"Güneş teknolojisinde yatırım yapmaya hazırız"

Kalyon Holding Enerji Grup Başkanı Dr. Ata, 2040'larda elektiriğin büyük bir bölümünün güneşten karşılanabileceğini bu yüzden güneş teknolojisinde daha fazla yatırım yapmaya hazır oldukların söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Kalyon Holding Enerji Grup Başkanı Dr. Murtaza Ata, yenilenebilir başta olmak üzere enerjinin her alanıyla ilgilendiklerini belirterek, "Türkiye'de 2040’lara geldiğimizde elektriğinin büyük bölümünü güneşten karşılayabilir. O yüzden biz de güneş teknolojisinde daha fazla yatırım yapmaya hazırız. Hedefimiz güneş ve rüzgar santral yatırımlarıyla büyümeye devam etmek, tabii bunların teknolojilerinin yurt içinde üretilmesini sağlayarak." dedi.

Ata, Kalyon Holding'in enerji yatırımlarına ve devam eden projelerine ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye'nin ilk yerli entegre güneş panel üretim tesisi için hafriyat çalışmalarına başladıklarını vurgulayan Ata, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının uygun göreceği bir tarihte temel atma töreni için hazır olacaklarını söyledi.

Özellikle çatılara mikro güneş santrali kurulumu konusundaki düzenlemeyi heyecanla beklediklerini aktaran Ata, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin çatılarında ilk aşamada en az 10 bin megavatlık bir pazar olduğu tahmin ediliyor. Bu yüzden fabrikamızın kapasitesini genişlemeye müsait olarak planlıyoruz, hiç beklemeden bin megavat kapasiteye çıkabiliriz. Sonrasında belki bin megavat daha fabrika yaparız, durmak diye bir şey yok. Güneş geleceğin enerji kaynağı. Özellikle Türkiye gibi fosil kaynaklar açısından büyük ölçüde dışarıya bağımlı olan ülkeler için güneş orta vadede çok önemli bir kaynak haline geliyor. 2040’lara geldiğimizde elektriğimizin büyük bir kısmını güneşten karşılayacağımızı düşünüyorum. Orada gelişme, bütün öngörüleri de aşarak çok hızlı olacak diye düşünüyorum. O yüzden biz de güneş teknolojisinde daha fazla yatırım yapmaya hazırız."

"Güneş teknolojisinde hücre önemli"

Türkiye'de güneş teknolojilerinin üretilmesi için asıl önemli olanın hücre olduğuna dikkati çeken Ata, şunları kaydetti:

"Karaman'daki entegre tesisin içindeki panel fabrikasının maliyeti sadece 20 milyon dolar. Türkiye'de yıllık üretimleri bin 300 megavatı bulan ve fason üretim yapan fabrikalar var ama asıl teknoloji hücrede. Fabrikanın kapasitesini yüksek tutuyoruz ki (Karapınar Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları) YEKA için kullanacağımız paneller için panel fabrikasının 500 megavatlık kısmında yerli üretim yaparız. Kalan kısmında da hücreyi ithal edip bölgedeki ülkelere panel ihracatı yapabiliriz. Yeter ki pazar olsun, kapasiteyi arttırırız. Artık bu konuda know-how sahibi de olacağız. İlk fabrikayı 15 ayda kuruyorsak, ikinci fabrikayı 12 ayda kurarız."

"Ar-Ge tesisleri Türkiye'nin geleceğini kurtarıyor"

Ata, güneş enerjisinde teknolojilerin 10 yılda tamamen değiştiğini ve Türkiye'nin de gelecek 5 yıl içinde teknoloji konusunda önemli bir aşama kaydedeceğini ifade etti.

Öte yandan teknoloji geliştirilmesi için YEKA şartnameleri kapsamında kurulacak Ar-Ge merkezlerinde en az 100'er mühendis çalışacağını ve bu mühendislerin yüzde 90'ının Türk olacağını vurgulayan Ata, "Çalışmamız gereken başlıklar belirlendi ve en az 10 yıl süreyle Ar-Ge yapmak zorundayız. Ar-Ge merkezinde teknoloji üretilecek, fabrikada uygulanacak. Dolayısıyla geliştirdiğimiz ve kullanacağımız teknolojinin demode kalma riski yok. Zaten teknoloji sürekli geliştiği için de maliyetler bu kadar düştü. Bugün 1,2 milyar dolara kurduğumuz fabrikayı 10 yıl önce 5 milyar dolara kuracaktık. O yüzden Ar-Ge tesisleri Türkiye'nin geleceğini kurtarıyor." diye konuştu.

Ata, YEKA projesi olmasaydı 6 bin 500 megavatlık lisanssız güneş santrali kapasitesi için Çin'den kalitesiz paneller geleceğine ve bu durumda ekonomiye herhangi bir katkıda bulunulamayacağına dikkati çekti.

Depolama teknolojilerinin de kendileri için bir zorunluluk olduğunu dile getiren Ata, özellikle güneşte orta vadede 200-300 megavatlık bir depolama kapasitesi kurarak üretimdeki dengesizliği de ortadan kaldırmayı planladıklarını ve bu teknolojilerin maliyetinin de 10 yıl içinde 6’da bir oranında düşmesinin beklendiğini anlattı.

"Rüzgarda yeni nesil teknoloji kullanılacak "

Ata, Kalyon-Türkerler-Siemens konsorsiyumu olarak kazandıkları rüzgar YEKA kapsamındaki türbin fabrikasını Siemens'in kuracağını belirterek, bu fabrikanın maliyetinin ise 50-60 milyon avro seviyesinde olacağını tahmin ettiğini söyledi.

Rüzgar YEKA ihalesinde bu denli düşük fiyatı verebilmelerinin, Siemens'in henüz üretimde olmayan yeni nesil platformunu taahhüt etmesinden kaynaklandığına işaret eden Ata, fabrikanın işletmeye geçmesinden hemen sonra türbinlerin kurulmaya başlanacağını söyledi.

Ata, bin megavatlık rüzgar kapasitesinin 700'ünü Trakya, 200'ünü Sivas ve 100'ünü de Kütahya-Eskişehir bölgelerinde kuracaklarını söyledi.

"Yeni YEKA'lar güneşte fiyatı düşürebilir"

Yenilenebilir enerjide açılacak yeni YEKA'ları da değerlendiren Ata, bu konudaki şirket hedefleri konusun da ise şunları kaydetti:

"Yeni YEKA'larda özellikle güneşte fiyat daha da düşebilir. Biz de Kalyon Enerji olarak yeni yarışmalara gireceğiz. Kazanabileceğimiz noktaya kadar indiğimizde bizde kalırsa niyetimiz var tabii ki ama sonuçta biz yatırımcıyız ve yatırımda önemli olan da karlılıktır. Karlı olacağını düşündüğümüz seviyelerde rakamlar oluşursa tabii ki yeni projeler almak isteriz. Bu projeler yenilenebilir enerji olduğu için bankalardan finansman bulmak daha kolay. Alım garantisi var, Bakanlıkla yapılan sözleşmeyle garanti altına alınıyor. Bin megavatla bankalara oturduğunuz zaman maliyet etkin bir çözüm oluyor. Rüzgar, bin megavat değil de 100 megavat olsaydı, fiyat kilovatsaat başına 5,5-6 dolar/centten aşağıya inemezdi kesinlikle. Önümüzdeki yarışma yine üretime dayalı çıkarsa, 500 veya bin megavat daha oldu diyelim, o zaman yeni bir fabrika daha kurulacak ve yerli panel üretim fabrikaların kapasitesi artacak. Bu projelerin riski oldukça yönetilebilir düzeylerde, ayrıca hedef olarak sadece bin megavatlık bir santral için bu fabrikaların kurulmasını düşünmek doğru olmaz. Dolayısıyla, biz de yeni yarışmalara girip rüzgar ve güneşte daha yüksek kapasitelere ulaşmak istiyoruz. Hedefimiz enerjide güneş ve rüzgar santral yatırımlarıyla büyümeye devam etmek, tabii bunların teknolojilerinin yurt içinde üretilmesini sağlayarak."

FSRU'da hedef bütün dünya

Ata, yenilenebilir enerji projeleri haricinde yeni bir yüzer LNG terminal gemisi (FSRU) alacaklarını ve bunu yurt içi ve yurt dışında kullanacaklarını söyledi. FSRU pazarının potansiyelinin çok yüksek olduğunu dile getiren Ata, şunları söyledi:

“Önümüzdeki 5 yıl içinde dünya genelinde planlanan FSRU proje sayısı 20'nin üzerinde. Biz de bu işi Aliağa’daki tecrübemiz sayesinde öğrendik. Bir gemi daha alıp yurt dışında kullanabiliriz. Bunu yapma imkanımız var. FSRU'da hedef bütün dünya, her yere gidebilirsiniz. Bu gemiler için genelde 10-15 yıllık hizmet anlaşması yapılıyor, zaten amortisman ancak 15 yılda oluyor. Bu kadar uzun süreli bir iş bulunmazsa bu gemilere finansman bulmak zaten mümkün değil. Bir gemi maliyeti tek başına 250 milyon dolar, terminaliyle birlikte 350 milyon doları buluyor. Bu kapasitede bir gemi sisteme günlük 28 milyon metreküpe kadar doğalgaz verebiliyor.”