Tekstil makineleri üretimi doğru yönetilirse 'dış bağımlılık' azalır

Tekstil makineleri alt sektörünü etkileyen temel eğilimlerin neler olduğu merakının peşindeyiz.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

RÜŞTÜ BOZKURT

Tekirdağ / Çorlu / Ergene' de tekstil makineleri özellikle de kumaş boyama ve Finisaj Makineleri Alanında ihtisaslaşmış bir makine firmasındayız: Canlar Mekatronik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’deyiz.

Tesis yöneticilerine ilk sorumuzu yöneltiyoruz: "Tekstil Makineleri üretiminde nerede duruyoruz?" Fethi Özkök soruna geniş bir pencereden bakıyor: "Dünyanın düzeni değişiyor. Yeni ve büyük güçler oluşuyor: Çin gibi...Yerel güçler kendini kanıtlamaya çalışıyor Türkiye ve İran gibi. Kartların yeniden karıldığı bir zaman kesitinden geçiyoruz. Bu geçiş sürecini yönetmede stratejisi olanlar bir adım öne geçebiliyor; stratejiden yoksun olanlar yitiriyor" diyor.

BİLİNCİN TEMEL BİLEŞENİ: GELECEK PLANLAMA

Çizilen çerçeve ister istemez, "Türkiye'nin geleceği yaratma konusunda bir stratejisi var mı?" sorusunu sormamızı gerektiriyor. Özkök'ün yanıtı çok kesin oluyor: "Hâlâ paslanmaz çelik üretemiyoruz, ciddi biçimde dışa bağımlıyız. Oysa paslanmaz çelik bütün üretim alanlarına ve tüketim kalıplarına hızla yayılan bir ürün. En ileri makine-donanımdan, yemek tenceresine kadar kullanılan bir ara malı..."Şaban Durgun ve Adnan Başaran yapılan değer- Tekstil makineleri üretimi doğru yönetilirse “dış bağımlılık” azalır lendirmeye yeni boyutlar ekliyor, "Kumaş, hazır giyim ve ev tekstilinde dünya ölçüsünde bir yere geldik. Miktar olarak satışlarımız da önemli ama aldığımız parasal değer olması gereken yerde değil" diyorlar. Kullanılan girdilerden makine-donanımına, işletme verimliliklerine, satış ve satış sonrası hizmet kalitesine bir bütün olarak bakarak, ülkenin enerjisinin doğru yönlendirilmesi, işleri kolaylaştırıcı önlemlerin alınması gerektiğine vurgu yapıyorlar. O kolaylaştırıcı alanlardan biri de kaliteli çelik temininde alınacak önlemler.

Genel olarak tekstil endüstrimizin, özelinde de teknik tekstildeki yerimizin nerede olduğunu sorarak sektörün içine dalmak istiyorum: "Otoyol yalıtımından, kurşun geçirmez kumaşlara, ıslak mendilerden, sağlık sektöründe hijyenik tekstil malzemelere, yanmaz kumaştan, ısı ve ses yalıtımı sağlayan tekstil ürenlerine uzanan teknik tekstillerde ülkemiz adım adım ilerliyor" yanıtını alıyorum. Anladığım kadarıyla teknik tekstilde olağanüstü sıçramalar yok ama adım adım gelişmeler de oluyor.

Canlar Mekatronik Makina yöneticileri, sektörde "Görgüye dayalı yatırım anlayışının" aşılması gerektiğini söylüyorlar. Birisinin yaptığı işin aynısını tekrarlamak yerine, ön-araştırmaları yapılmış, fizibil olduğu kanıtlanmış yatırım yapılması aşamasına geçilmesinin önemli ihtiyaçlarımızdan biri olduğunun altını ısrarla çiziyorlar. Sektörde, müşteri deneyimlerinden, pazardaki gelişmelerden yani ihtiyaçtan yola çıkan bir yatırım anlayışının gelişmesi gerektiğini, böylesi bir eğilimin ülke gündemine yerleşmesinin yararlı olacağını düşünüyorlar. Kompakt iplik yatırımlarını örnek gösteriyor Canlar Mekatronik AŞ yöneticileri. Geri ödeme süresi 10 yılı aşan yatırım yaparken ciddi biçimde düşünmek gerektiğini anımsatıyorlar. Ve diyorlar ki, " Daha çok kafa yormanın, akıl teri akıtmanın, odaklanmanın, zamana kıymanın da tam zamanı. İşbirlikleri, daha kolektif bir anlayışa erişme , dayanışman, rekabet edebilir ölçek, rekabet edebilir teknoloji ve rekabet gücünü besleyen yönetim anlayışını içselleştirme gibi nilelik geliştiren gündeme sahip olunmalı".

Bilincin temel bileşenlerinden biri de "geleceği planlama"da önemsenmesi gereken bir sorun. Tekstil sektörünün bütün alt unsurlarını dikkate alan bir plana, o planı kamu oyunda tartışarak içselleştirmeye ihtiyacımız var.

MAKİNELER YENİ İŞLEVLERLE DONATILIYOR

Ağırlıklı kumaş, boyama ve finisaj makinelerinde ihtisaslaşan firma yöneticilerinin tekstil makineleriyle ilgili eğilimler hakkındaki ne düşündüklerini de öğrenmek istiyoruz: "Makineler hayatın her alanına giriyor. Hızla hem kendi aralarında hem de sistemin diğer bileşenleriyle bağlantılarını artırıyor. Makineler giderek daha stratejik araçlar haline geliyor. İhtisaslaşma başarının da adı oluyor. Örneğin Tayvan'ın CNC konusundaki başarısı özenle izlenmeli. 'Türk makinesi' dendiğinde 'Alman malı' kadar kalite algısı yaratabilmeli.Böyle bir gelişme yaratmanın gerek şartı insan kaynağının uluslararası eleklerin üstünde tutacak düzeyde yetişmiş olması. Eğitimli insan makine üretiminde de geleceğin belirleyici girdisi olduğu toplumun bütün kesimleri tarafından iyi kavranmalı" yanıtını alıyoruz.

Tekstil makineleri üretiminde "müşteri deneyimi" konusunu da soruyorum Fethi Özkök'e: "Müşteri deneyiminde gelişme var ama işin tanımlanması, know how katkısı bakımından yüzde 10-20 düzeyinde. Yüzde 80'lık know how makine üreticisi firmaların sağlaması gerekiyor" diyor ve sonra ekliyor: "Çalışan deneyimi ülkemizde de dış ülkelerde de bir numaralı belirleyici. Bizim satış ve satış sonrası elemanlarımız herhangi bir tekstil kumaş boyama ve finisaj işletmesinde orta kademe yöneticiliği yapacak bilgilerle donanmıştır; tekstil makineleri ekosisteminde sorun çözme yetenekleriyle donanmış olmak varlığımızı sürdürmenin olmazsa olmazı" diyor.
"İç ve dış süreçlerin iyileştirilmesi" konusunda öne çıkan eğilimlerin ve ihtiyaçların neler olduğunu da merak ediyoruz ve bu konuyu da soruyoruz. Diyorlar ki, "Eğilimlerin farkına varanlar uzun dönemli geleceklerini koruyabiliyorlar. Farkında olmayan ve gerekli alternatif tepkileri geliştiremeyenler piyasalardan çekilmek zorunda kalıyor. Sistem doğal ayıklama yapıyor."

ÜLKEMİZİN 30 YILLIK BİRİKİMİ

Tekstil makineleri üretiminde de son 30 yılda önemli gelişmeler olmuş. Anladığımız kadarıyla eli taşın altında olanlar hızla öğreniyor. Ülkemizin önemli zenginliklerinden biri de geleneksel sinai üretimi öğrenmiş olmamız.

"Derin öğrenme" ve "tam zamanında doğru tepkiler vermek" için sektöründeki mesleki örgütler önemli. Mesleki örgütler gelişti ama işleri tam anlamıyla yönlendirmeye güçleri yetmiyor.
Tekstil sektöründe kumaş boyama konusunda ihtisaslaşmış firma yöneticileri 'su' konusuna değiniyorlar. Diyorlar ki, "Boya ve su stratejisi belirleyerek teknik donanımlara yansıtılmalı. Ergene havzasında yıllardır tartışma sürüyor. Kirlilikte tekstilin yüzde 80, derinin yüzde 20'lık payı var. Bir rakam vermek gerekirse günde 20 ton kumaş boyayan bir boyahane teknolojisi eski makinelerle günde bin 600 ton su kullanır. Bu bin 600 ton su şişelenip satılırsa bir ayda, tekstilden gelen 6 aylık getiriyi sağlar. Bu gidiş 50 yıl sonra tekstilde boyalı kumaşın kalmamasını zorlayacak. Avrupa'da bu konuda önemli adımlar atılıyor. Böylesi bir eğilimde çözümleri sadece firmalara bırakılamaz; ekonominin bütün aktörlerinin, siyasi iradenin, bürokrasinin, iş insanları ve onların örgütlerinin, medyanın ve sivil inisiyatifl erin de elini taşın altına koyması gerekir."

Canlar Mekatronik AŞ olarak geleceğe yönelik hedefl erinin ve planlarının ne olduğunu da öğrenmek istiyoruz. "Ar-Ge çalışmalarımız sonucunda geliştirmiş olduğumuz patentli TECHsmart kumaş boyama makinamızla su tüketiminde yaklaşık yüzde 60 tasarruf sağlayarak 20 ton kumaş boyamak için günde yaklaşık 600 tonlara kadar su tüketimlerinin azalmasını sağladık. Sağlanan bu su tasarrufu beraberinde kumaş boyamadaki ana girdilerden kimyasal malzemeler, buhar, enerji ve zamandan da çok önemli tasarrufl arın sağlanmasına sebep oldu. Yeraltı su kaynaklarının daha az tüketilmesine ve çevreye olan duyarlılığımızı yerine getirdiğimize inanıyor ve yeni Ar-Ge faaliyetlerimizle bu katkıyı yapmaya devam ediyoruz" diyorlar.

Özetlemek gerekirse, makine üretiminde de "ara girdiler" önemli; örneğin çelik üretimi onlardan biri. Belli alanda ihtisaslaşmış makine üreticilerinin küresel düzeyde üretim yapacağı ölçeklere ulaşması gerekiyor.

Müşteri deneyimlerinin artması, çalışan deneyimlerinin zenginleştirilmesi, iç ve dış süreçlerin iyileştirilmesi ve inovatif gelişme yaratılması, tekstil makineleri üretiminin de temel sorunu...

Fethi Özkök'e göre tekstil sektöründe atılması gereken hayati 5 adım

• Katma değeri ülkemizde kalan bir strateji uygulamalıyız. Kimyasalı ithal, pamuğu ithal, makinesi ithal yapıda tek avantajınız. "Ucuz emektir"... Şimdi otomasyon ve yapay zeka. Ucuz emeğin yerini kolaylıkla dolduruyor.

• Ucuz makine, düşük katma değer anlamına geliyor; sektörde daha komplike makine ve daha yüksek katma değere yönelmeliyiz.

• Geleneksel tekstilde yüksek katma değerli üretime geçmek, teknik tekstilde ilerlemek istiyorsak kalifiye işgücü sorununu ivedilikle çözmeliyiz.

• "Marka ve imaj" önemli. Uluslararası erişebilirliği olan firmalar ve onların aracılığıyla dünya markaları oluşturmalıyız.

• Girdilerde,örneğin enerji,- buhar vb. konularda ortak çözümler üreten ihtisas OSB'lere yönelmeli, mevcut yapılarda da ortak çözümler üretmeliyiz.

• Devletin sağladığı desteklerin "makine özel projelerine"odaklanması doğru olacaktır.