Üretmek için biraz mola ver!

İYTE'de geçen hafta 7 gün 7 gece bir açık inovasyon kampı düzenlendi. Adı, ‘Hack’n Break’ idi. Etkinlikte farklı disiplinlerdeki geliştirici ve girişimci topluluklarının en üretken, en zeki insanları aynı mekânda birlikte üretmek için bir araya geldiler.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KEZBAN KARABOĞA

Geçen hafta İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İnovasyon Merkezi'nde (İYTE) Türkiye'nin ilk açık inovasyon kampı, Hack'n Break gerçekleştirildi. Nedir Hack'n Break? Hack’n Break, teknoloji startup’larının, iyi iş fikri, patent, buluş sahibi girişimci ve genç akademisyenlerin bilgi ve deneyim paylaşımını, ortak çalışma kültürünü geliştirmeyi hedefl eyen bir açık yapı. ‘Hack’ nedir ve neden ‘Break’ yani ara vermek kelimesi ile birleştirilmiş? 'Açık inovasyon' ne anlama geliyor? Bu sorular önemli.

Hack, bir ‘uzman’ kişinin dahi kendisini ‘hacklemesi’ anlamına geliyor. Yani kişiye, diğerinin farkına varmasını sağlıyor. Hack kelimesi ile ‘break’ kelimesinin birleşmesi de önemli. Şöyle: Bu etkinlikte çimlerde atölye yapılıyor, oradan birlikte yüzmeye gidiliyor yüzerken dahi proje konuşuluyor. Yani üretmek, paylaşmak, mola vermek hepsi bir arada yapılıyor. Yani daha iyi bir gelecek için, ‘üretmek için mola’ deniyor. Bu kampa ‘açık inovasyon’ kampı deniyor. Açık inovasyon, kurumlar tarafından inovasyonun hem kurum içi hem de dış kaynaklar kullanarak yapılabileceğini ve pazara benzer şekilde sürülebileceğini kabul eden bir yaklaşım, bir yöntem. Bu, üniversitelerin teknoparkları ya da kuluçka merkezlerindeki üretim anlayışı ve üretim mekânlarından farklı konumlandırıyor. Teknoparklarda-kuluçka merkezlerinde üretim yapan kişilerin birbirleriyle yeterince ilişkiye geçmeyi tespitinden yola çıkarak bilimsel, teknolojik üretimi açık, farklı mekânlara taşıyor. Peki, neden önemli bu? Bakın Hack’n Break’in yaratıcılarından Murat Küçükgirgin bu konuda ne diyor: "Gelişmekte olan bir ülke olan Türkiye’nin, 'açık inovasyon' kavramını, bir sosyo-ekonomik ve stratejik yönelim olarak acilen gündem haline getirmesi gerekiyor. Bu, Hack’n Break’i gerçekleştirmemizdeki temel prensiplerinden biridir.”

'İZMİR TÜRKİYE'NİN SİLİKON VADİSİ OLABİLİR'

Bugünlerde İzmir, genç, yetenekli, vizyon sahibi beyaz yakalı profesyonellerin çekim merkezi haline gelmeye başladı. Bu nedenle Hack'n Break'în İzmir'de gerçekleştirilmesi daha da önemli. Hack’n Break etkinliğinin küratörleri Murat Küçükgirgin ve Zehra Doruk bu etkinliği İzmir’de gerçekleştirmelerinin sebeplerini şöyle anlatıyorlar: “İzmir; ağır sanayinin kirletmediği, metropolleşmeden uzak, yapılaşmanın ve trafi ğin olmadığı bölgeleri ile açık fi kirli, çok kültürlü, çok etnikli ve bağımsız sosyal/ekonomik hareket yaratan toplulukların yaşadığı bir yer. Ayrıca araştırma üniversitelerini barındıran bir şehir olarak İzmir, ürün ve fi kir üretmek, odaklanmak ve geliştirmek için ideal bir bölge. Bu nedenle Hack’n Break ile İzmir’in potansiyelini göstermek istiyoruz. İzmir’in Türkiye’nin 'Silikon Vadisi'ne dönüşebileceğine inanıyoruz.”

İSKELE47’NİN KURUCUSU BAGER AKBAY: Üretimi İstanbul’dan attık

İstanbul'un düz bir yapısı var. Üreten kişiyi İstanbul’dan attık. Endüstriyi atıyoruz. Üretimi attığım yerde ne üreteceksin? İstanbul artık daha çok pazarlama, lojistik ve müşteri ilişkilerinin merkezi. Ne yapılacağı bellidir. Şaşırıyoruz, ama yalandan şaşırıyoruz. İstanbul’da üreten, obsesif bir şekilde üreten çok az insan var. Genelde çoğu kişi niş atölyeleri bilmiyor, yanında dünya çapında bir dehanın atölyesi var ama haberi yok. İstanbul'da günlük rutinde bunları görmemeye odaklıyız. Burada o bozuluyor. İzmir, özellikle Urla, Seferihisar, Karaburun bölgesi birlikte üretmek, paylaşmak, global ölçekte işler çıkarmak için ideal yerler.