‘Türkiye’de gemi adamı enflasyonu var’

Türkiye’de 180 bin gemi adamı var. Bu rakam ile Türkiye, dünyada Çin’den sonra en fazla gemi adamına sahip ülke. Ancak bu, bir avantaja dönüşmüş değil.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KEZBAN KARABOĞA

Türkiye’de 180 bin gemi adamı var. Bu rakamla Türkiye, Çin’den son en fazla gemi adamına sahip ülke. Bu kişiler, gemi adamı olabilmek için üniversite, fakülte, denizcilik meslek okulu, lise ve özel kurslara giderek bu ehliyeti alıyorlar. Bu arada gemi adamı şu demek: Bir iş sözleşmesine dayanarak gemide çalışan kaptan, subay, tayfa vb. Tabii, bu kadar sayıda mezun var ama sayının çokluğu değil niteliği önemli. Yani gerçekten bu kadar mezuna ihtiyaç var mı? Bunca mezun iş bulabiliyor mu? Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk ile Türkiye’de denizcilik sektörünü, sektördeki gelişmeleri konuştuk. Bakın, Yusuf Öztürk Türkiye’de gemi adamı mezun sayısı ile ilgili ilginç bir tespit yapıyor. Diyor ki: “Türkiye’de gemi adamı enflasyonu var. 180 bin gemi adamı ile dünyada Çin’den sonra en fazla deniz adamına sahip ülkeyiz. Ancak bu durum bir avantaja dönüşmüş değil.”

Türkiye’de denizcilik eğitimi veren okullardaki öğrencilere staj imkânı bile sunulamazken, denizcilik alanında sürekli yeni okullar açıldığına dikkat çeken Öztürk, “Kamuoyunda denizcilikle ilgili ücret ve iş garantisi spekülasyonları da durumu körüklüyor. Çocuklarımız denizcilik okullarına hücum ediyor.

Maalesef adeta ‘stok için gemi adamı üretimi’ yapıyoruz. Oysa denizcilik eğitimi çok pahalı bir süreç olduğundan, depoya kaldırıp zamanı gelince çıkartacağımız bir üretim değildir” şeklinde konuşuyor.

Stoka üretim yapıyoruz

Denizcilik sektörünün, işin niteliği gereği uzmanlığa yönelmiş yüksek kaliteli eğitimi zorunlu kıldığını anlatan Öztürk, “Türkiye’nin sayıca çok elemana değil, uluslararası alanda hizmet verecek nitelikli, iyi yetişmiş denizciye ihtiyacı var. Her eğitim kurumu için yüksek maliyetli altyapı ve donanım ihtiyacı var. Fakat, gerekli fizibilite ve kapasite çalışması yapmadan alınan simülatörler, amaca hizmet etmekten uzak olup, simülatör bazlı eğitim için yeterli donanıma sahip eğiticiler de bulunamıyor” ifadelerini kullanıyor. Denizcilik eğitiminde yaşanan sorunlara, zaman kaybetmeden çözüm bulunması gerektiğinin altını çizen Öztürk, “Öğrencilerin gemi stajı eğitimleri ciddi sorun. Bölgesel Akademi Modeli (Kümelenme Modeli) oluşturulabilir. Bölgedeki tüm denizcilik öğrencilerinin ara sınıfl arda temel denizcilik ve özellikle gemicilik eğitimleri için ortak olarak kullanacakları özellikle ‘yelkenli’ okul gemisi ideal ve gereklidir” diyor. Akademi öğrencilerinin, son sınıf uzun stajlarını ticaret gemilerinde yapmaları gerektiğini anlatan Öztürk, “Gemi işleticilerinin stajyer istihdamı devlet tarafından teşvik edilmeli. Örneğin; istihdam edilen stajyer öğrenci adedi bazında liman sağlık, fener, kılavuzluk, römorkaj v.s ücretlerden indirimler yapılabilir” ifadelerini kullanıyor. Öztürk, artık niceliğe değil niteliği odaklanıp Türkiye’nin gemi adamı ihracına başlaması gerektiğinin altını çiziyor.

‘DENİZDE KALMA SÜRESİ UZAMALI’

Denizci eğiticilerin ücret, özlük haklar ve akademik kariyer sorunları yüzünden sürdürülebilir istihdamlarının sağlanması zor olduğunu söyleyen Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, “Sadece ders veren eğiticilerin de akademik kariyer yükselmeleri sağlanmalı. Özellikle zabitlerin denizde ortalama çalışma süreleri 4 yıla kadar düştü. Tam tecrübe kazanıp katma değerleri artarken karaya geçmektedirler. Denizcilik Akademileri’nde parasız yatılı okutulacak öğrencilere okudukları her yıl karşılığı 2 yıl gemilerde mecburi hizmet uygulaması geçmişte Türkiye’de uygulandığı gibi geri getirilebilir” önerisinde bulunuyor.

MESLEK LİSELERİNİN SEÇİM KRİTERLERİ YENİDEN BELİRLENMELİ’

Denizcilik Akademileri’nin ve meslek liselerinin öğrenci seçim kriterlerinin tekrar belirlenmesi gerektiğini belirten Yusuf Öztürk, “Deniz hayatına daha kolay uyum sağlayabilecek, gençler seçilmeli ve okullara alınmalı. Akademi ve meslek liseleri özerk ve münhasır sınav ve seçim yöntemleri uygulamalı. Mevcut sistem uygun değil. Örneğin kıyı il ve ilçelerinde doğmuş ve büyümüş, ailelerinde denizci olan (özellikle de balıkçı çocukları), yelken-sörf-yüzme gibi su sporları ile uğraşmış çocuklara ve gençlere öncelik tanınmalı” diyor.

‘DENİZCİ ÜLKE’ OLABİLİRİZ AMA…

Türkiye’nin sayısal olarak çok değil nitelikli, iyi yetişmiş, çok iyi İngilizce bilen denizcilere ihtiyacının olduğunu anlatan Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, “Kaliteli denizci yetiştirmenin yolu kaliteli eğitim vermekten geçiyor. Vakit kaybetmeden eğitim sisteminde yapılacak reformlar, bizi 'denizci ülke' olma hedefine yaklaştıracaktır” ifadelerini kullanıyor.