Ak-Kim ‘su’yu iş edindi, Türk mühendisleri ile icat çıkardı
35 milyon dolar yatırımla beş yıl süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ultrafiltrasyon sistemleri için özel olarak tasarlanmış, yüksek performanslı delikli elyaf bazlı membran modülü geliştirildi.
Ak-Kim Kimya, suyun yeniden kullanımını, su atıklarının asgariye indirilmesini sağlayacak ultrafiltrasyon sistemleri için özel olarak tasarlanmış, yüksek performanslı delikli elyaf bazlı membran modülünü geliştirdi. 50 kişilik Ar-Ge ekibiyle Yalova tesislerinde geliştirilen modülle yapılacak arıtma, suyun kimyasal özeliklerini değiştirmeyecek. Ama belediyelerin ve sanayi şirketlerinin atık sularını arıtarak yeniden kullanmasını hatta deniz suyunun tuzsuzlaştırarak arıtılmasına imkan sağlayacak. Bu modül hem atık suların çevreye zarar vermesini engelleyecek hem de suyun daha az tüketilmesini.
Dünyada mega trendlere bakıldığında 3 önemli akım var. Bunlardan biri enerji sorunları, ikincisi tarımda yaşanan kısıtlar, üçüncüsü ise su kaynaklarının gün geçtikçe azalması. Bu yıl Dünya Ekonomik Forumu’nun yayınladığı risk raporunda su; her geçen yıl basamakları tırmandı ve terörizm ile kimyasal savaşlardan sonra üçüncü sıraya kadar yükseldi. Çevre ve sürdürülebilirlik kavramları artık her şirketin daha fazla gündemine girerken Akkök Grubu’nun Ak-Kim Kimya’sı her geçen gün biraz daha fazla tehdit altında kalan ‘su’yu iş edinerek sudan daha fazla nasıl verimlilik elde edebileceğine odaklanmış. Sonuç; 35 milyon dolarlık yatırımla sanayie ve belediyelerden başlayan evlerimize kadar uzanacak teknolojik ve yüksek katma değerli bir ekipman üretimine başlamış oldu.
Akkök Holding İcra Kurulu Başkanı Ahmet C. Dördüncü, “Türkiye’nin enerjiden sonra en çok cari açık verdiği sektör kimya. Bu yatırımımızla cari açığın yüzde ikisini kapatsak yeter” dedi ve ekledi: “Ülkemizde ve bölgemizde yarının öbür günün sorunu petrol değil, su. Akkök Grubu bugün yatırım yapıp, yarın ne kazanırım diye bakmaz. Akkök, geleceğe yatırım yapar. Biz enerjide de bir baraj, bir doğalgaz santrali daha yapalım değil etkin enerji kullanımına yönelmek istiyoruz. Türkiye’de enerji verimliliğini %15-25 daha artıracak olsak 3-4 milyar dolar daha az doğalgaz ithal edilecek.”
42 milyar dolarlık yatırım gerekli
Suyun geri kazanımının çok önemli hale geldiğini vurgulayan Ahmet Dördüncü, “1 milyar insan günümüzde içilebilir suya ulaşmada sıkıntı yaşıyor. 2.7 milyar insan her yıl en az bir ay su sıkıntısı çekiyor. Türkiye de su kıtlığı yaşama riski yüksek bir ülke. Türkiye’nin çevre açısından AB’ye karşı da ciddi vaatleri bulunuyor. Bu kapsamda 2007-2023 arasında toplam 42 milyar dolar yatırım yapılması gerekiyor. Bu yatırımın 25 milyar doları şebeke yatırımına, 17 milyar doları ise su/atık su arıtma tesislerine ayrılmış durumda. Belediyelerin bu yıldan itibaren senelik 1 milyar dolar yatırım yapmaları bekleniyor. OSB’lerin de 30 milyar dolarlık bir yatırım yapması gerekiyor. Türkiye genelinde bütün suların geri kazanımı yapılarak birkaç milyar dolar tasarruf etmek mümkün. Ancak hala birçok OSB atık sularını arıtmadan tekrar doğaya şarj ediyor” dedi.
Ak-Kim Kimya Genel Müdürü Onur Kipri de söz konusu yatırım ile birlikte şu anda 270 milyon dolar değeri olan Ak-Kim Kimya’yı önümüzdeki 5 yılda 1 milyar dolarlık bir şirket haline getirmeyi hedefl ediklerini belirtti. Bu yatırım ile birlikte Ak- Kim Türkiye’de ve çevre ülkelerdeki ilk ve tek üretici konumuna ulaşırken söz konusu alanda dünya pazarı 2022’de 4.5 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşacak. Türkiye’de ise şu anda 25-30 milyon dolarlık büyüklüğe sahip pazarın 70-80 milyon dolara çıkması bekleniyor.
İstikrar olsun yeter
Akkök Holding İcra Kurulu Başkanı Ahmet C. Dördüncü, ultrafi litrasyon modülünü geliştirirken kendilerini hep ‘Ne olacak dünyanın bu hali’ kaygısının yatırıma yönlendirdiğini anlatırken hemen araya girip ‘Ne olacak bu ekonominin hali?’ dedik. Dördüncü, “İş dünyasının istediği istikrardır. Dolar ne olursa olsun, istikrar olsun yeter. Bizi en çok rahatsız eden de volailite. Yoksa 2001’den beri Türkiye ekonomisi mukavement kazandı. Türk işadamlarının girişimci ruhunu çok takdir ediyorum. Ekonomik reformları bekliyoruz. Türk iş dünyası öyle bir kabiliyete sahip ki yeni ortama kendini adapte eder. Yeter ki istikrar olsun” dedi.