Koçulu: Kıpırdanma Doğu'dan başladı

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bayilerini ziyaretten ayağının tozuyla dönen Artemis Genel Müdürü Ahmet Kaan Koçulu anlatıyor: “Bölgede pek çok inşaatçı ‘Kepçeyi vurduk ağam’ dedi. Seçim sonrası hareket Batıda değil ama Doğu bölgesinde başlamış durumda.”

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem ERMİŞ BEYHAN

Artemis, 1997 yılında yerli sermaye ile Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde faayliyete geçen, son dönemde ise özellikle yerli Arge-Ürge çalışmaları ile dizayn edilen ürünlerini 32 ülkeye ihraç ederek büyüyen bir banyo ürünleri üreticisi.

Şirketin Genel Müdürü Ahmet Kaan Koçulu, ayağının tozuyla geldiği Doğu ve Güneydoğu Anadolu bayi gezisini anlatırken seçim sonrası ilk hareketi bu bölgede gördüğünü söylüyor. İnşaat sektöründe zor günler yaşanıyor. Artemis büyük projelere toplu satışlar satarak büyümüş bir firma. Şimdi bayi sayısını artırarak perakendede ve ihracatta büyümenin yollarını arıyor. Bayi sayılarını yüzde 40 artırarak 260’a çıkardıklarını anlatan Koçulu, hedeflerinin katma değerli ürünlerle Avrupa pazarında büyümek olduğunu söyledi.

Güneydoğu bambaşka bir cazibe merkezi olacak

 -Güneydoğu’dan yeni gelmişsiniz. Nasıl bölgede ekonomik hareketlilik?

Gaziantep’in gelişimini herkes biliyor ama beni en çok Kahramanmaraş şaşırttı. Şehir ve ticaret çok hızlı büyümüş. Diyarbakır, Elazığ ve Adana’da da önemli bir hareketlilik gözlemledim. Bölgede sosyal hayatın da geliştiğini gözlemledim. Urfa da çok hareketli. Güneydoğu’da önemli bir gelişme gördüm.

 -Siz coğrafi bölgelere özel üretim yapıyor musunuz?

Bizim hidromasajlı ürünlerimiz bölgede hala çok yaygın. Eskiden Güneydoğu’da sattığımız ürünlerle İstanbul’da satılan arasında fark vardı; şimdi bu fark kapanıyor. Şimdi Avrupa’ya ne ihraç ediyorsak aynı ürünü Urfa’ya, Gaziantep’e gönderiyoruz. Alışkanlıklar, zevkler birleşti.

 -Neye bağlıyorsunuz bunu?

Dünya küçüldü. Hayatlar bir. Herkes aynı dizileri izliyor, internette aynı sosyal mecraları takip ediyor. Türkiye büyüyor, zenginleşiyor. Gelir dengesizlikleri olabilir ama Türkiye üretiyor; o bölge de çok ciddi bir üretim gücüne ulaştı. Aşağıda savaş olmasına rağmen. Suriye ve o hatta huzurun geldiği zamanı düşünemiyorum ben... Her şey çok daha iyi olacak, bambaşka bir cazibe merkezi haline gelecek Güneydoğu, şu anda da o yönde. Sosyal hayatın canlanmış olması çok mutlu etti beni... Her kente üniversite belki tartışılır ama şehirlerin sosyal hayatına, eğitimli genç nüfusun artmasına büyük katkısı olmuş. Burada görmediğim aksiyonu orada gördüm ben. Kendi güzel şiveleriyle “Kepçeyi vurduk ağam” dediler. İnşaatlara başlanmış. Seçim sonrası ekonomik refleks daha hızlı oluşmuş orada; bölgede 6 şehir gezdim, aynı şeyi gördüm... Herkeste aynı kalite algısı var artık.

 -O "ne versem gidiyor" durumu bitti yani...

Kesinlikle bitti. Bölgede inşaat kalitesinin de çok üst seviyede olduğunu gördüm. Urfa’da bir projede örnek daire gezdirdiler, böyle kaliteli 'Kepçeyi vurduk ağam' Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bayilerini ziyaretten ayağının tozuyla dönen Artemis Genel Müdürü Ahmet Kaan Koçulu anlatıyor: “Bölgede pek çok inşaatçı ‘Kepçeyi vurduk ağam’ dedi. Seçim sonrası hareket Batıda değil ama Doğu bölgesinde başlamış durumda.” bina İstanbul’da yok diyebilirim.

 -Siz dev projelere banyo ürünleri veriyorsunuz değil mi? İstanbul’da nasıl sektörde son durum?

Evet, birçok önemli projenin banyo ürünlerini biz veriyoruz. Doğu’da talep daha hareketli. Batı illerimizde hareketin eski seviyeye gelmesi pek yakın değil. Doğu’nun aksine batıda talep doygunluğa yaklaşmış durumda.

 -Doğu’daki bu hareket paralelinde yeni bir yatırım planınız var mı?

Gebze’de 10 bin metrekare kapalı alandaki üretim tesisimiz bize yetiyor. Son 3 yılda hep yatırım yaptık. 3 yıl önce bir yönetim değişikliğimiz oldu. Daha katma değerli ürünlere odaklandık. İhracatımız çok yoğun.

"Biz cari açığı kapatanlardanız"

 -Ne seviyede ihracatınız?

2017’de cironun yüzde 10’u ihracattan geldi. Bu yıl sonunda yüzde 20 seviyesine ulaşacağız.

 -Kur artışı sizi nasıl etkiledi?

Çok negatif etkilemedi. İthalatımız çok düşük; sadece akrilik grubunda bir miktar ithalatımız var. Nitelikli ürün sattığımız için biz cari açığı kapatanlardanız... Girdimizle çıktımız arasında ciddi bir fark var. Yabancı kurla çok borcumuz da olmadığı için sıkıntı yaşamadık. Güçlü firma olunca Dahilde İşleme Rejimi önemli avantajlar yaratıyor.

 -Yeni ürün geliştirme konusunda neredesiniz? İçeri doğru katlanan bir kabin yapmışsınız...

Evet, artık o bir ihtiyaç oldu. Bizim koşan ürünümüz kabin. Metrekareler küçüldüğü için bizim de buna çözüm geliştirmemiz gerekti. Yıkanma alanları küçülüyor. İhtiyaçların da ötesine geçen tasarımlar geliştirebilmek için yoğun bir Ar- Ge faaliyeti yürütüyoruz.

"Sürdürülebilir marka olmak sadece ticari başarı değildir"

“Sürdürülebilir marka olmanın sadece ticari başarı olmadığını düşünüyoruz. Kurumsal Sosyal sorumluluk alanındaki çalışmalarımız yıllardır Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi (OÇEM) ve yakın dönemde DenizTemiz Derneği/TURMEPA ile devam ediyor. Türkiye´nin ilk ve en büyük, dünyanın ise sayılı birkaç otistik eğitim merkezinden biri olan İzmir Sabahat Akşiray Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi (OÇEM) Yönetim Kurulu Başkanımız Tuğrul Burak Koçulu’nun vizyonu ile desteklemeye başladık. Yaklaşık 150 öğrencimizin eğitimlerine ve faaliyetlerine devam etmelerini sağlayan okul binasının yapımı sağlandı ve düzenli katkımız da devam ediyor.”

"Avrupa pazarında başarılı olan tüm pazarlarda başarıya ulaşır"

“Bizim odağımız Avrupa pazarı. Bu pazarda başarılı olan tüm pazarlarda başarıya ulaşır diye düşünüyoruz. Markalı ihracat yapıyoruz. İhracatta başarının odaklanmada saklı olduğunu düşünüyoruz. Dünya artık çok küçüldü. Doğru yerde doğru konuşlanıp doğru pazar ve iletişimle başarılı olursunuz. Hiçbir engel görmüyoruz ihracatta. Kendi markamızı istediğimiz her yerde satabiliriz. Bu, dünyaya nasıl baktığınızla ilgili. Bir Fransız neyi seviyorsa, Venezuellalı da aynısını seviyor. İyiyi doğru fiyatla satan her pazarda başarılı oluyor. Dünyayı sömüren değil dünyaya hizmet eden bir şirket olmalısınız. Bu kriterlere uyan firmaların önünde bir engel olmadığını düşünüyorum.”

Ayaklı küvet yeniden moda oldu

 -Biz sadece kabinci değiliz, küvetinden lineer süsgecine banyo ile ilgili her şeyi üretiyoruz. Diyorlar ki ‘lineer süsgeç yapmışsınız.’ Yıllarca gider sistemlerini, küvetleri yapan biziz. Lineer süzgeci de elbette biz yapacağız; bu bilgi bizde var.

 -Banyo ile ilgili tüm ürünleri üreten tek şirketiz Türkiye’de. Başka bir alana da girmedik. Bu iş uzmanlık ve odaklanma isteyen bir iş. Banyo bizim işimiz. 

 -Duş tekneleri giderek inceleşiyor. Duş teknelerini seramik üzerine yapabilen nadir şirketlerdeniz. Duş teknesini küçültebiliyor, kesebiliyoruz orada bir yamukluk varsa.... Duş teknesinde bile farklılık yaratabilmeniz gerek. 

 -Ayaklı küvetler yeniden moda oldu. İtalya etkisi ile, mobilya fuarından sonra esen rüzgarla ayaklı küvet yeniden moda oldu.

"Malesef ülkemizde ihracat iç pazar daralınca hatırlanıyor"

“İhracat çok uzun süre sonra hasat veren bir şey. Attığınız tohum uzun süre sonra size karşılık veriyor. Bizim insanımızın buna çok sabrı yok. Hemen yapıp, para kazanmak isteniyor. Oysa ihracat için uzun vadeli bir planlama şart. Biz bu yoldayız. Ürün satmak yetmiyor, ardından verdiğiniz hizmet de çok önemli. Önümüzdeki dönem attığımız tohumların meyvelerini toplamayı bekliyoruz. Malesef bizim ülkemizde herkes iç pazarda daralma olduğunda ihracata yöneliyor. Biz ise ihracatta uzun vadeli bir strateji ile ilerliyoruz. “

"Her cam kırılır, ama nasıl kırılır?"

“Bizim sektörümüzde de merdiven altı üretim var. Kırılmaz cam diye bir şey yoktur; her cam kırılır. Önemli olan nasıl kırıldığı. Zarar vermeden dökülüyor olması gerekir. Merdiven altında var; bir profil bir cam, silikonla gitsin... Kabin en son iştir. Banyo, kabin takılır müşteri eve girer. Merdiven altı üretim bizim rakibimiz değil, bizi değil ama tüketiciyi mağdur ediyorlar.”

Bu konularda ilginizi çekebilir