Teknolojinin “kifayetsiz” kaldığı anlar

Sürücüsüz otomobiller, uçan otomobiller, robotlar, kişiye özel ilaçlar ve daha birçok gelişme artık hayatımızda. Ama hâlâ hayatımıza tam anlamıyla girememiş hayali icatlar var.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİDEM ERYAR ÜNLÜ

WIRED Dergisi seneler önce oldukça ilginç bir konuyu gündeme getirmişti. “Gerçekleşmeyen Gelecek” başlıklı yazı, temiz kömürden, tasarım bebeklere, otomotik köpek tercümanından, hap gıdalara, sürücüsüz otomobillerden, robot hizmetçilere, kişiye özel ilaçlardan, görünmez insanlara, uçan otomobillere kadar “bize vadedilen icatların neden hala hayatımızın bir parçası olamadığını; neden gerçekleşmediğini” sorgulamıştı...

Sürücüsüz otomobiller, uçan otomobiller, robotlar, kişiye özel ilaçlar ve daha birçok gelişme artık hayatımızda. Ama hala hayatımıza tam anlamıyla girememiş icatlar var.

İşte bunlardan bazıları;

-Hap gıdalar: Yemek yemek zaman alıyor. Yaşamak için küçük haplarla beslenemez miyiz? Hayır. Çünkü hap gıdaların fizik kurallarını çiğneyeceği ifade ediliyor. Bugün ortalama kiloda bir insanın günde 2 bin kalori tüketmeye ihtiyacı var. Karbonhidrat ve proteinler gram başına 4 kalori sağlıyor. Yağlar ise gram başına 9 kalori sağlıyorlar. 2 bin kalorilik yağı küçük hapların içine yerleştirmek gerekse, günde 450 kapsül yutmamız gerekir. Yinde de yaşamsal anlamda gerekli olan tüm besinleri alamamış oluruz..

- Hayvan tercümanı: Köpeklerle konuşabilmemizi sağlayacak bir araç oldukça büyük bir kazanç kaynağı olurdu şüphesiz. Örneğin, havlamayı kelimelere dönüştüren bir tasma geliştirmek mümkün olsaydı, köpeklerin ne demek istediğini anlayabilirdik!

- Tasarım bebekler: Pizza siparişi verir gibi, doğacak çocuğunuzun genetik özelliklerini öndecen tasarlamak mümkün olsaydı, insanlar bebeklerinin en fazla kime benzemesini isterdi acaba? Bilimsel çalışmalarda bugün gelinen noktada, yeni doğacak bebeğin cinsiyeti ve bazı hastalıklar belirlenebiliyor. Bunlar dışında daha spesifik özelliklerin belirlenmesi ise henüz mümkün değil. Bunun nedeni genlerin son derece karmaşık bir yapıya sahip olmaları ve her bir özelliğin çok sayıda gen tarafından belirlenmesi. Örneğin uzunluk en az 20 gene bağlı. Ve bu genler, bir kişinin boy uzunluğunu belirleyen etkenlerin sadece yüzde 5’ini oluşturuyor. Diğer yüzde 95’i ise tamamen sır.

-Su altı şehirleri: Dünyanın her yerinde su altında kalmış yüzlerce şehir var. Bu şehirler insanın tarih öncesi geçmişine dair çok önemli değerler taşıyor. Fakat, dünya kaynaklarının hızla tükendiği, yaşam alanlarının azaldığı bir çağda, insanların su altında yaşamasını sağlayacak teknolojiler henüz uzak bir hayal gibi görünüyor. Şu sıralar tek yapabildiğimiz, su altına keşif seyahatleri.

- Görünmezlik: Görünmezlik, geçmişten bugüne masallar, öyküler ve filmlere konu olan bir özellik. Bir cismi yansıttığı ışıklar yardımı ile görürüz. O cismin görünmez olması için, aldığı ışığı emmesi ya da geçirgen olması gerekir. Biliminsanları bu alanda uzun zamandır çalışmalar yapıyorlar. Ama net bir sonuca ulaşılmış değil. Bunlardan en etkili olanı Japon bilim insanları tarafından gerçekleştirilen “Optik kamufl aj”. Bu yöntemle üretilen giysilerin sırtına bir mercek yerleştirilerek arka plan algılanıyor ve görüntü kıyafetin ön tarafına aktarılıyor. Böylece giysinin sahibi arka planla karışıyor ve şeff afmış gibi algılanıyor.