çığır açan bilgisayarına giden yolculuk başladı.

SAP EN FAVORİ VERİ TABANI ŞİRKETİM! APPLE ORTAKLIĞINA ÇOK SEVİNDİM!

- Teknolojinin iş dünyasına etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eskiden koca koca server’lar gerektiren veri merkezlerini çiplere dönüştürüyoruz. Artık veri dünyasında yaşıyoruz ve tüm şirketler veri muhafaza maliyetlerini düşürmeye çalışıyor. Veriyi daha hızlı, daha verimli ve son kullanıcı için daha kullanışlı hale getirmeye çalışıyoruz. Kurumsal yazılımlar sayesinde çalışanlar çok daha hızlı ve doğru kararlar alabilecek ve şirketler birçok fayda sağlayacak. Olması gereken ise tüm bu yazılımların ‘özel dikim’ olması ve her türlü aygıtla göre esnek bir şekilde değiştirilebilmesi. Bu yüzden SAP ve Apple ortaklığını duyduğuma çok sevindim çünkü SAP en favori veri tabanı şirketim.

YÜKSELEN YILDIZ ‘SANAL GERÇEKLİK’ VE BÜYÜK BİR HAYRANIYIM!

Şu anda her gün birçok insanın ‘aman tanrım bu inanılmaz, ben de ondan almalıyım, ben de bundan üretmeliyim, ben de bu işe girmeliyim’ dediği yeni teknolojiler görüyoruz. Fakat bence virtual reality (sanal gerçeklik) gerçekten çok büyük bir inovasyon. Ne kadarınız denedi bilmiyorum ama, bir kask takıyorsunuz ve tamamen başka bir dünyaya ışınlanmış gibi oluyorsunuz. Belki sanal gerçeklik oyun sektörüyle başlamış olabilir fakat birkaç yıla kimbilir bu teknoloji sayesinde nasıl yaşıyor olacağız. Sanal gerçeklik kaskını bir takıyorum Mars’tayım, biraz başım dönüyor belki ama, resmen Mars’tayım. Sonra bir çıkartıyorum evde bir sandalyede oturuyorum aslında. Sanki başka bir dünyaya ışınlanmış gibi oluyorsunuz. Gittikçe daha yüksek çözünürlük ve daha gerçek bir deneyim yaşadığınız iMax sinema sistemlerini düşünün, sanal gerçeklik bundan da öte bir şey ve henüz çok ilerleme kaydedilmemiş bir safh asında. Bu alan daha da gelişecek.