Tuhafiyeciden konfeksiyon atölyesine uzanan başarı hikayesi
Gaziantep'te küçük bir tuhafiye dükkanıyla iş hayatına atılan, ön yargılara ve iflaslara inat pes etmeyen Serpil Karakan, kendi çabalarıyla konfeksiyon atölyesi kurdu.
Küçük bir tuhafiye dükkanıyla iş hayatına atılan, ön yargılara, iflaslara ve kansere inat pes etmeyen Serpil Karakan, büyük emekler sonunda konfeksiyon atölyesi sahibi oldu.
Eşinden ayrıldıktan sonra iki çocuğuyla beraber hayat mücadelesini sürdüren Karakan (38), yıllarca maddi ve manevi sıkıntılar yaşadı.
Geçim mücadelesi verirken 10 yıl önce lenf kanseri teşhisi konulan Karakan, hayattan ümidini kesmedi.
Hastalığına rağmen çalışmayı sürdüren Serpil Karakan, şehir şehir gezip kumaş sattı.
Yıllarca tedavi gördükten sonra iki sene önce hastalığından tamamen kurtulan Karakan, azmi ve çalışkanlığıyla çevresindekilere örnek oluyor.
Karakan,yaptığı açıklamada, küçük bir tuhafiye dükkanıyla iş hayatına atıldığını söyledi.
İşlerini kısa zamanda ilerleterek giyim mağazası açtığını anlatan Karakan, "Sonra kumaş alıp satmaya başladım. Ufak tefek bir atölye kurdum hatta büyük firmaların fason ürünlerini diktik. Şimdi kendi imalatımızı yapıyoruz." dedi.
Bir kadın olarak iş hayatında zorlandığını dile getiren Karakan, şunları kaydetti:
"Ama çalışmam gerekiyordu. Galiba biraz da cesaretliydim. İflas ettiğim zamanlar da oldu. 'İnanmak başarmanın yarısı', ben inandım ve başardım. En büyük tepkiyi annemden aldım. 'Sakın yapma, biz kadın başımıza ne yapabiliriz, yetiştiremeyiz' dedi. Toplum olarak kadınları başarısız görüyorlar. Aslında değil. Kadınlara fırsat verilmiyor. Mağazayı açtığımda kimse bana inanmamıştı. Erkekler, özellikle de büyük işletme sahipleri 'En fazla bir ay dayanırsın, uzak dur' dediler. Üst kademeye yükseldikçe de 'Sen yerinde otur' dediler."
Atölyesinde 20 kişiye istihdam sağlayan Karakan, daha fazla kişiye iş kapısı olmak istediğini belirterek, "Kurumsal bir firma olup, markalarla yarışmak istiyorum. Kendi markamı yaratmak istiyorum." diye konuştu.
"Ölürken arkamda bir şeyler bırakmak istedim"
Rahatsızlığını öğrendikten sonra da çalışmaya devam ettiğini belirten Karakan, şöyle devam etti:
"Ciddi bir rahatsızlık çektim. Doktorlarım bile benden ümidi kesmişti ama ben hastalığı yendim. Çalıştıkça, bir şeyleri başardıkça güç aldım. Belli başlı çalıştığım firmalar ve düzenli bir işim vardı. Tedavi döneminde ciddi maddi sıkıntılara girdim. Hastalığımın son evreleriydi. Çalışmam hastalığıma en büyük moral oldu. O dönemde şehir şehir gezip kumaş sattım. Çalışmak bana en büyük moral oldu. Farklı insanlar gördüm. Değişik ortamlar görme şansım oldu. Hem geziyorsun hem para kazanıyorsun. Hastayken çok zorlandım ama üretmek, bir şeyleri meydana getirmek bende bir aşk. Sevdiğin işte hiçbir şey gözüne zor gelmiyor."
Karakan, iki yıl önce hastalığı atlattığını dile getirerek, "Kontrollerim hala devam ediyor. Ben ölüp gideceksem arkamda bir şeylerim kalsın istedim. Ümidimi kesmek istemedim. 4 metrekarelik bir tuhafiye ile başladım. Bir yıl sonra giyim mağazası açtım. Kendimi tekstilin içinde buldum. Şimdi imalat yapıyorum. Çocuklarımın çok desteğini gördüm. Hayatımda kimseyi kırmadım. Kimse de beni kırmadı. Bana inananlar vardı ve ben onların inancını boşa çıkarmadım." sözlerine yer verdi.