Bilgi ile ilişkimiz değişiyor

Didem ERYAR ÜNLÜ

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Didem ERYAR ÜNLÜ

Endüstri Rönesansı, bir süredir üzerinde tartışılan bir konsept. 3D ve Ürün Yaşam Döngüsü yazılımlarında dünyanın önde gelen şirketlerinden biri olan Dassault Systèmes’in CEO’su Bernard Charles’in ortaya koyduğu bu konsepte göre, günümüzde esas katma değer, üründen ziyade deneyimlerde. Bernard Charles, 21. yüzyılın sanayisinin; yaratıcılık, üretim ve deneyimlerin birleşiminden oluştuğunu ifade ediyor. Bu bağlamda Endüstri Rönesansı, Endüstri 4.0’dan ayrılıyor.

Dassault Systèmes Türkiye Ülke Müdürü Elif Gürdal, “Endüstri 4.0 esasında, geleceğin sanayisinin hayal edilmesinden ziyade geçmişin dijitalleştirilmesi idi. Bu dijitalleşme gerçekleştirilirken sadelik, verimlilik ve sürdürülebilirliğin yanı sıra insanların ve ürünlerin kullanımlarının, yani deneyimlerin de gözden kaçırılmaması gerekiyor. Endüstri Rönesansı çağında geleceğin liderleri, en iyi otomatik üretim sistemlerine sahip olanlar değil, geliştirdikleri bilgi ve uzmanlığı kullanarak değer yaratabilecekleri iş ortamlarını oluşturanlar olacak. Bu iş ortamları, alt yüklenicileri de değer üretiminde tam yetkili iş ortakları olarak konumlandıracak” diyor.

Peki Endüstri Rönesansı ne getirecek ve Türkiye bu sürecin neresinde? Dassault Systèmes Türkiye Ülke Müdürü Elif Gürdal’a kulak verelim:

Endüstriler yeniden doğuyor

“Dassault Systemes olarak artık yeni bir çağın içinde olduğumuzu düşünüyoruz. İçinde olduğumuz bu çağ endüstrilerin yeniden doğuşunu temsil eden Endüstri Rönesansı çağıdır. Yaşanan dönüşüm, gerçek ve sanal olmak üzere dünyayı görmenin, icat etmenin, üretmenin ve ticaretin yeni yöntemlerini gündeme getiriyor. Yeni endüstriyel çerçeveler, yeni müşteriler için yeni çözümler yaratıyor. Geleneksel sanayi sektörü kırılımı, zamanı dolmuş bir ekonomik sistem gibi görülüyor. 21. yüzyılın sanayisinde kullanım akışları parça akışından çok daha önemli ve veri tabanlı bu ekonomide sanal modeller kullanılıyor. Yeni ekonomi, yerel ve global olarak, arz ve talebin buluştuğu piyasaların etrafında şekilleniyor. Sağlık, sanayi ve şehircilikteki dijital deneyim platformları ise 21. yüzyılın altyapıları haline gelmiş durumdalar. Bütün bunlar perakende, taşımacılık ve konaklama sektörünü değiştirdi ve sanayiyi de değiştirmek üzere.”

Dünyaya yeni bir bakış

“Artırılmış gerçeklik ve gerçekçi simülasyon gibi alanlarda potansiyel sanal deneyimler ve dijital teknoloji, 15. yüzyılda matbaanın yaptığı gibi bilgi ile olan ilişkimizi kökten değiştiriyor. 3 boyutlu yazıcılar, biyolojik maddeler ve ürünler, doğa ve yaşamın uyumlulaştırılmasını mümkün kılıyor. Yapay zeka insan aklının yerini almayacak ancak bilgi ve know-how’a erişimi son derece kolay hale getirecek. Sanal destek, insanlığın karşı karşıya olduğu zorlukları aşmamızı sağlayacak çözümler üretmemizi sağlayacak.

Silikon Vadisi, 1980’lerde arama motorları ve işletim sistemleri geliştiriyordu. Şu anda ise otonom araçlar ve insanların birbiriyle etkileşim kurma şekillerini kökten değiştiren bağlantılı nesneler geliştiriyor. Fiziksel dünya ve sanal modeller arasındaki farklılıklar birbirlerini geliştirebilecek şekilde gittikçe azalıyor. Şu anda neler olduğu ve nelerin değiştiği konusunda son derece net olmalıyız. Gördüğümüz şey Endüstri 4.0 veya ürünün dijitalleşmesi değil; bir Endüstri Rönesansı. Bu dönüşüm dünyaya bakmanın tamamen yeni, sanal ile gerçeğin iç içe geçtiği bir şeklini temel alıyor. "

Türkiye için itici güç olacak

“Türkiye, önümüzdeki yıllarda dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi kendisine hedef belirlemiş durumda. Bu hedefe ulaşmak, teknolojik dönüşümün yanı sıra altyapısal, zihinsel ve toplumsal dönüşümü de gerçekleştirmeden oldukça zor. Türkiye başta enerji, otomotiv ve savunma olmak üzere çeşitli endüstrilerde gerekli dönüşümü gerçekleştirirken, kendini sadece endüstriyel dönüşümle sınırlamamalıdır. Kentsel dönüşüm çalışmalarıyla şehirler yeniden yapılanırken; sağlık, eğitim gibi alanlarda altyapılar kökten bir biçimde değişiyor. Tüm bu alanlarda dijital deneyim platformları yeni standartlar haline geliyor. Özellikle yerli markalar, yerli donanımlar ve ürünler geliştirme vizyonu çerçevesinde bu dijital deneyim platformlarını temel alan Endüstri Rönesansı, ülke olarak belirlediğimiz hedefl ere ulaşmada itici bir güç olacak. Teknolojiyi hayatın her alanında aktif olarak kullanma arayışındaki genç nüfusu, dönüşümü temel bir ihtiyaç olarak gören sanayisi, inovasyonu işinin temeli yapmaya çalışan iş dünyası ile Türkiye bu çağın gerisinde kalmamalı.”

Bu konularda ilginizi çekebilir