Avusturyalı Doka, OHAL kalkar kalkmaz fabrika yatırımı yapacak

Türkiye pazarında bu yıl yüzde 35’lik büyümeye imza atan Avusturyalı Doka, OHAL kalkar kalkmaz yatırım yapma kararı aldı. Doka Türkiye CEO’su Ender Özatay, “60 milyon euroluk bir fabrika yatırımı planladık. Araziyi bile seçtik, bekliyoruz” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem ERMİŞ BEYHAN

Avrupa ile ilişkilerin gerildiği, ‘Yabancı yatırım artık zor’ denilen bir dönemde Avusturya merkezli bir şirket Türkiye’de 60 milyon euroluk yeni bir fabrika yatırımı için hazırlık yapıyor. Şirketin yeni yatırım kararı almasının ardında, Türkiye ekonomisi paralelinde sektöründeki ihtiyaçları fark edip ‘satmaktan kiralamaya’ geçerek ciro patlaması gerçekleştiren Türkiye ekibi var. Avusturyalı iskele ve kalıp üreticisi Doka’nın üst yönetimi fabrika yatırımı için araziye bile karar vermiş; artık pek çok diğer yatırımcı gibi tek bekledikleri OHAL’in kaldırılması... Bugün 550 milyon dolarlık Türkiye kalıp ve iskele pazarında yüzde 10’a yakın paya sahip Doka, üretim yatırımı ile önemli bir güç artırımı yapacak. “Türkiye’de inşaat sektörünün canlılığı daha en az 10 yıl sürecek” diyen Doka Türkiye CEO’su Ender Özatay’ın anlattıkları nakitte daralma olan bu dönemde bile doğru modelle cironun artırılabildiğini ve yeni yabancı yatırım girişinde çok da umutsuz olmamak gerektiğini ortaya koyuyor.

Güvenlik fiyatı artırdı kiralık iskele trend oldu

►Doka Avusturya firması. Son dönemde Türkiye’ye bakışlarında bir değişim var mı?

Şirketin Türkiye’ye bakışında bir değişim yok. Avusturyalı firmaların Avusturya dışındaki en büyük yatırımları Türkiye’de... Doka’nın da önemli yatırımları var; geçen yıl 25 milyon euro yatırım yapıldı, bu yıl 10 milyon euro plan var. Bunun ardında Doka’nın Türkiye’ye duyduğu güven var. Kiralık ürün parkımızı sürekli artırıyoruz, Türkiye’deki varlığımızı sürekli artırıyoruz. Halen Türkiye’deki 128 şantiyede bizim iskele ve kalıplarımız kullanılıyor. Süren 29 kamu-özel sektör projesinin 16’sında biz varız. Doka Türkiye iyi bir çizgi yakalamış durumda ve Avusturya merkezi de bundan memnun.

►Piyasada işler nasıl peki?

2017 yılı ilk üç ayında bizim ciromuz yüzde 35 büyüdü. Çok iyi bir yıl başladı. Bizim planımız daha kontrollü bir büyümeydi. Ancak ilk 3 ay çok olağanüstü büyüdük. İstihdamımız yüzde 40 arttı.

►İnşaat sektöründe böyle bir büyüme yok ama...

Ürün miximizden kaynaklanıyor sanıyorum. Biz nitelikli yapı ve altyapı projelerinde varız. Köprüler, viyadükler, İzmit, Çanakkale köprüsü gibi nitelikli işler. İş güvenliği ön plana çıktıkça güvenli kapı ve iskeleye olan talep çok arttı. Bizim firmamız da güvenli kalıp ve iskele ile özdeşleşmiş firma. Kartvizitimizin arkasında “Önce güvenlik” yazıyor ama 40 yıldır yazıyor zaten. Bütün ürün stratejimiz güvenlik üzerine kurulmuştur, bu şimdi Türkiye’de anlaşıldı. İkinci bir uygulamamız ise kiralama hizmetine dönmemiz. Birçok işimizi böyle yapıyoruz şu anda. Bu, ürünleri kiralayarak çok büyük yatırım yapmadan işini bitirme şansı veriyor müşterilerimize. Bu çok sermaye yoğun bir iş, burada güçlü sermaye yapımızın avantajını kullanıyoruz.

►Kiralama ile satışın oranı nasıl değişti?

Kiralamanın cirodaki payı 2014’te yüzde 5 iken şimdi yüzde 40’a yükseldi. Neredeyse iki işten biri kiralama oldu. Sermaye yatırmıyorsunuz, araba kiralama gibi... Bir süre sonra Türkiye’de kalıp satın alan firma kalmayabilir. Bu zaten böyle Avrupa’da, Türkiye’ye de yeni geldi. Çünkü iş güvenliğine uygun iş yapınca ilk yatırım bedeli yükseliyor. Kalıp fiyatı tam güvenlikli olduğunda 3’e katlanıyor. Bunu satın almak yerine kiraladığınızda yatırımı aşağı çekiyorsunuz. Bugün 3. Havalimanı’nın kabaca yüzde 60’ını biz yapıyoruz, bunun da yarısı kiralık iskeledir.

►Bu denli hızlı büyüdüğünüz bu pazarda üretim yatırımı planınız var mı?

Biz sattığımız her 100 ürünün 40’ını Türkiye’den tedarik ediyoruz. Bu anlamda ciddi bir katma değer sağlıyoruz ülkeye. Ayrıca bir fabrika yatırımı da planlıyoruz. Uygulamaya geçmesi için OHAL’in kalkmasını bekliyoruz. 60 milyon euroluk bir fabrika yatırımı yapacağız.

►Ne noktada şu anda yatırım süreci?

Yatırım Ajansı ile sürekli görüşme halindeyiz. Yatırımı Orta Anadolu, Çankırı’da düşünüyoruz. Merkezin Türkiye’ye bakışı çok pozitif. Bu yatırımla 200 kişi daha istihdam ederiz ve iş gücümüz 3 katına çıkar diye planlıyoruz. Ocak ayında OHAL’in kalkacağını düşünmüş, 17 Ocak’a yönetim kurulu toplantısı planlamıştık ancak olmadı. Şimdi bekliyoruz.

17 Temmuz’da yönetim kurulunu İstanbul’da topladık

►Bu pozitifl ik nereden kaynaklanıyor?

Çünkü sürekli buraya geliyorlar. 17 Temmuz’da İstanbul’da yönetim kurulu toplantımız vardı örneğin. Hepsi geldi yöneticilerimizin, kimse iptal etmedi. Türkiye çok yakın takip ettikleri ve güvendikleri bir ülke. Alıp müşteriyi Türkiye'deki bir şantiyeye götürdüğümüzde oluşan imaj olumlu. Ama Avusturya medyasından okuduklarında Türkiye’yi, bizim içinde olduğumuz görüntüden farklı bir şey görüyorlar. Onları buraya getirmek de Türkiye’deki yöneticilere düşüyor.

►Türkiye ofisi olarak size hangi bölge ülkeler bağlı?

Azerbaycan’da bize bağlı bir ofisimiz var. İran, Irak, Kazakistan bize bağlı. İran’da en çok iş yapan firmayız. Dünyanın en büyük camisinin inşaatında varız. Bir köprü, santral, iki AVM yapıyoruz ayrıca. Onun dışındaki pazarlara ihracat çok kötü ama. Bu bölge petrole bağımlı olduğu için hepsi durdu. Çevremiz ateş çemberi; İran hariç.

►Irak’ta düzelme ne zaman olur sizce?

Ben çok umutlu değilim açıkçası. Ciromuzda ihracatın payı 2014’te yüzde 40’tı. Şu anda neredeyse sıfır. Yerini tamamen Türkiye pazarı doldurdu. Önümüzdeki yıl da ihracat bütçelemeyeceğiz.

►Türkiye’de hangi illerde aktifsiniz?

İzmir, Ankara, Gaziantep ofislerimizi açtık. Şimdi Bursa’yı açıyoruz. Gaziantep’te ciddi bir hareketlilik gözlemliyoruz. İzmir’de de büyük bir potansiyel var. Anadolu’da dev şantiyelerde varız. Geçen yıl Türkiye’de yapımı biten 176 köprü hizmete açıldı. Bu yıl da Amasra’dan Denizli ve Gaziantep’e pek çok ilde köprü yapıyoruz.

İnşaat sektöründe hareketlilik daha 10 yıl sürer çünkü petrol üreten ülke değiliz

Doka Türkiye CEO’su Ender Özatay’a göre Türkiye’nin inşaat sektöründeki hareketlilik en az 10 yıl daha bu seviyede devam edecek. Nedenini şöyle anlatıyor: “Çünkü Türkiye’de köyden kente göç devam ediyor. Ayrıca Türkiye göç veren değil göç alan bir ülke. Şehirleşme büyük bir hızla sürüyor. Trendin geçici bir trend olduğunu, dibe doğru gittiğimizi düşünmüyorum. Ancak arz ve talep dengesi zaman zaman bozulabiliyor. Bazen küçük evlere bazen lüks evlere talep olabiliyor. Talep yön değiştirdiğinde elinde stoğu olan şirketler zor durumda kalabiliyor. Şimdi de böyle bir durum olabilir, bazı firmaların elinde talep edilmeyen konut kalmış olabilir. Ofislerde 1 milyon metrekare boş alan var İstanbul’da ama fiyatları düşecek ve onlar da elden çıkacak. Bunun nedeni Türkiye petrol üreten bir ülke değil. Azerbaycan’a bakın. Petrol fiyatı düştü ekonomisi kontak kapattı. Ciromuzun yüzde 20’sini yapan ülke sıfır yapıyor şimdi. Oysa Türkiye üretmeye ve ihraç etmeye mecbur. Bu dinamizm bizi ayakta tutuyor.”

Ne oldu da iş güvenliğini önemser olduk?

►İnşaat sektöründe iş güvenliği bilincinin arttığını söylediniz. Neyin etkisi ile oldu bu?

İş kazalarında bir azalma var. Tamamen alınan tedbirlerden kaynaklanıyor bu. Tedbirler çok arttı. Yüksekte çalışma şartnamesi yoktu, bu oluşturuldu. Öncülüğünü yaptığımız koruma perdesi işi Türkiye’de bir iş haline geldi. İş güvenliği kuralları şantiyelerde kullanılır hale geldi.

► Peki ne oldu da biz bu noktaya geldik?

Sivil toplum kuruluşlarının etkisi ile oldu bu. Sivil toplum kuruluşları iş güvenliği eksiklikleri nedeniyle yaşanan işçi ölümlerine çok dikkat çekince hükümet nezdinde şartnameler oluşturuldu. Kule vinçleri artık istediğiniz gibi kullanamıyorsunuz. Sigara yasağı konduğunda uygulanmaz dendi ama kimse içmedi. Burada da aynı, iş güvenliği yasası çıktığından beri işçi de baretsiz çıkmıyor, taşeron da kurallara uyuyor.

►Yasa mı eksikti yani?

Hayır, bilincimiz eksikti. Bu da oluşuyor. Artık yatırımcılar da işgüvenliği olmayan şantiyelerden uzak duruyor; bu da etkili oluyor. Yüzde 100 iş güvenliği önlemleri alınmazsa kreditörler krediyi zamanında ve kesintisiz vermeyebiliyor. Bu nedenle de iş güvenliği daha da önemsenir hale geldi.

İnşaat mühendisi bulamıyoruz, iki Filipinliyi işe alacağız

“Kalifiye mühendis sıkıntısı yaşıyor inşaat sektörü. Yok, bulamıyoruz. Kalifiye derken birkaç yıllık tecrübe yetiyor. İnşaat mühendisi bulamıyoruz. Yaklaşık 6 aydır kapatamadığımız pozisyonlarımız var. Malesef bu ay iki Filipinli inşaat mühendisi geliyor bize. Kapasitemiz öyle dolu ki artık bekleyemedik ve çözümü yurtdışından bulduk. Kalifiye kaynakçı bulabilmeniz de mümkün değil örneğin.”