Savaş Öztaş: “İyi tasarım dünyanın her yerinde alıcısıyla buluşur”

Yataş Grup bünyesinde yer alan Divanev ve Puffy markalarının tasarım direktörlüğü görevini yürüten Savaş Öztaş, "İyi tasarım dünyanın her yerinde alıcısıyla buluşur" sözleriyle bugünün mobilya trendinde olması gereken unsurları kısaca tarif ediyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık bölümü ve Muğla Üniversitesi Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği bölümünde yüksek lisansını tamamlayan, birçok mobilya markasında tasarım yöneticiliğinin yanı sıra Ar-Ge ve inovasyon departmanlarını kurarak yöneticilik yapan ayrıca çeşitli mobilya ve mobilya aksesuarı markalarına da tasarım danışmanlığı görevlerinde yer alan Savaş Öztaş, halen Yataş Grup bünyesinde yer alan Divanev ve Puffy markalarının tasarım direktörlüğü görevini yürütüyor.

Ekibiyle birlikte her iki markanın ev mobilyası, uyku grubu ürünleri, bahçe mobilyası ve e-ticarete özel ürünlerini tasarlayıp üretime kazandırırken bu markaların projeli işler ve styling konularındaki faaliyetlerine de katkıda bulunan Öztaş sorularımızı cevapladı:

Tasarımlarını yaptığınız Divanev ve Puffy markalarından bahseder misiniz?

Divanev ve Puffy markaları çok genç markalar. Ancak her iki markamızın ana hedefleri arasında konsept ve marka stratejilerine bağlı kalarak global birer marka olmak da var. Bu doğrultuda önce yurt içinde büyümeyi planlayarak, ardından yurt dışına açılmayı hedefledik. Şu an konsantrasyonumuz büyük ölçüde yurt içinde yaygınlaşmışken, yurt dışında da kısa sürede 10’u aşkın satış noktasına ulaştık. Toplam satışlarımızın yüzde 10’unu yurt dışına yönelik olarak gerçekleştiriyoruz.

Mobilya tasarımcısı olarak sizi farklı kılan özellikleriniz nelerdir?

Sanırım beni farklı kılan en büyük özelliğim stratejiyi ürüne dönüştürme bakış açım. Hatta zaman zaman “strateji oluşturma” becerim de diyebilirim. Genellikle çıkış noktam; tasarımı kimin için, nasıl ve hangi marka için yaptığıma odaklanmam oluyor. Ve sonucunda da katma değerli ürünler olarak ortaya çıkıyor.

Yakın gelecekte Divanev’i dünyanın nerelerinde göreceğiz?

Marka imajından çok ülke imajının, global pazarlarda daha önemli olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla ülke imajımızın yüksek olduğu Türk Cumhuriyetleri, Rus pazarları, Orta Doğu ve Arap ülkelerinin yanı sıra Doğu Avrupa gibi lokasyonlar öncelikli pazarlarımız arasında yer alıyor.

Divanev’in Turquality sürecinin tamamlanması ile birlikte yurtdışına açılma sürecimiz daha da hız kazanacaktır. Ancak bir şeyi gözden kaçırmamak gerekir ki, ülkelerin sınırları vardır ama artık internet sayesinde tasarımın sınırı yok. Dolayısıyla iyi tasarım dünyanın her yerinde alıcısıyla buluşabilir.

Türk mobilyasının geleceği hakkında düşünceleriniz nedir?

 Ülkelerin ve üreticilerin önünde iki seçenek var. Birincisi fason üretici olmak, yüksek hacimde ürün ya da yarı mamul üretmek, ikincisi ise marka olmak. Ben ikinci seçeneğin doğru olduğunu düşünüyorum ve bunun için de öz değerlerimize sahip çıkıp bu değerleri global değerlerle birleştirerek yol alacağımızı düşünüyorum. Günün sonunda teknoloji taklit edilebilir ancak marka kimliği taklit edilemez bir değerdir.

2024’te ne tarz tasarımlar göreceğiz?

2024 yılında tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomik baskıyı daha çok hissedeceğiz. Ancak bir yandan da kullanıcıların üründen beklentileri artıyor. Bu beklenti hem duygusal, yani estetik; hem de fonksiyonel fayda olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla önümüzdeki senelerde ulaşılabilir fiyatlı, kullanıcıya hem duygusal hem fonksiyonel fayda sunan ve estetik görünümlü tasarımlar öne çıkacaktır.

Tasarım trendlerinin sürekli değişmesi sizi nasıl etkiliyor?

Dünyada inanılmaz ürün kirliliği var. Bu durum gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerde daha da fazla. İnsanlar ihtiyaçlarından fazlasını alıp, kullanmadan tüketiyorlar. Üreticiler de sürekliliklerini sağlamak adına yeni ürünlere odaklanmış durumdalar. Ancak bu yeni ürünlere de anlam kazandırmak zorundalar. Bu anlamlandırmayı “trend” olarak tanımlayabiliriz. Artık zorunluluk haline gelen bu trend kavramı üretim verimliğini düşürürken, pazar verimliliğini artırıyor. Tasarımı yapmak için yapmamak gerekiyor. Özellikle bu tüketim anlayışının ve ürün kirliliğinin önüne geçmek için ihtiyaçları trendlerle yorumlamak önem kazanıyor. Biz de bu bakış açısıyla gerçek ihtiyaçları odağımıza alarak ürünlerimizi tasarlıyoruz.

Tasarımcı olmak isteyen gençlere tavsiyeniz nedir?

İlk önereceğim şey tutkulu olmaları… Tutkuyu teknik yeterlilikle birleştirmeliler. Bunun için sahaya inerek son kullanıcıyı yakından tanımalılar. Tasarımı sanat olarak görmemeli, ne için ve kim için tasarım yaptıklarını gözden kaçırmamalılar. Global bakış açısını geliştirerek tasarımı ele almalılar. Çünkü rekabet uluslararası boyutta. Dolayısıyla dünya insanı olmalılar, çok iyi gözlemleyip, iyi analiz etmeli ve tutkulu olmalılar.