Ellialtı: Alkol yasakları rasyonel değil, zorlanırız

İçki satış ve tüketimini düzenleyen kanun teklifi üreticileri endişelendirdi. Suvla Şarapları yöneticisi Selim Zafer Ellialtı, "Birliğe ihtiyacımız varken, ayırıcı bir uygulama olur. Sektör zaten baskı altında, tek çıkış ihracat kalıyor" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


Yener KARADENİZ

İSTANBUL - Meclis'e sunulan ve alkollü içki satış ve pazarlama kurallarını yeniden düzenleyen torba kanun hakkında değerlendirmede bulunan Suvla Şarapları' nın sahibi Selim Zafer Ellialtı, yıllık 100 milyon litre civarında olan şarap pazarının teklifin yasalaşması halinde çok kötü etkileneceğini söyledi. Öncelikle şarabın ağır alkollü içki sınıfına konulmasının hata olduğuna dikkat çeken Ellialtı, "Birçok ülke ağır alkol ile şarabı ayırıyor.
Almanya'da ABD'de hatta şartların çok ağır olduğu İngiltere'de şarap ağır alkollü içki sayılmıyor. Torba yasa ile şarabı da ağır alkollü sınıfına sokmak istiyorlar. Bu politik bir karar. Rasyonel ve insan haklarına uygun değil. Bu şekilde yasalaşacak mı bilmiyorum ama şu haliyle bakıldığında toplumun bu kadar birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğu bir dönemde insanları 'içen ve içmeyen' diye ayırmak kamplaşmaya, bölünmeye neden olur. Çok rahatsız edici politik bir karar" diye konuştu.

Zararını nasıl tespit ettiler?

Mevcut durumda dahi sektöre yönelik en ağır şartların Türkiye'de olduğunu dile getiren Selim Zafer Ellialtı, şarabı dünyanın sosyal ve insan sağlığına yararlı bir içecek olarak gördüğünü, Türkiye'nin ise üzerine 'zararlı' ibaresi yazmaya kalkıştığını belirtti. Ellialtı şöyle konuştu, "Bunu nasıl bir araştırma sonucunda yaptıklarını merak ediyorum. Bu doğru değil. Şarapta insan sağlığına yararlı bir sürü madde var. Bir sosyal içecek, bir kültür içeceği. Ağır alkol içermiyor. Bir sürü kültürel değeri var. İnsan hayatına katkısı var. Bunların hepsini göz ardı edip ağır alkol muamelesi yapılıyor. Sağlığa zararlı olduğu nasıl tespit edildi merak ediyorum doğrusu."

Kaza oldu diye oto yasaklanır mı?

Birkaç kişinin alkolü yanlış tüketmesinin bedelini tüm halka ödetmeyi 'biri otomobili ile kaza yaptı diye tüm ülkede otomobili yasaklamaya' benzeten Ellialtı, çok fazla tüketildiğinde her şeyin zararlı olacağını söyledi. Ellialtı, "Biri bıçaklandı diye bütün bıçakları yasaklamak gibi bir şey bu. Yani manasız, bizi nereye götürür bilmiyorum. Dünyada artık bilinen takip edilen büyük bir ülkeyiz. Dünyada bu nasıl karşılanacak, gelen turistler nasıl etkilenecek? Bunun sosyal yönleri ile de ilgilenmek lazım. Bir kızgınlık ile politik çıkar uğruna ağır müdahalede bulunmanın sonucu nereye gider daha iyi tespit etmek lazım. Bunun araştırılması yapılmış mıdır yoksa bir kızgınlıkla oldu bittiye mi getirecekler bilmiyorum" diye konuştu.

İhracata yönelmek bir seçenek

Sektörün zaten büyük baskı altında olduğunu söyleyen Selim Zafer Ellialtı bundan sonra ihracata yönelmenin bir seçenek olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Sektör zaten çok büyük baskı altında. Çok rahat ve serbest bir piyasa ekonomisi yok. Baskı var. Şartlar ağır. Şu anki durum da çok iç açıcı değil. Yasaklanınca ne olacak bilmiyorum. Her halde ihracata yönelecekler. Bizim gibi şirketler tamamıyla kanunlar çerçevesinde hareket ediyor. Yasalar değişirse ona göre hareket edeceğiz. İhracata nasıl yönelecekler bilmiyorum. Buna yönelik teşvik de yok. Hatta engel var. Diğer sektörlere yönelik devlet destekleri teşvikler var. Bizde yok. Elimizden geldiği kadar kanunlar elverdiği ölçüde devam etmeye çalışacağız."