Finansın geleceği: Merkezsizleşme

Yeni Dünya’da finansın geleceği merkezsizleşme diye yazılır, entegrasyon diye okunur. Mevcut durumdaki zıtlıklar merkezsizleşmeye yol açıyor. Merkezsiz bir konjonktürde entegrasyon, oyunun kurallarını sil baştan yazıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mayıs 2018’de Dünya Ekonomik Forumu’nda yayınlanan geniş kapsamlı bir rapor şunu söylüyor: “Küresel Finans Krizi’nin (2008) 10. yılında Dünya ekonomisinin iyileşme belirtileri gösteriyor. Her ne kadar gelişmekte olan ülkelere dair beklentiler tam olarak karşılanamasa da, geniş tabanlı bir büyüme hâkim. Küresel ticaret daha canlı”. Bu raporun üzerinden çok geçmeden ABD ve Çin arasında şiddetlenmesi mümkün görünen bir ticaret savaşı da görünür hale geldi. Aynı raporda geçen ‘yeni ekonomik kutuplar’, ‘iktidarların devlet dışı aktörlere doğru kayması’ ve ‘demografinin değişimi’ gibi olgular ise güncelliğini koruyor. Peki tüm bunların ışığında sormaktan korkmamak gereken soru ne olabilir! Bunca teknolojik gelişmenin de rüzgârıyla küresel finansın geleceği nereye gidiyor?

Merkezsizleşme diye yazılır

Finansın geleceği üzerine kafa yoran ekonomistlerin üzerinde mutabık sayılabileceği bir ikilik söz konusu, bir çeşit zıtların birliği... İlk bakışta birbirine karşıt gibi değerlendirilebilecek bu ikiliğin özneleri ise ‘Merkezsizleşme’ ve ‘Entegrasyon’. Merkezsizleşme ve entegrasyonun başarılı bir şekilde kullanılması ile küresel finansal sistemin yeniden canlandırılabileceği ve ekonominin finanse edilebileceği düşünülüyor.

Merkezsizleşme başlığı altında ortaya koyulan beklentiler ise elbette dolarının üstünlüğünün bozulması olarak görülüyor. Geçmişten günümüze rekabeti izleyecek olursak, İngiliz Sterlini’nden dolara geçişin çoktan bittiği, ama yeni aktörlerin sahaya çıktığı bir tarihi eşikteyiz. Peki bu yeni aktörler mi kim, Elbette Çin Yuan’ı ve euro. Rezerv para birimleri ve güvenli varlıklar olarak yükselen ikilinin, doların etkinliğini de gitgide daraltması bekleniyor.

Elbette bu rezerv para birimi savaşının da ardında iki önemli teknolojik etken yükseliyor. Kağıt para kullanımının gitgide azalması ve yok olmaya yaklaşmasını izlerken, alışılageldik bankacılık sistemlerinin de Fintech etkisiyle ciddi bir rekabet ortamında hayata tutunma çabasını da gözlemleyeceğiz gibi görünüyor.

Entegrasyon diye okunur

Finansal geleceğin merkezsizleşmeden sonraki adımı olarak öne çıkan entegrasyon ise oyunun kurallarını yeniden yazıyor. Entegrasyon, küresel finansal kriz sonrasında önemli bir boşluğu doldurmak üzere gitgide gelişiyor. Yerel bir yönetim mekanizmasında dahi küresel bir entegrasyona imkan tanıyan teknolojik gelişmeler, teknolojinin finansın geleceğine etkisini gösteriyor. Özellikle Çin ve Hindistan önderliğinde, gelişen Asya’nın devler ligine katılımını gözlemliyoruz. Bu gelişime en büyük eleştiri ise özellikle fikri mülkiyet haklarını bir engel olarak görmeyen üretim tarzı üzerinden oluyor. Ancak tüm eleştirilere rağmen küresel entegrasyon güç kaybetmiyor ve sürüyor.

Merkezi olmayan ama birbirine entegre finansal sistemler geleceğin finansına dair bir tahminler bütünü oluşturmamıza yardımcı olsa da, artan riskler de aynı ikilikten kaynaklanıyor. Bu riskler yeni teknolojilerin sahaya inmesini kolaylaştırıyor ya da finansal sistemlerin sağlıklı büyümesini engellemiyor. Ancak bu risklerle en etkin mücadele çoğu konuda olduğu gibi etkin denetim mekanizmaları ve kriz yönetimi uygulamalarından geçiyor.

Çok sayılıp, tek okunan bir gelecek finans konusunda da kendini gösteriyor.

Ekonomi savaşlar
Toprak savaşları, petrol savaşları derken şimdi de ticaret savaşları mı gelecek? Çin’in hızla büyüyen ekonomisiyle, para birimi Yuan’daki yükseliş; zaten euronun gerisinde kalan ABD’yi ne gibi bir önlem almaya itecek? ABD’nin yaptığı hamleler yeterli olmazsa, Çin’le aralarında bir savaş mı çıkacak? Olası bir savaşta Çin’in durumu ne olacak? Hepsini bekleyip göreceğiz.

Bu konularda ilginizi çekebilir