Zeki telefonlar geliyor

Akıllı telefonlardaki megapiksel yarışı yerini başka şeylere bırakmak zorunda. Yapay zeka işlemcileri ile donatılmış yeni nesil zeki telefonlar tüketicilerin ilgisini çekebilir mi?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MURAT YILDIZ

Eski güzel günlerde cep telefonlarını yalnızca sesli görüşmeler yapmak ve SMS göndermek için kullanıyorduk. Şimdi ise tüketicilerin birinci önceliklerinden biri fotoğraf çekmek. Geçmişi biraz kurcalarsanız ve cep telefonlarının gelişimine bakarsanız, kameraların hiç bu kadar popüler olacağı akla gelmezdi. Mesela ilk akıllı telefonlarda hiçbir zaman kamera yer almadı. Hatta ekranların renklendiği, dokunmatik ekranlara doğru yola çıkıldığı dönemlerde bile Nokia 9000 Communicator ya da Sony Ericsson P800 gibi akıllı cep telefonları fotoğraf çekme kabiliyetine sahip değildi. Cep telefonlarının internete bağlanması, Instagram gibi sosyal medya uygulamalarının yaygınlaşması ile birlikte kamera akıllı cep telefonlarının satın alma kriterleri arasında başa yerleşti.

Megapiksel yarışı

Akıllı cep telefonları bu süreçte fotoğraf çekebilme yeteneklerinin işlevselliğinden çok megapiksel yarışına girdiler. Nokia bu süreçte 41 ve 50 megapiksellik Lumia serileri ile SLR kameraların bile önüne geçecek şekilde çıtayı yükseltti. Şimdilerde üreticiler megapiksel yarışına girmektense, fotoğraf çekebilme yeteneklerini bir üst sıraya yükseltmeye çalışıyorlar. Örneğin çift kamera ile 3D çekimler, zum yapabilme yeteneği, karanlık ortamlarda daha başarılı sonuçlar için büyüyen diyaframlar, 4K video çekim ve elbette Sony’nin getirdiği 960 fps’lik yavaş çekim yeteneği gibi.

Daha iyi fotoğraf çeken, incelemelerde bu anlamda üst sıralara yerleşen ürünler halen tüketicilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Ancak Huawei Mate 10 Pro ile birlikte gelen yapay zeka çipleri oyunun seyrini değiştirebilir.

Zeki telefonlar çağı

Android ekosisteminde her üretici rakiplerinden ayrışmak istiyor. Ne de olsa işletim sistemini kendileri üretmiyor, temel bileşenlerin çoğunu da ortak kullanmak zorunda kalıyor. Ancak yapay zeka dengeleri değiştiren en büyük unsur olabilir. Huawei Mate 10 Pro ile birlikte gelen Kirin işlemcisi piyasadaki rakiplerine göre daha iyi performans vermekle kalmıyor aynı zamanda zeki kararlar vermek ve sahibini zaman içinde tanıyıp cihazı özelleştirmek için yapay zeka teknolojilerini kullanıyor. Peki yeni nesil Kirin işlemci Huawei Mate 10 Pro’da ne gibi faydalar sağlıyor? İşte bunlardan birkaçı:

Daha yüksek performans

Yeni Kirin yapay zeka işlemcisi (NPU), çalıştırılmış olan uygulamaların duruma göre ana işlemciye destek oluyor. Huawei’nin iddiasına göre NPU ve CPU birlikte çalıştığında 25 kat daha fazla performans elde etmek mümkün hale geliyor.

Daha iyi fotoğraflar

Yapay zeka işlemcisinin faydalarını tüketiciler büyük bir ihtimalle en çok fotoğraf çekerken deneyimleyebilecekler. Huawei Mate 10’nun kamerası yapay zeka sayesinde o anda neyi çektiğini biliyor. Yapay zeka işlemcisi, kullanıcıların en büyük sorunlarından biri olan odaklama konusunu neredeyse çözmüş gibi. Kalabalık fotoğrafl arda bile asıl hedefin kim olduğunu anlıyor ve odaklamayı doğru bir şekilde yapıyor. Ayrıca sizi manuel birçok ayardan da kurtarıyor. Örneğin bir gün batımı çekiyorsanız, ISO ayarları, diyafram açıklığı, beyaz ayarı sizin yerinize yapılıyor ve mükemmel bir sonuç çıkması sağlanıyor. Nesne tanıma özelliği sayesinde, örneğin bir yemek tabağı çekiyorsanız, ekranda çatal bıçak resmi çıkıyor ve ayarların buna göre yapıldığı belirtiliyor. Huawei’ye göre yapay zeka zaman içerisinde çok daha fazla nesneyi tanımaya başlayacak ve çok daha başarılı fotoğraflar çekecek.

Güç tasarrufu

Cep telefonu kullanıcılarının en büyük sorunlarından biri de şarjlarının erken bitmesi. Bunun için birçok güç tasarruf modunu kurcalayabilirsiniz. Yapay zeka işlemcileri ise bunu sizin yerinize yapıyor. Daha da önemlisi Kirin 970’nin NPU’su rakiplerine göre çok daha az enerji harcıyor.
Cebinizdeki çevirmen

Yapay zeka işlemcileri ve uygulamalarının en büyük iddiası birebir doğru çeviri yapabilmek. Birçok şirket bu konuda ciddi yatırımlar yapıyor. Samsung Galaxy S8 ve Note 8 ile birlikte gelen Bixby buna benzer bir anında çeviri moduna sahipti. Aynı şekilde Google Pixel Buds ile birlikte anında çeviri yapmak mümkün. Huawei buna farklı bir yaklaşım sergiliyor. Microsoft Translator kullanan Mate 10, NPU’nun gücü ile birlikte çok daha net çeviriler yapabiliyor.

Kullanım alışkanlıklarınızı öğreniyor

Yapay zeka işlemcileri ve yazılımlarından en çok beklediğimiz şey ise bizi zaman içerisinde tanımaları ve bize özel çözümler üretmeleri. Mate 10’nun akıllı çipini bu anlamda ilk örneklerden biri olarak görebiliriz. Akşam yatağa yatıp bir e-kitap açtığınızda mavi ekran filtresi otomatik olarak ayarlanıyor. İlerleyen zamanda yattığınızı anlayıp odanın ışığını kapatmasını da bekleyebilirsiniz. Huawei, makine öğrenimi sayesinde cihazların zaman içerisinde kullanıcı alışkanlıklarını daha iyi tespit edip ona göre işlemler yapacağını belirtiyor.