Bildik şeyler bilmedik haller

Teknolojinin gelişimiyle, bildiğimiz her şeyi unutturacak kadar sert olmasa da, günlük hayatımızı ve alışkanlıklarımızı değiştirecek gelişmelerle yüz yüze geliyoruz. Yanımızda duran teknolojiler hayatı bizim için kolaylaştırıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İşi Facebook’ta bulmak

Gazetelerin ilan sayfalarından web sayfalarına çoktan geçiş yapan iş arama süreci Linkedin, Google’ın Hire servisi derken şimdi de Facebook’un görüş açısına girmiş gibi duruyor.

İki milyardan fazla kullanıcısına sürekli yeni özellikler sunan Facebook, şimdi de özgeçmiş oluşturabileceğiniz ve iş başvuruları yapabileceğiniz bir arayüz üzerinde çalışıyor.
Hali hazırda çalışma ve eğitim geçmişimizi ekleyebildiğimiz kişisel bilgiler alanı üzerinden işleyecek yapıda, mesleki ve kişisel her türlü bilgimizi ekleyebilecek ve bu bilgileri bir CV olarak profilimiz üzerinde tutabileceğiz. İlk aşamada yalnızca ABD’de bir kısım kullanıcıya sunulan özellik oldukça ilgi çekeceğe benziyor.

Linkedin ile doğrudan rekabeti tetikleyecek bu özellik henüz deneme aşamasında olsa da, iş bulma/ arama servisleri için pazarı kaynatacak bir haber olarak öne çıkıyor.

Depresyondayım

Potansiyelini başarıya çevirme konusunda gitgide daha çok mesafe kat edilen chatbotlar, birçok günlük rutinimize yardımcı olduktan sonra şimdi de ruh sağlığımızı kurtarmak için devrede. Stanford Üniversitesi’nden Psikolog Alison Darcy tarafından bilişsel/ davranışçı terapi metodu kullanacak şekilde tasarlanmış yapay zeka botu Woebot, kaygı ve depresyon belirtileri gösteren kişilere yardımcı olacak. İlk testlerde Woebot ile belirli bir süre zarfında sohbet eden deney katılımcılarının depresif eğilimlerinde oldukça önemli azalmalar görüldü. Şuan yalnızca Facebook Messenger üzerinde çalışan Woebot lisanslı bir terapist olmasa da, olumlu etkileri ile günlük hayattaki yerini alma konusunda destek göreceğe benziyor. Şu an için yalnızca 150 kullanıcı bulunan bot, test süreçlerinde aşama kat edilmesiyle artışa geçebilecek. Elbette botun Facebook üzerinde çalışıyor olması, tıbbi veri gizliliği ve etik konularında soru işaretlerini de akla getiriyor.

Gözümde canlanır koskoca ekran

Bilimkurgu filmlerinde görmeye alışık olduğumuz teknolojilerin günlük hayatımıza girmesi her zaman çok hızlı olmasa da, uygulanabilirliğin kabulüyle başlayan süreç hepimizi yeterince mutlu ediyor. Gözlerimizdeki lensler yardımıyla video/fotoğraf çekebileceğimiz, sağlığımız hakkında bilgi sahibi olabileceğimiz ve herhangi ekstra bir monitör olmaksızın gözümüzün önünde oluşan görselleri izleyebileceğimizi filmlerde görüyorduk. Ama şimdi bu teknolojinin hayatımıza girmesi için adımlar da atılıyor. Özellikle engelli bireyler için faydalar sağlayabilecek lens teknolojisi yol yardımı, görme ve duyma asistanı olarak da çalışabilecek şekilde tasarlanacak gibi görünüyor. Google’ın yaptığı patent başvuruları üzerinden teknoloji haber sitelerinde gündeme gelen Akıllı Lensler konusu, geleceğimizin İngiliz televizyon dizisi Black Mirror’ın teknolojik tasavvurlarından pek de geri kalmayacağını gösteriyor. Geçmişimizle baş etmek için uğraşmayı bırakmanın zamanı geldi, gelecek gümbür gümbür geliyor.