Cloud Media, müzik arşivini dünyaya açıyor

Ticari alanlardaki kaliteli müziğin tüketicinin bilincinde marka imajı yarattığını ve duygusal bağ oluşturduğunu belirten Cloud Media Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Alkan, müzik arşivini dünyaya açmayı hedefliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Emel Ünal Bulut/Dilek Seval

İSTANBUL- Ticari alanlardaki kaliteli müziğin tüketicinin bilincinde marka imajı yarattığını ve duygusal bağ oluşturduğunu belirten Cloud Media Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Alkan, Azerbaycan’dan başlayıp İngiltere’ye uzanarak müzik arşivini dünyaya açmayı hedefliyor.

Sektöre, özellikle üçüncü parti lisanslama yapan diğer firmaların “no name” single’lardan oluşan niteliksiz müziklerle faaliyet gösterdiğini fark ettiği için adım attığını anlatan Bülent Alkan, “Bir anket şirketiyle anlaşarak piyasa analizi yaptırdık. Bu anketin sonucunda müşterinin ve personelin müziklerden oldukça rahatsız olduğu ortaya çıktı. Yaklaşık 700 bin dolarlık bir yatırımla Cloud Media’yı kurduk. Hedefimiz 2017 yılında Azerbaycan’dan başlayarak İngiltere, tüm Avrupa ve sonrasında tüm dünyaya arşivimizi açmak” dedi.

Büyük yatırımlarla açılan mekanların, mağazaların kısa süre sonra kapanabildiğini kaydeden Alkan, “Tabi ki bunun pek çok sebebi var, ancak müşterilerin mekanda kendilerini rahat hissetmemesi de önemli bir neden. Toplu alanlarda kullanılan yanlış müzik yayını ile müşterilerimizin başını ağrıtmaya hakkımız yok. Marka imajı, markaya anlam ve değer katan unsurların tümüdür. Marka imajına, mekanların ambiyans ve kullandığı müziğin etkisi çok büyüktür. Bu noktada, lisans ücretini az ödemek için yanlış müzik yayını yapan bir işletme müşterisinin haklarını hiçe sayan bir işletmedir. Firmalar üçüncü sınıf ses kütüphanelerini kiralayan firmaları seçerek müşterilerine haksızlık ediyorlar” ifadelerini kullandı.

Yaptıkları araştırma sonucunda, müzik lisanslama şirketlerinin Amerika’da bir recording firmasıyla anlaşma yaptığını öğrendiklerini söyleyen Alkan, dünyanın en büyük arşivine sahip recording firmasının arşivinde kalitesiz müziklerin yer aldığını savundu. Firmaların lisans yapıp ufak bir bedel karşılığında şarkı arşivi elde etmesinden dolayı kalitesiz müzik arşivinin olduğuna dikkat çeken Alkan, “Bir protokol ve üçüncü parti lisanslama yaptığımız zaman ne kadar uç nokta alım yapılabileceğinin hesabını yapıyoruz. Türkiye’de ‘hard copy’ olarak adlandırdığımız (CD basımı) uygulamayı yapan tek firma olduk. Örneğin, müşterimize 180 bin adetlik bir arşiv sunuyoruz ve müşterimiz o arşiv için mağazasına ait bir compression çıkartmak istiyor. İşte bunu yapma hakkı bizde var. Lisanslı arşivlerimizden yaklaşık 15 şarkılık bir liste oluşturuyoruz. Müşterimiz isterse bunu elektronik marketlerde satıp gelir elde edebiliyor. Yine müşterimiz isterse, işletmesinden kendi belirlediği tutar dahilinde alışveriş yapıldığında, müşterilerine hediye olarak verebiliyor” şeklinde konuştu.

“Lisanssız müzik kullanımının ciddi yaptırımları var”

Lisanslama alanında telif hakları ile ilgili Türkiye’deki en yetkili mecra olan MESAM’a göre Türkçe pop müzik çalmanın kesinlikle yasak olduğuna, Universal veya Sony Müzik ile anlaşmalı olan güncel parçaları çalmak için de çok yüksek ücretler ödemek durumunda kalındığına dikkat çeken Alkan, metrekare başına dolar bazında ve hoparlör sayısına göre bütçe çıkartıldığını belirtti. Alkan, “Lisanssız müzik yayınının yaptırımı iki ila beş yıl arasında hapis cezası veya para cezası ile sonuçlanabiliyor. Ayrıca hak sahipleri normalde yapılacak ödemenin üç katına kadar tazminat davası açabiliyor. Bu nedenle kamuya açık işletmeler lisans giderlerini düşürmek için, lisans ücreti düşük kalitesiz müziklere yöneliyorlar. Her müzik eserinin bir lisans bedeli var. Doğru firmalarla çalışarak kaliteli müziğe ulaşmak mümkün” dedi.

“Kulak yanılmaz”

Hedef kitlelerinin tüm kurumsal firmalar, oteller, mağazalar, restoranlar ve cafeler olduğunu belirten Bülent Alkan, “Müzik üçüncü planda ve gereksiz gibi görünse de aslında çok gerekli, çünkü duyusal pazarlama içine giriyor. Hizmetimizi pazarlamak gerçekten çok zor. Çünkü çok kalitesiz ve ucuz hizmetler veriliyor. Biz çok kaliteli yayın yapıyoruz ve demo yayınlar gerçekleştiriyoruz. Beğeniliyoruz ancak fiyat konusunda anlaşamıyoruz. Bu yüzden biz de fiyat konusunda farklı stratejiler izlemeye başladık” dedi. Müziğin duyusal pazarlama, bir algı olduğunu ve müşterinin bunun farkına varmadığının altını çizen Alkan, firmaların üçüncü parti lisanslaması yapmış olduğu firmaların müziklerini çok iyi analiz etmesi gerektiğini vurguladı. Firmaların, müşterilerine kalitesiz ve kötü müzik dinleterek haksızlık yapmamaları gerektiğinin, kendi firmaları üzerinden ilerlerseler çok da pahalı olmayacağının altını çizen Alkan, “Sloganımız ‘Kulak yanılmaz.’ Piyasaya uygun bir fiyat politikası oluşturduk. Burada bizi tercih ettikleri zaman hem kaliteli müzik yayını ile ilgili sorun yaşamayacaklarını, hem de müşterilerini ciddi anlamda memnun edip ciro artışını da personelle birlikte yakalayacaklarını ve aynı zamanda marka imajına da katkı sağlayarak kurum kimliği oluşturacaklarını net olarak söylüyoruz. Müzik kalitesinin ayırt edilmesi çok önemlidir. Müşterilerinize gürültü dinletmeyin” şeklinde sözlerini tamamladı.

Bu konularda ilginizi çekebilir