Şirketlerde daha fazla şeffaflık şart

PwC Ortağı ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ediz Günsel “Tüketiciler, vatandaşlar, lobi grupları, çalışanlar ve yatırımcılar daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirlik talep ediyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

didem-eryar-unlu-005.png

“Artan sosyal sorunlar ve doğal kaynakların azalmakta olduğuna dair bilincin yükselmesi, insanları bireysel ve toplu olarak harekete geçmeye yöneltti. Tüketiciler, vatandaşlar, lobi grupları, çalışanlar ve yatırımcılar daha fazla şeff afl ık ve hesap verebilirlik talep ediyor. Kurumların sürdürülebilirlik raporlaması yapmaya başlamasının altında yatan ana neden bu diyebiliriz.” 

Bu yorumlar PwC Ortağı Ediz Günsel’e ait. Günsel, aynı zamanda Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Sayman ve Sürdürülebilirlik Raporlaması Çalışma Grubu Başkanı olarak görev alıyor. Günsel ile sürdürülebilirlik raporlamasının önemini ve getirdiği farklılıkları konuştuk: 

► Sürdürülebilirlik raporlaması neden gerekli? Şirketlere ne tür avantajlar sağlıyor?

Sürdürülebilirlik raporlamasını, bir şirketin ekonomik, çevresel ve sosyal performansını olumlu ve olumsuz yönleriyle, tüm iç ve dış paydaşları ile paylaştığı bir iletişim aracı olarak tanımlayabiliriz. Raporlama ile yönetimle ve sürdürülebilirlikle ilgili maliyetler düşürülebiliyor, marka değerine ve itibar yönetimine katkı sağlanıyor, pazarda farklılaşma yaratılabiliyor, markanın rakipler veya tedarikçilerden dolayı uğrayabileceği zararlara karşı koruma sağlanabiliyor. Şirketlerin şeff af bir biçimde sürdürülebilirlik raporlama yapması, hem paydaşlar hem de genel olarak şirketin tüm operasyonlarının iyileştirilmesine katkı getiriyor. Raporlamanın en önemli katkısının “ölçemezsen yönetemezsin” noktasında ortaya çıktığını düşünüyorum. Raporlama sürecinde şirketin iş yapış süreçleri bütünüyle ele alınıyor. Hangi konularda sorunlar olduğunu net bir şekilde ortaya çıkaran bir süreç bu. Örneğin enerji tüketim maliyetleri olması gerekenden yüksekse şirket enerji verimliliği projeleri uygulama kararı alabiliyor. Sürdürülebilirlik raporlaması yapan şirketlerin uzun vadeli düşük faizli finansman kaynaklarına erişimi ve yatırımcı çekmesi de daha kolay oluyor. Örnek vermek gerekirse, Sürdürülebilirlik Endeksi’ne giriş kriterlerinden biri “şeff af bilgi”. Sürdürülebilirlik raporlaması yapan bir şirket, şeff afl ık kriterini karşılamış oluyor. Sürdürülebilirlik Endeksi’ne girebilen şirketler ise yeşil fonlardan ve bankaların sağladığı avantajlı finansman imkanlarından faydalanabiliyorlar. Türkiye’de Borsa İstanbul tarafından 2014’te uygulamaya başlanan, bizim de SKD olarak 2010-2012 arasında bir işbirliğiyle dahil olduğumuz BIST Sürdürülebilirlik Endeksi buna güzel bir örnek. BIST’te yer alan şirket sayısının her yıl artıyor olması oldukça sevindirici bir gelişme. 

► Sürdürülebilirlik raporlaması konusunda gelişmiş ülkeler ne durumda? 

Günümüzde dünya ekonomisinde üretimin dörtte biri çok uluslu şirketler tarafından gerçekleştiriliyor. Dünyanın en büyük bazı şirketlerinin satışları, pek çok ülkenin gayri safi milli hasılasının üzerinde. Çok uluslu şirketlerin satın alma, üretim, yatırım kararları ve yeni teknolojiler geliştirmelerinin yanında toplum ve çevre üzerindeki etkileri onlara yeni sorumluluklar yüklüyor. Başka bir deyişle bu sorumluluklar onlardan talep ediliyor. Bu nedenle sürdürülebilirlik raporlaması gelişmiş ülkelerde daha hızlı yayılıyor. Bu ülkelerde halka açık firmaların daha fazla olması, “hesap verebilirliğin” hem paydaşlar ve toplum tarafından talep edilmesi hem de piyasa ve hukuki düzenlemelerle takibi “zorunlu” olmayan bu uygulamanın “gönüllü” olarak yayılmasını sağlıyor. Özellikle Fransa, Danimarka, Hollanda, Norveç, İsveç gibi ülkelerde belli büyüklükte ve halka açık şirketlerin çevresel ve sosyal beyanda bulunmaları talep ediliyor. Türkiye’de yayınlanan sürdürülebilirlik raporlarının sayısını kurumsalsurdurulebilirlik. com portalında görebiliyoruz. Hali hazırda sürdürülebilirlik raporu yayınladığını beyan eden 81 kuruluş var. Bu kuruluşların yayınladığı 220 rapor ve 164 GRI raporu bulunuyor. Bunun son derece düşük bir rakam olduğunu söyleyebiliriz. 

Sürdürülebilirlik uzun vadeli risk ve fırsatları gözetmeli 

► KOBİ’lere sürdürülebilirlik ile ilgili tavsiyeleriniz nelerdir? 

Bugün küresel iş dünyasında, sürdürülebilirliğin temel strateji olarak kabul edilmesi yolunda önemli gelişmeler yaşanıyor. KOBİ’lerin bu stratejiyi kabul etmemesi gibi bir durum çok da mümkün değil. Çünkü onlar için de “yaşamsal” anlamda önem taşıyor. Sürdürülebilirlik genelde uzun vadeli risk ve fırsatları gözetmeyi gerektiriyor. Fakat kısa vadede de verimlilik ve kaynak tasarrufu imkanları sağlıyor. Hem ekonomik hem de ekolojik boyutların bir arada olduğu bir kazan-kazan dengesi söz konusu. Tüketici bilincinin bu yönde gelişimi de en temel itici güç. Sürdürülebilir iş modelleri bugün dünyanın sorunu haline gelmiş sosyal politikalarda, iş güvenliği gibi temel alanlarda ve çevresel perspektifte; hammadde, üretimde su, enerji kullanımı, atık yönetimi, daha çevre dostu maddelerin tercih edilmesi gibi alanlarda çok boyutlu büyümenin kapılarını açıyor. Kaynakların verimli kullanılması, kapasite arttırımı sonucunda şirketler rekabet avantajı yaratabiliyor, riskler daha doğru yönetiliyor, risk olan alanlar fırsat haline dönüştürülebiliyor. Aynı zamanda, yenilikçi ve fark yaratan bir yaşam şekli bu. 

Entergre raporlama önemli

► Entegre raporlama neden tercih edilmeli? Türkiye'de "entegre raporlama" yapılıyor mu? Yaygın mı? 

Entegre raporlama; bir şirketin stratejisi, yönetişimi, performansı ve gelecek beklentilerinin kısa, orta ve uzun vadede değer yaratmasını nasıl sağlayacağı hakkında az ve öz bir iletişim aslında. Buna kurumsal raporlamanın samimiyete, stratejik olarak ilgili olana ve gelecekle uyumluluğa odaklanmış bir şekilde evrilmesi de diyebiliriz. Kurumsal raporlamada verilen bilginin kalitesini artırdığı gibi raporlama sürecini daha verimli, somut sonuçlar yaratacak hale getiriyor. Entegre raporlama, bir kurumun stratejisi, yönetimi ve finansal performansı ile çevresel ve sosyal konularla arasındaki bağlantıları ortaya koyduğu için önemli. Şirketlerin artık değişim içindeki 21. yüzyıl için sürdürülebilir değerler yaratmaları gerekiyor. Bu değişimin dinamikleri arasında ekonomik kriz, iklim değişikliği, nüfus artışı, ekolojik kriz gibi değişkenler bulunuyor. Burada siz artık geleneksel iş modelleriyle devam edemezsiniz. Entegre raporlamanın; şirketin durumunu bütünsel olarak ortaya koyup, mali durumunu, çevresel ve sosyal gelişme fırsatları ile birlikte göstermesi açısından tercih edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’de entegre raporlama yapan şirket henüz yok fakat bazı şirketler pilot olmak üzere çalışmalara başladılar. SKD olarak “Sürdürülebilirlik Raporlaması” çalışma grubumuz var ve birkaç yıldır GRI G4 temelli sürdürülebilirlik raporlaması eğitimleri veriyoruz.

Daha fazla şeffaflık, hesap verebilirlik talebi

► Sürdürülebilirlik raporlamasının yaygınlaşması ülkeye ne sağlar? Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne katkısı ne olur? 

Artan sosyal sorunlar ve doğal kaynakların azalmakta olduğuna dair bilincin yükselmesi, insanları bireysel ve toplu olarak harekete geçmeye yöneltti. Tüketiciler, vatandaşlar, lobi grupları, çalışanlar ve yatırımcılar daha fazla şeff aflık ve hesap verebilirlik talep ediyor. Kurumların sürdürülebilirlik raporlaması yapmaya başlamasının altında yatan ana neden bu diyebiliriz. BM tarafından açıklanan 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefine (SKH) baktığımızda da iş dünyasının neredeyse tüm hedefl ere dahil olması gerektiğini görüyoruz. Doğrudan ve dolaylı olarak iş dünyasını ilgilendiren pek çok başlık var. İnsana yakışır iş ve ekonomik büyüme, sanayi, inovasyon ve altyapı, sorumlu tüketim ve üretim, erişilebilir ve temiz enerji, toplumsal cinsiyet eşitliği, sürdürülebilir şehir ve yaşam alanları, iklim eylemi, açlık ve yoksulluğa son verilmesi bunlardan bazıları. 2030 yılına kadar SKH’ye “yerel” ve “uluslararası” anlamda erişilebilmesi için iş dünyasının da faaliyetlerinde ne kadar “sorumlu” olduğunu gösteren raporlamaları görmeye ihtiyacımız var.

KOBİ’ler sürdürülebilirlik yoluna sokulmalı

Her boyutta şirket sürdürülebilirlik raporlaması yapabilir. Bunu yaparak hem kendi iş süreçlerini ekonomik, çevresel ve sosyal yönleriyle geliştirme fırsatı sağlar hem de rekabette avantajlı hale gelir. KOBİ’lerin sınırlı imkânlara sahip olması raporlama sürecine girmelerini zorlaştırıyor. Ancak KOBİ’ler, büyüklere oranla daha kolay değişebiliyorlar. Bu büyük bir avantaj. Dünyada, ilk raporlama yapan firmaların daha çok “yeşil ürün” üreten, gelişmiş ülkelere ihracat yapan kuruluşlar olduğunu görüyoruz. KOBİ’leri sürdürülebilirlik yoluna sokma konusunda etkili olan başlıca faktörler, özellikle büyük firmaların bu yola giren KOBİ’leri teşvik etmesi ve tedarikçi tercihlerini onlardan yana kullanmaları.