B&W, her ay 3 MW’lık bir enerji santrali kuracak
Güneş enerjisi sektörüne yoğunlaşan B&W Enerji, bu yıl her ay için 3 MW'lık santral kurulumu yapmayı hedefliyor.
ARZU BAĞCI
KAYSERİ - Güneş ve rüzgar enerjisinde anahtar teslim projeler yapan B&W Enerji, 2016 yılında her ay için 3 MW’lık santral kurulum yapmayı planlıyor. Almanya’da Gildmeister ile proje geliştirme ve müteahhitlik anlaşmaları imzalayan firma ‘Cellcube’ sistemi ile elektrik ve depolama ve şebekeye entegre stabilizasyon üzerine çözümler üretecek.12 farklı ülkede üretim tesisi bulunan B&W Enerji, dünya çapında 6 bin fotovoltaik sistem kurulumu gerçekleştirdi.
Yenilebilir enerji santralleri konusunda sürekli kendilerini geliştirdiklerini söyleyen B&W Enerji’nin Türkiye oluşumu B&W Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Eresin, bugün itibarıyla B&W’nin Enerji başta Almanya olmak üzere İngiltere, Hollanda, İtalya, Portekiz, Romanya, Danimarka, Polonya ve Türkiye’de olmak üzere toplam 12 ülkede faaliyet gösterdiklerini söyledi.
Eresin, güneş enerjisi uygulamalarında ticari işletmeler, kamu binaları, büyük sanayi kuruluşları, tarım ve hayvancılık işletmeleri ve özel müşteriler için her türlü çatı üzeri, açık alan uygulamaları, otoparklar ve cephe sistemlerinde çözümler ürettiklerini belirterek, "Tıpkı Avrupa’da yaptığımız gibi ülkemizde de tam teşekküllü sağlam ve dinamik çalışmalarımızı eksiksiz bir şekilde uyguluyoruz. Alman mühendis ve iş geliştirme uzmanları ile her daim iş birliği içinde olarak projemizi hayata geçiriyoruz. Yenilebilir ve temiz enerji çözümlerinde kalite ve buna bağlı olarak yatırımcı memnuniyeti odaklı strateji izliyoruz" şeklinde konuştu.
6 bin adet fotovoltaik sistem uygulaması gerçekleştirdik
Üretim rakamları ve iş hacmi hakkında bilgi veren Eresin, "Dünya çapında 6 bin adet fotovoltaik sistem uygulaması gerçekleştirdik. Artık solar projelerimizin mükemmelliğini garanti edecek deneyime sahibiz. Yatırımlarında kalite, güven ve süreklilik arayan yatırımcılar için güvenli liman konumundayız. Konutlardan solar parklara kadar çok sayıda projeyi başarıyla gerçekleştirdik. Bu projeler için verim garantisi, yatırım teminatı ve hasar durumunda geçerli sigorta teminatı veriyoruz. Yatırım süreç yönetiminde doğruculuk ve danışmanlık hizmeti öne çıkan hedeflerimiz arasındadır. Hangi yüklenici firma üstlenirse üstlensin ortaya ön fizibilite sonuçlarını sağlayabilecek santraller kurulmasını arzu ediyor ve destekliyoruz. İş hacmimizi ise gerekli durumlarda müşterilerimize ve ilgili finans kuruluşlarına gerek eğitim gerekse kredi sürecini hızlandırmak üzere eksiksiz teknik dokümantasyon desteği sağlayarak artırıyoruz" diye vurguladı.
Türkiye güneş enerjisinde şanslı
Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle sahip olduğu güneş enerjisi potansiyeli açısından birçok ülkeye göre şanslı olduğunu vurgulayan Eresin, bu kaynaktan finansman sorunlar nedeniyle yeterince yararlanılmadığına dikkat çekti. Eresin, gerekli altyapının oluşturularak, hızla projelerin hayata geçirilmesini ve sektörün teşviklerle desteklenmesi gerektiğini belirtti. Gün ışığının küresel ısınma ve enerji açığına kesin çözüm olduğunu söyleyen Eresin, doğa ve insan dostu bu sistemlerin kullanılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Resmi kurumlardan izinleri çok geç alıyoruz
Güneş enerjisinden elektrik üretmenin yeni bir fikir olmasından dolayı Türkiye’de bir çok problemlerle karşılaştıklarını söyleyen Eresin, "Resmi kurumlardan izinleri çok geç alıyoruz ve yörelere göre standartlar bulunmuyor. Bu durum gerçekleştirilecek projenin süre ve bedeli hakkında sağlıklı bir öngörüye sahip olmamıza engel oluyor. Dolayısıyla harici izin süreçleri tamamlanmış projelerde daha doğru ön fizibilite ve iş akış şemalarına uyum sağlanabiliyor. Bir başka sorun ise bağlantı kapasiteleri gerçek yatırımcılara yönlendirilmiyor. Bununla ilgili çalışmaların yetkili kurumlarla yapıldığını biliyoruz ancak çok ivedilikle ve bazı yatırıma zorlayıcı ön şartlar ile hayata geçirilmesini bekliyoruz. Ayrıca devlet yatırımcıya 10 yıl alım garantisi veriyor. 10 yıldan sonra ne olacağı henüz net değil ve yatırımcıyı ciddi anlamda düşündürüyor. Türkiye’de birçok şirketin EPC firması kimliğine bürünmesi yatırımcıların kafalarının karışmasına yol açıyor. Böyle büyük bir teknolojinin bu kadar basite indirgenmesini kabul edemiyorum" diye konuştu.