Tekstilde ithalat freni rekor getirdi!

Haksız rekabetle mücadele etmek için ithalata ek vergi konulmasını sağlayan tekstil sektörü 3 yılda zirve yaptı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

NAZİRE HİÇYAKMAZER

ADANA - Türkiye’nin gerçekleştirdiği ihracatın yüzde 80’ini sanayi ürünleri oluşturuyor. Bu bağlamda sanayi ürünleri içinde yerli girdi oranının artırılması ekonomi yönetiminin öncelikli hedefl eri arasında. 2011 yılı Temmuz ayında yürürlüğe giren ek vergi kararı da bu hedefl eri destekliyor. Karar her ne kadar tartışmalara neden olsa da Türk tekstil ve konfeksiyon üreticileri için adeta bir milat oldu. Bu karar sayesinde makine ve atölye mezarlığına dönen İstanbul, İzmir, Adana, Bursa, Denizli gibi tekstil konfeksiyon sanayi ağırlıklı şehirler yeniden canlandı. İstihdamı da önemli oranda arttıran karar ile önceden ürünlerinin önemli bir bölümünü yurt dışından tedarik eden ithalatçılar, artan ithalat maliyetlerine paralel şekilde yerli üreticilerle daha yoğun şekilde çalışmaya başladı. 

Sektörün bu karar sayesinde geleceğe daha güvenli baktığını anlatan Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, sektörün haksız ithalat baskısının bir nebze de olsa azalması ertesinde önemli bir yatırım hamlesi yaptığını belirtti. Kıvanç, azalan ithalat ve buna karşılık olarak en büyük ihracat pazarı AB pazarında görülen daralmaya rağmen, artmaya devam eden ihracatla, sektörün sağladığı net döviz girdisinin de arttığını söyledi. 

Entegre yapısı itibariyle birbirini tamamlayan ve ayrılmaz bütün olarak nitelendirilen tekstil ve konfeksiyon sektöründe ek vergi kararı ertesinde yatırımların ve istihdamın önemli oranda arttırdığını aktaran Kıvanç, AB ve Serbest Ticaret Anlaşması yapılan ülkeler dışından ithal edilen belirli tekstil ve konfeksiyon ürünlerine yönelik uygulamaya konulan kararın 3’üncü yılını doldurmasına ve tüm olumlu istatistiklerine rağmen belirli bir kesimin tartışmalarının hala devam ettirdiğini söyledi. 
Kıvanç, “tartışmaların bir tarafında 'tüm korumacı yaklaşımlara' karşı pozisyon alan ithalat ağırlıklı bir kesim, diğer tarafta ise çoğunluğu tekstil ve konfeksiyon üreticilerinden oluşan, karşı karşıya kaldığı tüm zorluklara ve haksız ithalat baskısına rağmen ülkemizde üretim yapmaya, bu ülke insanına istihdam sağlamaya devam etmek isteyen üreticilerin yer aldığını savundu. 

Ek vergi kararı, önce dokuma kumaş, örme konfeksiyon ve dokuma konfeksiyon kategorilerinde yer alan büyük bir grup, daha sonra da örme kumaş, ev tekstili ve dokusuz yüzey kumaşlar için uygulanmaya başlandı. 

untitled-1.png

 

Türkiye’nin kendi pazarını koruyabileceğinin göstergesi oldu 

Kıvanç, tekstil ve konfeksiyon sektöründe elde edilen sonuçların, Ek vergi kararı Türk tekstilini coşturdu yıl sonu "fazla" 16 milyar dolar olacak tüm imalat sanayii için benzer uygulamaların gündeme gelmesine sebep olduğunu belirterek istihdam, üretim ve dış ticaret rakamlarında elde edilen olumlu verilerin ardından 2014 yılında ayakkabı ve demir çelik ürünlerinin de kısa aralıklarla ek vergi kapsamına alındığını söyledi. Kararın bir boyutuyla Türkiye’nin Gümrük Birliği Anlaşması ertesinde karşı karşıya kaldığı haksızlıklara karşı attığı önemli bir adım olduğunu belirten Kıvanç, “AB ile STA müzakeresi yapan ancak Türkiye ile STA görüşmelerine dahi başlamayan ülkelere, Türkiye’nin kendi pazarını korumak için gerektiğinde etkin önlemler alabileceğini gösteren kuvvetli bir adım oldu. Alınan karar Uzakdoğulu üreticilere karşı Türkiye pazarında avantajlı bir konum elde eden AB’li üreticiler tarafından da desteklendi. Türkiye, AB politikasında ekonomik anlamda önemli bir hamle yaptı, bunda da başarılı oldu” dedi. 

Karara karşı iki farklı tutum… 

Kıvanç, Türkiye’de yeterli üretim kapasitesi olmadığı ve geleneksel ürünler dahil birçok ürünün artık Türkiye’de üretilmediği veya üretilemeyeceği gerekçesiyle karara en büyük tepkiyi o dönemde tedariklerinin büyük bölümünü Uzakdoğu’dan gerçekleştiren, ithalat ağırlıklı grubun gösterdiğini söyleyerek; tepki gösteren kesimin üretim, ihracat, enfl asyonla ilgili tüm iddialarının aksine 3 yılın sonunda oldukça pozitif gelişmeler görüldüğünü ifade etti. Kıvanç, ek vergi öncesinde sektörün haksız ithalat baskısı altında yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, üretim yapmanın giderek zorlaştığını, düşük vergiler ve standart dışı ürünler nedeniyle ülkenin adeta bir ithalat cennetine dönüştüğünü, binlerce işletmenin kapandığını ve on binlerce kişinin işsiz kaldığını belirtti. Kıvanç, kararı özellikle Uzakdoğu kökenli haksız ithalat baskısını azaltmak, adil ve eşit şartlarda rekabet edebilmek adına talep ettiklerini, 3 yılın sonunda kararın doğruluğunun tarafsız tüm kesimler tarafından da kabul edildiğini, belirtti. 

1.84 milyar dolarlık gümrük vergisi toplandı 

Kararın 3’üncü yılında sağladığı faydanın net olarak görüldüğünü ve Türkiye’ye makroekonomik katkılar sağladığını söyleyen Kıvanç, “Tüm olumlu istatistiklere rağmen karara hala muhalefet eden gruplar da var. Bunların büyük çoğunluğu ithalatçılardan oluşuyor. Karar sonrasında maliyeye fazladan 1,84 milyar dolarlık gümrük vergisi ödendi. Sektör temsilcilerinin tamamı elde edilen bu gelirin bir kısmının sektöre farklı destek unsurlarıyla geri verilmesini talep etse de bu konuda bugüne kadar herhangi bir olumlu gelişme sağlanamadı” diye konuştu. 

Alınan kararın doğruluğunun istatistiklerle de net bir şekilde ortaya çıktığını söyleyen Kıvanç, “Makroekonomik anlamda yapısal sorunlarını çözmekte zorlanan ve GSYH’daki payı yüzde 15’lere kadar gerileyen sanayi kesiminin ağırlığını daha fazla artırmak isteyen ekonomi yönetiminin farklı sektörlerde de ek vergi kararı alması, büyük bir sürpriz olmayacak” şeklinde konuştu. 

Yıl sonunda 16 milyar doların üstüne çıkar 

Kararın ardından sektörün cari açığının azaltılmasına yönelik sağladığı katkının önemli oranda arttığını söyleyen Kıvanç, Cumhuriyet tarihinde ilk defa 2013 yılında bir sektörün 15,3 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası verdiğini söyledi. Ek vergi kararı sonrasında azalan ithalat ve artan ihracatın etkisiyle sektörün Türkiye’ye önemli miktarda döviz girdisi sağladığını açıklayan Kıvanç, “Ek vergi öncesinde 2010 yıl sonu rakamlarıyla 10 milyar doların altına düşen tekstil konfeksiyon dış ticaret fazlası, 2013 yılı sonunda yüzde 50’den fazla artarak 15,3 milyar dolara ulaştı. tekstil konfeksiyon dış ticaret fazlasının 2014 yılı sonunda 16 milyar doların üzerine çıkması bekleniyor. Sektörlerimiz bu boyutuyla dış ticaret fazlası veren diğer tüm sektörlerin toplamından çok daha fazla dış ticaret fazlası verdi ve sağladığı döviz girdisi itibariyle Türk ekonomisi için stratejik önemde olduğunu açık şekilde ortaya koydu. Nitekim tekstil konfeksiyon sektörlerinde ihracatın ithalatı karşılama oranı ek vergi öncesinde yüzde 170’ler seviyesindeyken, kararın ardından hızlı bir şekilde yüzde 225’lerin üzerine çıktı” dedi.

4 yılda 18.6 milyar TL’den fazla yatırım teşvik belgesi

Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, 3 yıl önce çıkan ek vergi kararından sonraki yatırımları da şu şekilde sıraladı: “Kararın ardından sektör önemli bir yatırım hamlesi gerçekleştirdi. Sektör, 2011 yılından 2013’e kadar ve bu yılın ilk 7 aylık döneminde rekabet koşullarının iyileşmesiyle 18,6 milyar TL’den fazla yatırım teşvik belgesi aldı. Ek vergi öncesindeki dönemde, tüm imalat sanayi yatırımları içinde yüzde 7’ye kadar gerileyen sektör payı, 2014 yılı ilk 7 aylık dönemi itibariyle yüzde 20’yi aştı. Yine teşvik kapsamında öngörülen istihdam oranının tüm imalat sanayi içindeki payı da yüzde 34’e ulaştı.”

Kararla 173 bin 125 kişilik kayıtlı istihdam artışı yaşandı

Kararın alınmasından bu yana geçen süre içinde istihdamın önemli ölçüde arttığını kaydeden Zeki Kıvanç, Ağustos 2011’de 763 bin 866 kişi olan kayıtlı sektör istihdamının 2014 Haziran itibariyle 173 bin 125 kişi artarak 936 bin 991 kişiye ulaştığını söyledi. Konfeksiyon sektöründe yeni istihdam edilen 101 bin 135 kayıtlı istihdamın dışında önemli oranda kayıt dışı istihdam artışının da olduğunu ifade eden Kıvanç, sağlanan istihdam artışıyla sektör çalışanları ve işverenler tarafından SGK ve Maliye Bakanlığı’na işçi-işveren SGK primleri ve gelir vergisi olarak 1,5 milyar TL’den fazla ödeme yapıldığını söyledi. Kıvanç, karardan sonra ek vergiye tabi ürünlerin ithalatından alınan gümrük vergileri ile Hazine'nin fazladan gelir elde ettiğini anlatarak, bu gelirden sektörün Ar-Ge ve tasarım faaliyetlerine destek verilmesini istedi.

Tekstil ve konfeksiyon sektörü bir bütündür

Kıvanç, tekstil ve konfeksiyon sektörlerinin birbirlerini tamamlayan iki kardeş sektör olduğunu belirterek sözlerine şunları ekledi: “Tekstil olmadan konfeksiyon, konfeksiyon olmadan da tekstil sektörünün gelişme şansı yok. Türk tekstil konfeksiyon sektörünün en büyük rekabet gücü entegre üretim yapısı sayesinde sahip olduğu esnek üretim modeli ve bu anlamda verdiği hızlı ve kaliteli servistir. Sektör ancak ortak hareket edebildiği takdirde sinerji yaratabilecektir. Günlük çıkarlardan ziyade orta ve uzun vadeli yaklaşımları ortaya koymak en doğru yaklaşım olacaktır. Türkiye ancak üreterek büyüyüp, gelişebilecektir. Tüm veriler alınan kararın tekstil ve konfeksiyon sektörüne sağladığı katkıları açık şekilde ortaya koyuyor. "