“Tıptaki inovasyonlar lojistik sektörünü de dönüştürüyor”
DHL Supply Chain EMEA Bölgesi CEO’su Hendrik Venter, DHL olarak sağlık lojistiğine 2 milyar euro yatırım yapacaklarını belirterek, “Bu yatırımın yüzde 50’si Amerika kıtalarına, yüzde 25’i Asya Pasifik, yüzde 25’i de Türkiye’nin de içinde bulunduğu EMEA bölgesine yapılacak. Gen terapileri, klinik çalışmalar, yeni ilaç araştırmaları lojistik sektörünü de dönüştürüyor” dedi.

Küresel lojistik ve taşımacılık şirketleri, giderek daha da karmaşık hale gelen sağlık ve yaşam bilimleri alanlarında yeni yatırımlara hız verdi. Sağlık hizmetleri sektörü, lojistik sağlayıcılarından artık daha fazla uzmanlık ve yüksek teknoloji talep ediyor. Farklı taşıma modları gerektiren mesafelerdeki hastalara ulaşmak için tedarik zinciri de önemli değişimler geçiriyor.
İlaçlar ve aşılar başta olmak üzere hayat kurtaran teslimatların hastalar için kritik önem taşıdığı bilinciyle yeni yatırımlara odaklanan DHL biyolojik ürünlerin ve gelişmiş tedavilerin artışını desteklemeyi ve tıptaki devrimsel dönüşümlerin bir parçası olmayı hedefliyor.
DHL Supply Chain EMEA Bölgesi CEO’su Hendrik Venter, sağlık ve yaşam bilimleri alanındaki lojistik gelişmeleri DHL Supply Chain Türkiye Gemel Müdürü Buket Cox ile birlikte DÜNYA Gazetesi’ne anlattı. Hendrik Vender, “Bizim çözümlerimiz ne kadar inovatif olursa müşterinin ürününün de inovatif olmasını daha fazla destekleyebiliriz. Şirket misyonumuz zaten insanları birbirine bağlamak ve yaşamları iyileştirmektir” dedi. İşte Vender'in DÜNYA'ya açıklamaları.
DHL’in yatırımları, sağlık ve yaşam bilimleri kapsamındaki projeleri neler?
E-ticaret, yeni enerji gibi yatırımların yanında, önceliğimizi yaşam bilimleri ve sağlık alanına verdik. DHL, 2030 stratejimizin bir parçası olarak sağlık lojistiğine 2 milyar euro yatırım yapıyor. 2024-2030 arasındaki bu dönemde sağlıktan elde ettiğimiz geliri 2 katına çıkaracağız. Bunun yüzde 50’si Amerika kıtalarına, yüzde 25’i Asya Pasifik, yüzde 25’i de Türkiye’nin de içinde bulunduğu EMEA bölgesinde yapılacak. Farma sektöründe daha gelenekselden daha biyofarmaya doğru bir dönüş var. Yani gen terapileri, klinik çalışmalarla ilgili ürünler gibi alanlarda talepler artıyor
Sağlık lojistiğinde DHL’in genel bakışı nasıl ve hizmet alanları neler olacak?
Bizim biofarmada uçtan uca bütüncül bir tedarik zinciri yaklaşımı gerektiren yeni bir yapıyla karşı karşıyayız. Öyle ki bu tedarik zinciri içerisinde taşıdığımız ürünler bazen -20 derece, yani donuk olarak, derin dondurulmuş şekilde -70 derecelere çıkıyor. Aşılar böyle taşındı geçmişte. Bir de kriyojenik dediğimiz, yani -150 derece ve altında taşınacak ürünleri de içeren bir tedarik zinciri sistemi söz konusu.
Tedarik zincirinin bunu yapabilmesi, hem uçtan uca bunu izleyebilmesi, o gereken ısıların korunabilmesi gerekiyor. Hasta güvenliği ve gizliliği de işin içerisine giriyor. Tedarik zinciri artık hasta verisini de kontrol edeceği için hasta güvenliğini ve gizliliğini de koruyacak şekilde uçtan uca bir teknoloji olması gerekiyor.
Konvansiyonel lojistikle yürütülemeyecek işlerde DHL nerede duruyor?
Dünyada DHL, en yakın rakibinden 2 kattan daha büyük. EMEA bölgesinde sağlık alanında 750 bin metrekarelik bir büyüklük anlamına gelen 110 deposu var. Dünyada da 2,5 milyon metrekarelik bir depo alanına sahibiz. Sağlık sektörüne ayrılan depoları düşündüğümüzde. DHL Express ve DHL Global Forwarding ile birlikte bütün büyük havalimanlarında da oradan gelen ürünün aynı anda elleçlemesini yapıp, sevkiyatını yapabilecek kabiliyete sahibiz.
Klinik araştırmalara yönelik yatırımlar yapıyoruz. Kısa zaman önce CRYOPDP diye bir şirketi satın aldığımızı duyurduk. 15 ülkeden 130 ülkedeki farklı müşterilere satış yapıyor ve hizmet sağlıyor. Bu kapasitesinin de bize katılmasıyla beraber farmada bütün dünyaya götüreceğimiz uçtan uca hizmette ciddi bir yatırım yapmış olduk.
Sürdürülebilirlik durumu nedir?
Türkiye'deki bütün depolarımız, karbon nötr depolar. EMEA bölgesinde bizim depolarımızın da yüzde 90’ı bu yıl sonu itibariyle tamamen karbon nötr hale gelecek Go Green tarafında yüzde 100 karbon nötr depolarla sadece sektörde değil, genel olarak da lider konumdayız.
DHL’in orta ve uzun vadeli hedefleri nelerdir?
2030 stratejileri ve hedefleri arasındaki en büyük hedefimiz sağlık işimizi iki katına çıkarmak. Özellikle sağlık alanında, özellikle farmada, özelleştirilmiş sağlık, biofarma, hücre gen terapisi dediğimiz alanlarda yerleşik bir isim, entegre depo ve taşıma hizmetini sunan bir isim haline geleceğimize inanıyorum. Türkiye çok önemli bir pazar. Türkiye'de ilaç sektörünün uzun yıllardır iyi işleyen ciddi tecrübesi var. Türkiye bu anlamda uzmanlık da ihraç edebilecek noktada. Aynı zamanda iç piyasada, iç tüketim giderek artıyor. Türkiye coğrafi olarak zaten çok büyük bir avantaja sahip Avrupa, Orta Doğu ve Asya'ya açılan kapı.
“Türkiye sağlık lojistiğinde merkez olacak”
DHL Supply Chain Türkiye Genel Müdürü Buket Cox, "Diğer lojistik hizmet sunucularından ayıran farkımız çok uzun süreli, stratejik ortaklık dediğimiz yapıları kurarak aslında ilişki tesis ediyor olmamız. Bizim ortalama kontrat süremiz 9-10 yıl arası. Kontrat yenileme oranımız yüzde 99,8. Depolama alan kapasitemizi Türkiye’de yüzde 33 büyüttük. Rakiplerimizin bizim liderlik ettiğimiz boyutta ve kalitede bir yaşam bilimleri ve sağlık hizmeti yok. DHL’in, Türkiye’de lojistik merkez olmanın yanı sıra sağlık lojistiğinde de önemli bir merkez haline gelme hedefi bulunuyor. DHL Supply Chain’in EMEA bölgesinde Türkiye’nin çok yüksek bir kalite skoru var" diye konuştu.