Türkiye, ayakkabıda dünya markalarının merkezi oluyor

Ağustos 2014'te ayakkabıya getirilen ek vergi, yabancı markaları Türkiye’ye çekti. Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği Başkanı Çetin, aralarında Zara ve H&M gibi markaların olduğu yaklaşık 50 firmanın Türkiye’de partner arayışında olduğunu söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

GAMZE ŞENER

MİLANO - Milano’da düzenlenen ayakkabı fuarı MICAM’da konuşan Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği Başkanı Hüseyin Çetin, ayakkabıya getirilen ek verginin, yabancı markaları Türkiye’ye çektiğini, Zara, H&M, Adidas, Hummel, Cacharel dahil 50 markanın Türkiye’de partner aradığını söyledi. Çetin, “Zara, Türkiye’de 10 firmayla üretime başladı. Zara’nın sahibiyle yaptığımız görüşmede, amaçlarının Avrupa’da yaptırdıkları 5 milyon çift ayakkabıyı Türkiye’de yaptırmak olduğunu öğrendik. Ufak çaplı, 10 - 15 binlik üretim yapılmaya başlandı. Hummel markası, Türk bir firmayla 2 milyon çift üretim için sözleşme yaptı. Türkiye’den ihracatın da böylece önü açılmış oldu. Türkiye’de dünya markası çıkması çok zor. Türkiye’nin, marka satın alarak mesafeyi kısaltması gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu. Ayakkabıda ithalata getirilen ek vergi, hem yerli üreticide kapasiteyi artırdı hem de Türkiye’yi yabancı markaların üretim ağı haline getirdi. Türkiye’nin 150 bin çiftlik ithalat yaptığı firmalar, üretim merkezi olarak Türkiye’yi seçmeye başladı. Bazı markalar numune üretimine başlarken, bazıları ise Türkiye’de partner arayışına devam ediyor. Elliye yakın firma içinde az da olsa üretime başlayanlar arasında Zara, H&M, Adidas, Hummel, Cacharel yer alıyor.

İtalya’nın Milano şehrinde, 15-18 Şubat tarihleri arasında düzenlenen ayakkabı fuarı MICAM’da açıklamalarda bulunan Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Hüseyin Çetin özellikle ithalata getirilen ek verginin, üretimi canlandırdığını söyledi. Çetin’in saydığı markalar arasında öne çıkan Zara, şimdiden Türkiye’de 10 tane firmayla üretime başlamış durumda. Çetin, “Zara’nın sahibiyle yaptığımız görüşmede, amaçlarının Avrupa’da yaptırdıkları 5 milyon çift ayakkabıyı Türkiye’de yaptırmak olduğunu öğrendik. Şimdi, 10’a yakın firmayla numune çalışmalarına başladılar. Ufak çaplı, 10 bin 15 binlik üretim yapılmaya başlandı. Hummel markası, Türk bir firmayla 2 milyon çiftin sözleşmesini yaptı. Bu yıl bir milyon, gelecek yıl bir milyon adet üretim yapacak. Türkiye’den ihracatın da böylece önü açılmış oldu. Türkiye’de önümüzdeki kısa vadede bir dünya markası çıkması çok zor. Bu yüzden Türkiye’nin, var olan dünya markalarını satın alarak dünyada mesafeyi de kısaltması gerekiyor” diye konuştu. 

Sektör ek vergiyle canlandı 

Çetin’in verdiği bilgilere göre, dünyaca ünlü spor ayakkabı üreticisi Adidas da numune çalışmalarına başlamış durumda. “Buna benzer 50’ye yakın yabancı marka var. Birlikte çalışacakları üreticiler arıyorlar” diyen Çetin, ek vergilerle canlanan sektörün, ilave makineler almaya başladığını ve batmakta olan firmaların toparlanma fırsatı yakaladığını ifade etti. 

Rusların eksikliği belli oldu 

MICAM, dünyada ayakkabı söz konusu olduğunda en önemli fuar olarak gösteriliyor. Ancak AB’nin Rusya’ya koyduğu ambargonun ardından Rus katılımcı ve ziyaretçinin azlığı bu yıl dikkat çekici boyuta geldi. Fuara katılan Türk firmalar, Ruslar’ın eksikliğinin hissedildiğini belirttiler. Katılımcı sayısı da bin 700’lerden, bin 500’lere inerken Türkiye’de yapılan ayakkabı fuarı AYMOD ile MICAM’ı da kıyaslayan Çetin ise “AYMOD Fuarı bir önceki fuara göre %25 büyüme sağladı. 24 bin 500 metrekarelerden, 30 binlere taşıdık fuarı. İspanyol, İtalyan ve Portekiz firmaları AYMOD’un büyüdüğünü gözlemliyorlar. Katılımcı sayımız 380’den 450’ye çıktı. Belki bir sonraki fuara katılım 500 olacak. İtalyanlar, bizim onların yerini alacağımız hissine kapılmaya başladılar” yorumunu yaptı. 

ÖTV ile kendi ayağımıza sıkıyoruz 

İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Mustafa Şenocak ise Rusya’daki krizden en çok deri kürk konfeksiyon firmalarının etkilendiğini kaydetti. Şenocak gündeme ÖTV tartışmalarını getirerek, “Özel tüketim vergili ürünlerde kendi ayağımıza sıkıyoruz. Onları ÖTV ile pahalılaştırıyoruz. Türkiye’de üretilmesini, satılmasını bir şekilde engelliyoruz. İthalattan kaldırılıp, ihracattan kaldırılmasını istiyoruz. İhraç edildiğinde, ÖTV’si geri alınamıyor özel faturalardan. bu yüzden pahalılaşıyor. Pahalılaştığı için de Türkiye bundan faydalanamıyor. Ciddi bir pazar. Bakanlığa ilettik, olumlu mesajlar aldık” diye konuştu.

Ruble ile ticaret riskini kimse üstlenmek istemiyor

Ayakkabı sektörü için Rusya, en çok ihracatın yapıldığı ülkeler sıralamasında ilk sırada yer alıyor. Rusya’nın yaşadığı kriz sürecinde ticaretin ruble-lira arasında yapılması ise en çok tartışılan konulardan biri olarak gündemde. TASD Başkanı Hüseyin Çetin, maddi olarak büyük getirileri olmasa da ticaretin güvenilirlik açısından ticaretin daha rahat bir nefes alacağını söylerken; İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Mustafa Şenocak ise aynı görüşte değil. Şenocak, “Rusya ile tamamen ruble ve TL üzerinden ticaret yapma riskini kimse üzerine almak istemiyor. Rubleyi sabitleyelim ama risk alalım fikri çok sahiplenilmedi. Çok doğru bir yaklaşım olacağını düşünmüyorum. Resmi kurlardan ticaretin yapılacak olması rahatlatır” açıklamasını yaptı.

Bu konularda ilginizi çekebilir