Arzum’da Co-CEO yönetim dönemi başladı! Dönüşümlü CEO’luk verimliliği artıracak

Türk kahvesinin dünyada marka olmasında bayrak taşıyıcı rol üstlenen Arzum, yönetimde yeni bir modele geçti. Şirket, dünyada yaygınlaşan ve başarılı olan dönüşümlü CEO’luk modeli ile verimliliği artırmayı hedefliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR

Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, yeni yönetim anlayışının şirketin globalleşme adımlarında itici güç olacağını belirtti. Kolbaşı, bu modelin Türkiye’de de yayılacağını düşünüyor. Kolbaşı ile Türkiye’de aile şirketlerinin kurumsallaşması, Türk kahvesinin tanıtımı, Arzum’un hikayesini konuştuk.

Yarım asırlık yolculuğunda, birçok ilke adını yazdırarak küçük ev aletleri sektörüne yön veren ve Türk kahvesinin tanıtımında bayrak taşıyıcı olan Arzum, kurumsallaşma yönünde attığı adımlara yenisini ekleyerek, Türkiye’de de yeni bir dönemi başlattı.

Dünyada pek çok başarılı örneği olan CO-CEO sistemine geçen Arzum’un üç üst düzey yöneticisi birer yıl arayla İcra Kurulu Başkanlığı görevini yürütecek. Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, bu yeni dönemi şöyle anlatıyor: “Dünyada her şey son derece hızlı bir şekilde değişiyor, dönüşüyor.

Arzum da değişimlere çok çabuk uyum sağlayabilen bir şirket. COCEO sistemi, dünyada örnekleri olan, uluslararası şirketler tarafından zaten bilinen ve avantajlı görülen bir sistem. Bu sistem ile şirketteki iletişimi artırmayı hedefliyoruz.

Karar alma sürecinde ‘Çevik’ davranarak hızlı hareket edeceğiz, reflekslerimizi artıracağız. Bu da beraberinde verimliliği getirecek. Böylece globalleşme hedefine emin adımlarla ilerleyeceğiz. Dolayısıyla yeni sistemin hem yurt içinde hem yurt dışı pazarlarda Arzum’a olumlu yansımaları olacağını düşünüyorum.”

Murat Kolbaşı ile Türk kahvesinin dünyada tanıtımı ve markalaşması, bu süreçte gastronominin önemini ve aile şirketlerinin Türkiye’deki gelişimi ile Arzum’un hedefleri ve yeni yönetim şeklini konuştuk. “Aile şirketlerinin sürdürülebilirliği sağlaması gerekiyor” diyen Kolbaşı, Arzum’un sermaye piyasalarıyla barışık bir şirket olduğunu belirterek, kurumsallaşma hikayesini şöyle anlatıyor: “Babamlar bu şirketi 3 kardeş olarak kurmuşlar.

Biz ikinci kuşaklar ise 7 kişi olarak yola devam ettik. Aile şirketlerinde finansman tabii ki önemli ama birbirleriyle uyumlu çalışmaları da bir o kadar elzem. Biz bu sebeple şirketimize iki kere dışarıdan fon aldık ve son olarak halka açıldık. Şu anda sermayemizin yüzde 51’i Kolbaşı ailesinin, kalanı ise halka açık durumda. Biz 2008 yılında ilk tahvil çıkartan şirket olduk.”

Bu model Türkiye’de yayılacak

Fonların şirketlere disiplin getirdiğinden söz eden Kolbaşına göre, şirketler için hesap verilebilirliği öğrenmek çok önemli. İşte bu noktada fonların önemine değiniyor: “Bu fonlar şirketleri disipline ediyor. Nereye harcama yaptığınızı, her adımınızı sorguluyorlar. Fon çıktıktan sonra da zaten halka açık şirket olarak SPK kuralları çerçevesinde hareket eder hale geldik. Şimdi de yönetimde CO-CEO sistemine geçtik. Bu modeli Harvard Business School’dan aldık. Farklı birimleri birleştirerek 3 ana birim oluşturduk ve yapıyı daha kontrol edebilir hale getirdik. Dünyadaki bu eş başkanlık modeli Türkiye’de daha da gelişecek. Çünkü verimlilik konusunda gelişmemiz gerekiyor.”

Pandemide iç pazarda ciddi oranda büyüdük

 2022 yılını 1.5 milyar TL ciro ile kapattıklarını ifade eden Kolbaşı, büyüme trendindeki durağanlığa rağmen küçük ev aletleri sektörünün büyümeye devam ettiğini söyledi. Kolbaşı, “2022 yılında iç pazarda da oldukça güçlü satış rakamlarına ulaştık. Yerli ve global birçok oyuncunun zorlu rekabet koşullarıyla yer aldığı iç pazarda satışlarımızı ciddi oranlarda artırarak adette %10,8 pay ile ikinci marka olduk, ciroda ise en yüksek pazar payına sahip ilk 6 marka arasında yer aldık’’ diye konuştu.

Yurtdışı satışlarımızı %30’a çıkartacağız

“Yurtdışında büyümek için ciddi çalışıyoruz” diyen Kolbaşı, satışların yaklaşık yüzde 11’lik kısmının yurt dışı satışlardan elde ettiklerini söyledi. Kolbaşı, “2030 yılına kadar bu oranı yüzde 30’lara çıkarma hedefimiz var. Şu anda direk olarak 48, online ile beraber 60 ülkeye ihracatımız var. İhracatın yüzde 60’ını OKKA serisi ile yapıyoruz” dedi.

ABD’de şirket kurduk, Dubai için çalışıyoruz

Arzum, geçtiğimiz yılın son aylarında ABD’de şirket kurdu. Kolbaşı, buradaki hedeflerini şöyle anlatıyor: “Global hedeflerimizi hızlandırmak ve ABD pazarındaki mevcut operasyonlarımızı daha da büyütmek amacıyla fizibilite çalışmalarımızı hızla tamamladık ve Kasım 2022 itibarıyla ABD’de şirket kurduk. %100 bağlı ortaklığımız olan bu şirket ile Türkiye'de başarıyla yürüttüğümüz iş modelini yurt dışına taşıyacağız. Hong Kong ve Şangay’da da bir şirket açtık. Ayrıca Almanya’da ofisimiz var. Dubai’de de bir yer düşünüyoruz.”

Avrupa’daki satışların yüzde 30’u onlinedan

“Global online pazaryerleri üzerinden şu anda 15’ten fazla ülkede satış yapıyoruz” diyen Kolbaşı, “Bunlara ek olarak distribütörlerimizin olduğu ülkelerde distribütör aracılığı ile 10 ülkede online satış gerçekleştiriyoruz. Pazarlar bazında farklılık olmakla birlikte Avrupa’daki ticaret hacmimizin %30’unu e-ticaret oluşturuyor. Önümüzdeki 3 yıl içinde hedefimiz bu oranı %50 seviyesine çekmek” dedi.

Dijital dönüşüme yatırım yapacağız

 “2023’te de global bir marka olma yolunda emin adımlarla yürüyeceğiz” diyen Kolbaşı, şöyle devam ediyor: “2023’te global satışta büyümemizi sürdürmeyi, Ar-Ge, tasarım ve inovasyon odağımızı korumayı, e-ticaret ve dijitalleşme yatırımlarımıza devam etmeyi ve tüketicimizle aramızdaki bağı daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz.

Yenilikçi uygulama ve ürünlerimizle sektörde fark yaratmayı sürdüreceğiz. Küçük Ev Aletleri’nde adet bazında liderliğimizi sürdürmek en önemli hedeflerimizden biri. 2023 kârlılık ve verimlilik odağı ile finansman maliyetlerini daha da başarılı yönettiğimiz bir dönem olacak. 2023 dijital dönüşüm yatırımlarımızı SAP–ERP geçişi ile hızlandıracağız.”

Makineleşme Türk kahvesinin dünyaya açılmasını sağladı

Arzum OKKA Türk Kahvesi Makinesi ile büyük başarı yakalayan Arzum, bugün gıda hazırlama, pişirme ve kızartma, sıcak içecek hazırlama, temizlik, kişisel bakım ve ütü olmak üzere 6 ürün kategorisinde, 650 ürün satıyor.

“Makineleşme Türk kahvesinin global pazarlara açılmasında avantaj kazandırdı” diyen Kolbaşı, OKKA serisine yeni bir ürün daha eklediklerini anlattı: “Belki insanlar bunlarla mı uğraşıyorsunuz?

diyebilirler ama bu ince farklarla ayrışıyorsunuz. Karıştırarak sütlü Türk kahvesi pişirme özelliğine sahip OKKA Rich’i tüketicimizle buluşturduk. Son dönemde geleneksel kahvenin yanı sıra sütlü Türk kahvesi tercihinde de belirgin bir artış var. Kahvesini sütlü içmek isteyenler için OKKA Rich Spin M’i geliştirdik.

Türkiye’de bir ilk olan, kahveyi pişirirken klasik yöntemdeki gibi karıştırabilen ilk model Arzum OKKA’nın bu özelliğini, cezveli OKKA modellerinden Rich Spin M’e taşıdık ve Arzum OKKA, bu şekilde kahveyi cezveli modellerde de karıştırabilen marka oldu.

Türk kahvesine kafayı taktık Osmanlı nüfusunun peşindeyiz

Murat Kolbaşı, kendi tabiriyle 'Türk kahvesine kafayı takmış' bir isim. Türk kahvesini tüm dünyaya tanıtmak için elinden geleni yapıyor.

Öyle ki geçtiğimiz yıl Amerika’da Times Meydanı’ndaki en ünlü yapılardan NASDAQ binasında reklam vererek Türk kahvesini New York’a kadar taşımış oldu. Kurucuları arasında yer aldığı Türk kahvesi Tanıtım Derneği sayesinde, 'İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesine' Türk kahvesi de alındı.

Kolbaşı’nın girişimleri sayesinde UNESCO, 5 Aralık 2013’te Türk kahvesini, ‘Türkiye’nin somut olmayan kültürel bir değeri’ olarak tescilledi. Böylece 5 Aralık, Dünya Türk Kahvesi Günü olarak kutlanmaya başlandı.

Kolbaşı, “Buna karşın hâlâ Türk kahvesi dünyada arzu ettiğimiz noktada değil” diyerek sitem ediyor. Osmanlı İmparatorluğundan dünyaya yayılan 750 milyon nüfus var diyen Kolbaşı, “Bu nüfus köklerinden dolayı Türk kahvesi ile Türk mutfağını biliyor. Bunlar dünyanın dört bir yanında yaşıyorlar. Düşünün Tesla bile Osmanlı topraklarında doğmuş.

Ama biz bunu hiç konuşmuyoruz. Biz bu genlerinde Türk mutfağını bilen 750 milyon nüfusu yakalamaya çalışıyoruz” diyor. Kolbaşı’na göre, gastronomi ile markalaşmak çok önemli. Türk mutfağındaki geleneksel tatlar ile birlikte markalaşmanın Türkiye’nin de değerini yukarıya taşıyacağını savunuyor.

Kişi başına 1.1 kilo kahve tüketiyoruz

Türkiye’de kişi başına kahve tüketimi yıllık 350 gramdan 1.1 kilograma yükseldi. Bunun yüzde 60’ı Türk kahvesi. Dünyada günde yaklaşık 2.2 milyar fincan kahve içilmesine rağmen Türk kahvesi, pazardan sadece yüzde 10 pay alabiliyor.

“Hedefimiz, Türk kahvesi tüketim payının yüzde 20’ye çıkması” diyen Kolbaşı, “Dünya genelinde de evde kullanılan kahve makinelerinin toplam satış adedi 60 milyona yaklaşıyor. Ağırlıklı olarak filtre ve espresso bazlı makinelerin hakim olduğu pazarda, Türk kahve makineleri yüzde 10’luk bir pazar payına sahip. Ancak sadece Türkiye’de değil dünyada da Türk kahve makinelerine olan ilgi artıyor” diyor.

2023 ‘yaşa ve gör’ yılı olacak

2023 yılı beklentilerini sorduğumuz Murat Kolbaşı, 2023’ün tam olarak sürprizlere açık bir yıl olacağını söyledi. Kolbaşı, “Depremden önce de gündemimiz enflasyon ve kurdu. Türkiye’de bütçeler yıllık değil her çeyrek yapılmalı. 2023 yılını yaşa ve gör yılı olarak görüyorum. Kura yönelik hiçbir tahminde bulunmak mümkün değil, aşağı veya yukarı yönlü hareket edebilir. Bizim her türlü şıklara, senaryolara hazırlıklı olmamız lazım” dedi.

3 bin kişiye sıcak içecek servisi

Deprem bölgesine ilk günden itibaren yardım gönderdiklerini ifade eden Kolbaşı, “Depremzedelerin hayatlarını idame ettirmeleri adına, bölgedeki ihtiyaç listeleri doğrultusunda içinde küçük ev aletlerimizin bulunduğu yardım TIR’ımızı bölgeye gönderdik. Arzum olarak desteklerimizi farklı alanlarda da sürdürmek adına gönüllü ekip arkadaşlarımızın da katkılarıyla günlük 3 bin kişiye sıcak içecek servisinde bulunuyoruz. Arzum olarak, bölgenin yaralarını sarmak adına ihtiyaçlar dahilinde üzerimize düşeni yapmaya ve yardımlarımızı sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

İnovatif ürün çıkartan her zaman karşılığını alır

Pandemi sürecinde küçük ev aletleri sektöründe Ütü haricinde bütün kategorilerde ciddi sıçrama yapıldığına değinen Kolbaşı, “Eve kapanan Türk halkı mutfak ürünlerine ve kişisel bakım ürünlerine yöneldi. Hemen hemen bütün ürünlerde ciddi bir büyüme yakaladık. Özellikle inovatif ürünler ciddi bir büyüme ivmesi yaşadı. Dyson süpürge, Philips Airfryer ile biz ise Türk kahvesi ile bunu yakaladık. Küçük ev aletleri sektörünün bir özelliği var; ekonomik kriz de olsa masaya farklı ve inovatif bir ürün koyarsan karşılığını her türlü alıyorsun” dedi.

“Arzum Avrupalı olmuş, pahalı!”

Murat Kolbaşı, zaman zaman metro ve metrobüs ile seyahat ediyor. “Bir toplantıda beraber olduğum kişi beni metrobüste görünce çok şaşırdı. Neden kullanmayım ki! Bazen trafik bazen de insanlarla sohbet etmek için sık sık metrobüse biniyorum. Geçenlerde bir teyzenin elinde başka bir markanın çay makinesinin poşeti vardı. Markalar üzerine konuşurken, Arzum’u neden almadığını sordum ve “Arzum Avrupalı olmuş, çok pahalı” dedi. Bu benim için paha biçilemez bir feedback” diyor.