Şehirli Kadının Organik Tarımdaki Başarısı

2007'de organik tarıma başladıklarını ve kamu kuruluşlarının da destek verdiğini belirten Kayserili kadın girişimci Oluş Molu, “Organik tarımın halk arasında yaygınlaştırılması için insanları bilinçlendirmek adına çalışıyoruz" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İkbal FİDAN

KAYSERİ - Kayserili kadın girişimci ve Kayseri'nin ilk organik tarım üreticisi olan Oluş Molu, çocukluğunun geçtiği çiftlikte dünya devleriyle rekabet eden organik bir vaha yarattı. İçinde saf kan İngiliz atlarının yetiştiği, 20 çeşit keçi peynirinin, organik sebze ve meyvenin üretildiği, onlarca organik ürünün hayat bulduğu çiftlik, organik şarap üretiminde de Türkiye'de ilkleri gerçekleştirdi.

2007'de organik tarıma başladıklarını ve kamu kuruluşlarının da destek verdiğini belirten Oluş Molu, “Organik tarımın halk arasında yaygınlaştırılması için insanları bilinçlendirmek adına çalışıyoruz. Şehir içinde yaşayan halkın üretime geçmesi ve ürettiğini direk tüketici ile paylaşması çok güzel bir nokta. Bunun devam etmesi için elimizden geleni yapacağız" dedi.

'Akademiden Doğaya'

Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü mezunu olan ve 7 yıl aynı üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışan Oluş Molu, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın çok sayıda projesinde koordinatörlük yaptı. Molu, 14 yılı aşkın kamu görevinin ardından radikal bir kararla Kayseri'ye çocukluğunun geçtiği çiftliğe döndü ve tüm bilgi birikimini organik şarap ve organik tarım üretimine adadı.

Orta Anadolu'da da kaliteli şarap üretilebileceğini hedefleyerek butik şarap üretimi kararı aldığını ifade eden Molu, 2009'dan itibaren kendi yetiştirdiğimiz organik üzümlerle şarap üretmeye başladık diyen Molu sözlerine şöyle devam etti:

Çiftliğimizde 2007 yılından bu yana organik sertifikalı meyve ve sebze üretimi devam ediyor. 2500 dönüm arazi içinde tarım üretiminin yanı sıra koşu amaçlı İngiliz atı yetiştiriciliği ve hayvancılığını da kapsayan çok yönlü üretim yapıyoruz. Organik üretimimizin büyük bir kısmını sofralık ve şaraplık üzüm bağcılığı oluşturuyor. Çeşitli mamul ürünlerinin de üretildiği çiftliğimizde ürün kalitesini ve lezzetini ön planda tutuyoruz. Geleneksel üretim yöntemlerini kullanarak üretim yapıyoruz. Butik şarap üretiminin yanı sıra peynir, yoğurt, süt gibi hayvansal ürünleri mevsimine uygun olarak üretiyoruz" dedi.

Molu, "Bana göre sağlıklı ürün butik olmalı. Seri üretime geçtiğim zaman o kaliteyi yakalayamam. Küçük çiftçilerin küçük üreticilerin belli miktarda üretim yapmalarını daha doğru ve sağlıklı buluyorum. Benim belli bir müşteri potansiyelim var. Bunun üzerine çıkarsam ürettiğim ürünlerde aynı kaliteyi bulamam. Bu yüzden az ama kaliteli üretim yapmaya özen gösteriyorum" diye belirtti.

'Ürettiğimiz şaraplar ödüle layık görüldü'

Ürettiği şarapların yurtdışında ödül aldığını aktaran Molu, “Yoğunluklu tonaj ağırlıklı olarak bağla ilgileniyorum. Şaraplık ve sofralık üzüm üretiyorum. Kendi tesisimizde şaraplık üzümü kendim işliyorum. Butik şarap üretimi yapıyorum. Ürettiğimiz şaraplar uluslararası yarışmalarda ödüller aldı. Hedefim üst kalitede şarap üretmek. İyi bir şarap yapabilmek için iyi bir üzüm üreticisi olmak gerekiyor. Bu anlamda üzüm çeşitlerimiz çok güzel. 60 bin şişe üretim kapasitesine sahibiz. Şarap için kullandığımız üzümleri dışardan almıyorum. Kendi bağımızdan temin ediyorum. Tamamen kendi ürünlerim. Üretimini yaptığımız şarapları ağırlıklı olarak İstanbul'a, otel ve restoranlara, kişisel müşterilerime ve yurtdışına veriyorum. Şaraplarım İstanbul'da en iyi restoranların menüsünde yer alıyor. Şarabımın adı Vinolus. Carrefour ve metroda şaraplarımız satılıyor. Türkiye'de bir şarap kültürü olmadığı için Kayseri'de şarabı satamıyoruz. Üretimini yaptığımız beyaz şarap Fransa'da, Dünyanın En iyi Chardonnay Şarapları Yarışması'nda madalya ödül aldı" dedi.

Türkiye'nin organik tarıma elverişli olduğuna vurgu yapan Molu, “Türkiye organik tarım anlamında çok büyük bir koza sahip. Topraklarımız çok temiz . İklim çeşitliliği yönünden kuru tarım yapabiliyoruz, tropikal meyve yetiştirebiliyoruz. Bu anlamda avantajlarımız var. Devletimiz organik tarım açısından üreticileri desteklerse biz dünyada çok büyük bir pazara sahip oluruz. Yurtdışı fuarlarını takip ediyorum. Türkiye fuarlarda ürün çeşitliliği yönünden çok zayıf kalıyor. Bu konuda desteklenmemiz gerekiyor" diye söyledi.

Molu, “Her şeyde olduğu gibi organik tarım üretiminin de de dezavantajlar var. Bu konuyla ilgili tanıtım yapılmıyor, bilinçlendirilmiyoruz. En önemli konu güven. Güven olmazsa olmaz. Gördüğümüz her yerdeki ürünlerde organik yazıyor. Maalesef bu doğru değil. Organik olması için sertifikası olması gerekiyor. Bu yüzden bilinçlenmemiz ve insanları bilinçlendirmemiz gerekiyor" diye ifade etti.

Ankara'da Kara Buğday Yetiştiricileri ve Sağlıklı Yaşam Derneği (KARSADER) adı altında bir dernek kurduklarını ve bu derneğin başkan yardımcılığını üstlendiğini söyleyen Molu, Yurt dışında üretimi yapılan karabuğdayın niçin Türkiye'de yapılmadığını dile getirdik. Türk Traktörün sponsorluğu dahilinde Buğday ekimi yaptık ve başarılı olduk. Bu ürün hiç glüten içermiyor. Ayrıca, kendi yerimde geçen yıl 6 dönüm Karabuğday ekimi yaptım. Bununla ilgili çalışmalarım devam ediyor. Yaşadığın ülke için elinden geleni yapmak zorundasın ben de organik tarım üreticiliğini seçtim" diyen Molu sözlerine şöyle devam etti:

Kayseri'de organik tarım üreticiliğini yaygınlaştırmak istiyorum. Bunun için yeni projelerin çalışmalarını yapıyorum. Amacımız doğru bir üretim deseni oluşturmak. Tüketiciyi bilinçlendirerek organik tarım ürünlerine olan talebi arttırmak istiyorum diye sözlerini sonlandırdı.