Atletizm Federasyonu Başkanı Terzi istifa etti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi, 9 yıldır yürütmekte olduğu görevinden istifa ettiğini açıkladı.

Terzi, dün yönetim kurulu toplantısında yaptığı istifanın, kurul üyelerince kabul edilmemesinin ardından, bugün yaptığı yazılı açıklamayla istifasını duyurdu.

Federasyon başkanlığı görevini, 2004 yılının aralık ayında yapılan seçim sonucunda üstlendiğini 4 dönemdir bu görevi yürüttüğünü hatırlatan Terzi, yaptığı açıklamada, "Bu önemli görevi yaklaşık 9 yıldır onurla, gururla yürütüyordum" ifadesini kullandı.

2004 yılından itibaren "Türk atletizmine uzun vadede kazanımlar sağlayacak, Türk atletizmini istikrarlı bir yapıya kavuşturacak çok sayıda proje ve çalışmayı uygulamaya soktuklarını" belirten Terzi, "Bir yandan elit atletlerimize mümkün olan tüm destekleri sağlarken, diğer yandan maddi ya da sosyal zorluklar nedeniyle elit düzeye ulaşmakta zorlanan genç yeteneklere büyük önem verdik, onlara yönelik projeler geliştirdik. Sonuçta sporcularımız ülkemizin özlemini duyduğu önemli başarılara koştular. Avrupa ve dünya şampiyonaları ile 2008 Pekin ile 2012 Londra olimpiyatlarında madalyalar kazandılar, milyonlarca insana bayrağımızı göndere çektirerek tanıttılar, İstiklal Marşı'mızı dinletiler. Atletlerimiz herkesi ekranları başında sevinçten ağlattı, kucaklattı" değerlendirmesinde bulundu.

Son yıllarda elde edilen dünya ve Avrupa şampiyonalarındaki başarıları anlatan Terzi, "Ancak bu başarılar medyada yeterince yer almazken, bir sporcumuzun ödül törenine çıkmadığı ile ilgili haber gerçek dışı içerikle medya da daha çok yer alıyor, kamuoyu yanıltılıyor, Atletizm Federasyonu kötü yönetiliyor imajı veriliyor. Bugün bile gazetelerde yer alan 'Skandal, 9 atletde doping çıktığı haberleri' yeni bir haber gibi yazılmakta, kamuoyuna sunulmaktadır. Konular ile ilgili web sayfamızda açıklamalar yapılmasına rağmen dikkate alınmıyor, yine bazı medya mensupları yazmaya devam ediyor" ifadelerini kullandı.

Terzi, şöyle devam etti:

"Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki Türk atletizminin gelecek en az 10 yılı teminat altındadır. Çünkü bugün ülkemiz atletizmi olimpiyatlarda 9'uncu, Avrupa şampiyonasında 5'inci sırada ve Avrupa Süper Ligi’nde yarışan bir ekibe sahiptir ve aynı başarıları gelecekte devam ettirecek sistemler yerleştirilmiştir."

"TADA'nın kurulmasını destekleyen ilk federasyon başkanı ben oldum"
Yönetim kadrosu olarak, atletizmde hedefledikleri büyümenin, bazı sorunları da yanında getireceğinin farkında olduklarını vurgulayan Terzi, şunları kaydetti:

"Endişelerimizden biri, iç rekabetin artması, yüksek ödüller ve hedefe kısa yoldan varmak isteyen kötü niyetli kişilerin sinsi çalışmaları ile benzeri faktörlerin, atletleri yasak performans arttırıcılara yöneltmesiydi.

 2004 sonunda göreve geldiğimde, o tarihte Dünya Anti-Doping Ajansı’na (WADA) akredite olan Hacettepe Üniversitesi Türkiye Doping Kontrol Merkezi ile işbirliği yaparak, yarışma içi ve yarışma dışı numune alımlarını hep yaptık. Eşzamanlı olarak, bugün de sürdürdüğümüz, milli takım kamplarında, çeşitli seminerlerde sporcu ve antrenörlerimize anti-doping eğitimleri planladık. Yönetim Kurulumuzda bir karar alarak, yarıştan hemen sonra doping kontrolüne girmemiş bir atletin kırdığı Türkiye rekorunun kabul edilmeyeceğini ilan ettik. Ankara’daki Hacettepe laboratuvarının faaliyette olduğu yıllarda sporcularından en çok numune aldıran federasyon, Türkiye Atletizm Federasyonudur."

Hacettepe Üniversitesi Laboratuvarı'nın akreditasyonunu kaybetmesinden sonra yurt dışı laboratuvarlar ile çalışmanın gerek lojistik zorlukları gerekse maliyetlerinin çok yüksek olması nedeniyle yurt içinde numune alımlarının azaldığını, hatta bazı yıllar Türkiye'de düzenledikleri uluslararası organizasyonlarda yaptıkları kontroller ile sınırlı kaldığını ifade eden Terzi, şöyle devam etti:

"Bu nedenledir ki Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) bünyesinde bir Anti-Doping Komisyonu oluşturulmasına başından itibaren destek verdik ve bu komisyonun deklarasyonunu imzalayan ilk federasyon başkanı ben oldum.

Dopingle mücadeleye bu derece önem vermemin yanı sıra kendi faal atletizm yaşamımda yasaklı maddelere tevessül etmeden milli formayı taşımış ve 26 yıldır kırılamamış maraton Türkiye rekoruna sahip bir başkan olarak, tüm atletlerin önünde bir rol model olarak duruyor olmayı umardım."

"Çok sayıda bireysel anti-doping suçu işlenmiş olduğu bir gerçektir"
Terzi, şahsının ve teknik ekibimizin kontrolü dışında, çok sayıda bireysel anti-doping suçu işlenmiş olduğunun doğru olduğu olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Federasyonumuzun 950 civarında sporcusu, Dopingle Mücadele Komisyonu ve Dünya Dopingle Mücadele Komisyonunun kontrolü ve takibi altındadır. 2002 yılından 2012 yılına kadarki süreçte doping suçu işleyen sporcu sayısı 11 iken bu sayı 2013 yılında birden dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi bizde ve diğer spor dallarının sporcularında da artış göstermiştir.

Bu sorun sadece Türkiye’ nin değil dünyanın sorunu olmuştur. Bunda, Dünya Dopingle Mücadele Ajansının (WADA) yeni bir uygulama olan 'biyolojik pasaport' uygulaması, yeni analiz sistemlerinin geliştirilmesi, farklı kriterlerin oluşturulması etkili olmuştur. Takdir edersiniz ki 24 saat sporcularla birlikte olmamız mümkün değildir. Bir sporcumda doping çıktığını duyduğum anda içimde hissettiğim acıyı ve üzüntüyü tarif edemem. Federasyon olarak bilerek ya da bilmeyerek bu hatayı yaptığı kanıtlanan sporculara, kuralların gerektirdiği cezalar verilmiştir ve verilmeye devam edecektir.  Aklınızdan bazı antrenörlere henüz ceza verilmediğini düşünenler olabilir. Sporcuların disiplin kurulunca cezaları kesinleşmeden antrenörlerin ceza kuruluna sevk edilmeleri de Yönetim Kurulunda görüşülmez. Yasal bir süreç vardır. Ayrıca herkesin savunma hakkı olduğunu da hatırlatmak isterim.''

Dün yapılan yönetim kurulu toplantısında üyelerin şahsına gösterdiği teveccühe ve güvene teşekkür eden Terzi, ancak yapmış olduğu değerlendirmeler sonrasında istifa etmesinin daha doğru olacağına karar verdiğini ve aralıksız 9 yıl süre ile görev yaptığı federasyon başkanlığı görevinden ayrıldığını kaydederek, ''Geriye dönüp baktığımda, Türk atletizminin dünyada geldiği noktadan gurur duyacağımı bilmenizi isterim. Umuyor ve diliyorum ki benden sonra bayrağı taşıyacak olan başkan ve ekibi, Türk atletizmini daha ilerilere taşısın" temennisinde bulundu.