48 milyarlık emeklilik fonu, el değiştirecek
Ak Portföy Genel Müdürü Keler, yeni yılda devreye girecek olan bir emeklillik şirketinin fonlarınının en fazla yüzde 40’ını bir portföy yönetim şirketine yönettirebileceğine yönelik düzenlemenin önemine değindi. Keler, 48 milyar liranın yönetilmek için el değiştireceğini kaydetti.
Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR
1 Ocak 2018 tarihinden itibaren portföy yönetim şirketleri bir emeklilik şirketinin fonlarının en fazla yüzde 40’ını yönetebilecek. Ak Portföy Genel Müdürü Alp Keler, bu düzenleme ile Bireysel Emeklilik Sistemi’nde önemli gelişmeler olacağını belirtti. Keler, Türkiye’de 80 milyar liraya dayanan emekillik fonlarının yüzde 60’ı olan 48 milyar liranın yönetilmek için el değiştireceğini ifade ederek “Dünyadaki örneklerinde emeklilik şirketleri portföy yönetim şirketi seçerken risk yönetimi, profesyonel kadro ve sertifikasyonlara dikkat ediyor. Biz Ak Portföy olarak yüzde 21 pay ile şu anda piyasının lideri konumundayız. Avivasa, Groupama, Axa ve Allianz Emeklilik’in fonlarını yönetiyoruz. Fon yönetimi için gerekli tüm şartları taşıyan bir şirketiz” dedi.
"Kriterleri yerine getiren daha da büyüyecek"
Emeklilik şirketlerinin seçim yaparken portföy yönetim şirketinin yönettiği fonların getirisine; yani performansı ve tecrübesinin yanı sıra araştırma bölümünün bulunup bulunmadığına dikkat ettiğini kaydeden Keler, ayrıca karar alma sürecinde nasıl hareket ettiğinin de seçimde önemli olduğunu, diğer önemli kriterin ise şirketin finansal durumu olduğunu sözlerine ekledi. Bu kriterleri karşılayan şirketlerin yüzde 40 sınırlama getiren düzenlemenin ardından daha da büyüyeceğini ifade eden Keler, Ak Portföy’ün kurduğu gayrimenkul ve girişim sermayesi fonlarının diğer şirketlere göre fark ve değer yaratan girişimler olduğunu kaydetti.
"Gayrimenkul yatırımı Türk insanının genlerinde var"
Gayrimenkule yatırım yapmanın Türk insanının genlerinde olduğunu anlatan Keler, “Bu motivasyonu göz önünde bulundurarak, global emeklilik fonlarında ideal bir portföy çeşitlendirme aracı olan bu önemli varlık sınıflarını Ak Portföy’ün yatırım fonu evrenine ekledik” dedi.
Girişim sermayesi açısından bakıldığında ise Türk yatırımcısının dinamik, girişimci yapısı göz önüne alındığında, bu girişimlerin sermayelendirilmesine dayalı araçlara odaklanarak sektörde bir ilk olan “Ak Portföy Girişim Sermayesi Fonu”nu kurduklarına işaret eden Keler, “Fon, inovatif, yüksek büyüme potansiyeli olan KOBİ’lere doğrudan sermaye desteği sağlayarak ortak oluyor. Böylece Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, yaratılan sermaye desteği ve sinerji ile büyüyen bu şirketlerin artan değerini fon sahiplerine yansıtmayı hedefliyor” diye konuştu.
"Tasarrufa ihtiyacımız var"
Tasarruf sahiplerinin birikimlerinin gelecek hayallerinin garantisi olduğunu ifade eden Keler, şunları kaydetti: “Bu sorumluluğun bilinciyle onların yatırımlarına değer katıyoruz. Ülkemizde sürdürülebilir ekonomik gelişme için hızlı büyümeye, hızlı büyüme için sermaye birikimine ve sermaye birikimi için ise tasarrufa ihtiyacımız var. Gelişmiş ekonomilerde tasarrufların ve birikimlerin önemli bir kısmı emeklilik ve yatırım fonlarında değerlendiriliyor. Ak Portföy olarak temel amacımız birikim ve yatırımlara değer katarak Türkiye ekonomisine doğrudan kaynak sağlayıp büyümeyi desteklemek.”
2017’de en çok ödül alan portföy yönetim şirketi
Dünyanın önde gelen finans dergilerinden World Finance, “Emeklilik Fonu Ödülleri 2017 – (Pension Fund Awards 2017) “ kapsamında, Ak Portföy’ü “Türkiye’nin En İyi Emeklilik Fonu Yöneticisi” seçti. World Finance, prestijli ödüllerin açıklandığı son sayısında, dünyada 60 yaş üstü nüfusun 1950 yılında yüzde 8 düzeyindeyken, 2017’de yüzde 12’ye yükseldiğine dikkat çekti.
Kurum, bu oranın 2050 yılında yüzde 22 ile neredeyse iki katına çıkacağını vurgulayan yazısında, yatırımcıların emeklilik dönemlerindeki yaşam standartlarının korunması açısından emeklilik tasarruflarının ve bu tasarrufları yönetmenin gittikçe önem kazandığını belirtti.
Keler, “Bu ödülü almak bizim için tesadüf olmadı. Güçlü organizasyon ve takımımız , profesyonel yatırım süreçlerimiz ve entegre risk yönetimi çok önemli kriterler. Başarı,çok bileşenli bir denklem. İşin birinci kısmında, teknik kabiliyetleriniz ve süreçleriniz var. Diğer tarafta ise müşterinizin gereksinimlerini anlamak ve stratejik bir çözüm ortağı olmak. Pazardaki algınız, konumlanmanız ve temel stratejiniz büyük bir oyuncu olarak önemli” diye konuştu.
Keler, “Birçok varlık sınıfında yatırım hizmeti sunarak her bir varlık sınıfı için alanında uzmanlaşmış, uluslararası yatırım tecrübesine sahip, dünyanın seçkin üniversitelerinde akademik altyapılarını oluşturmuş ve uluslararası sertifikasyonlara sahip insan kaynağımız ile en etkin şekilde portföy yönetimi süreçlerini yürütüyoruz. Yatırım süreçlerimizde güncel makroekonomik ve finansal gelişmeler ışığında niteliksel ve sayısal analizler gerçekleştirilerek oluşturulan farklı vadelerdeki stratejiler ve doğru risk-getiri bakış açısı ile optimal varlık seçiminin gerçekleştirilmesini amaçlıyoruz. Global standartlardaki yatırım süreçleri entegre risk yönetim anlayışı ile desteklenirken, İç Kontrol Sistemleri ile tüm yapı, portföy yöneticilerinden bağımsız olarak denetleniyor. Yaratılan etkin organizasyon yapısı sürdürülebilir yüksek performansa dönüşüyor. Ak Portföy bu yapısıyla portföy yönetim sektörünü global standartlara taşıyor” dedi.
"Ekonominin kalbi, BES oldu"
Bireysel Emeklilik Sistemi fonlarını ekonominin kalbi olarak gördüğünü ifade eden Alp Keler, “Gelecek nesiller bizim en iyi neyi yaptığımıza bir örnek olarak emeklilik fonlarını gösterecekler” dedi. Emeklilik fonlarını, tüm dünyada uzun vadeli kaynak ihtiyacını karşılayan temel yapı taşı olarak nitelendiren Keler, “Orta ve uzun vadeli yatırımların yönlendirildiği bu enstrümanlar piyasaların istikrarına önemli katkılarda bulunduğu gibi, kamu ve özel sektöre ciddi kaynak sağlayarak ekonomimizin gelişmesine destek olurken yatırımcılarına da bu gelişmeden pay alabilmelerini sağlıyor” dedi.
"Getiriler iyi olunca gündeme gelmiyor"
Bireysel emekililk sisteminin 14 yılda önemli bir mesafe katettiğini ancak GSMH’ye oranla yüzde 4-5 düzeyine gelen sistemin dünya ile karşılaştırıldığında hala çok küçük kaldığını dile getiren Alp Keler, “Sistemin büyümesi için başlayan otomatik katılım biraz sorunlu başladı ama sonuçta ekonomiye katkı sağlayan bir yapı olarak hayatımızda yerini aldı” dedi.
BES fonlarının getirisinin düşük olduğu yıllar çok konuşulduğunu oysa bu yıl gibi iyi getiri sağladıkları yıllar gündeme gelmediğini dile getiren Keler, şunları kaydetti: “Oysa uzun vadede önemli getiriler sağlıyoruz. Enflasyonun üstünde reel getiriler elde ediyoruz. Örneğin BES fonları kuruluşundan bu yana yüzde 386 getiri elde ederken enflasyon aynı dönemde yüzde 203 oldu. Son 10 yılda BES fonları yüzde 151, 8 son 3 yılda yüzde 30,8 ve bu yıl yüzde 10,3 getiri sağladı. Son iki yıldır yüksek reel getiri sağlayan emeklilik sistemi özellikle Türkiye ekonomisinin iyi performans gösterdiği dönemlerde yatırımcısının yüzünü güldürmeye devam ediyor.
Son iki yılda ortalama getiriler yüzde 22,2 olarak gerçekleşirken enflasyon yüzde15,1 oldu.” Keler ayrıca fonların getirisinin artması için fon sahiplerinin uzun vadeli gelir elde edilmesini sağlayan hisse senetleri ağırlıklı fonları tercih etmesi ve uzun vadeli getirilere odaklanması gerektiğini söyledi.