Altta kalanın canı çıkmasın diye, MİKROBANKACILIK

Altta kalanın canı çıkmasın diye, MİKROBANKACILIK

Abone ol

İnsanlık tarihi boyunca, insanların bir arada yaşamalarına, yerleşik yaşamın kalitesini artırmaya yönelik pek çok felsefe, pek çok sistem gelişmiş, kullanılmış, denenmiştir. İnsanların daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşmaları, büyüme ve gelişmenin sürekliliğinin sağlanması; bütün bu akım ve yöntemlerin temelde yatan amacı durumundadır. Teknolojinin ve iletişim olanaklarının gelişmesi sonucunda; dünya küçülmeye başladığından bu yana, önceleri göz ardı edilen, uzak görülen coğrafyaların insanları da sistemin bir parçası durumuna gelmiş, yeni açılımlara gereksinim doğmuştur. Sosyal yapılanmayı tanımlamak için çokça kullanılan bir tanımdır piramit benzetmesi. Toplumların piramitte olduğu üzere, en alt düzeyden başlayarak, gittikçe daralan bir yapıda yukarı doğru yükseldiklerinden söz edilir. Piramit benzetmesi, yukarıda birileri olacağına göre; aşağılarda birilerinin de olacağına ve o aşağılardakilerin yukarıdakileri taşımak için var oldukları yanılgısına düşülmesine yol açabilir. Oysa ne sosyal yaşamın, ne de insanlığın amacı birilerinin başkaları için var olmasını amaçlamaz. Uzun yıllar boyu, ekonomik politikalar, finansal uygulamalar piramitin tepesindekileri esas alınarak saptana geldi. Ancak; iletişim ve teknoloji olanaklarının geldiği noktada, piramitin altına göz atmak gerektiği, bu yapısıyla piramitin daha fazla ayakta kalamayabileceği anlaşılmaya başlandı. Bu gerçeğin görülmesi ile birlikte, yoksul bireyleri, gelişmekte olan ekonomileri dikkate alan finansal projeler ve bankacılık operasyonları uygulamaya konuluyor. Bu uygulamaların en etkin ve dikkat çeken örneklerinden birisi; alım gücü düşük, görece yoksul olan bireylerin gelişimini, yukarıya doğru çıkmalarını amaçlayan mikro bankacılık ve mikro kredi operasyonları. Mikro operasyonların makro tabloları iyileştirmesi Bankacılık ve finans piyasaları, görece kolay; güvenilir ve zengin piyasalara ve bireylere ilgi gösterdi uzun zaman. Hizmetlerini, seçeneklerini, olanaklarını onları kazanabilmek, elinde tutabilmek, memnun edebilmek yolunda kullandı. Ancak; geçtiğimiz zaman dilimi içinde finans piyasalarını sarsan ve krizin kapısına getiren gelişmeler, yeni birşeyler yapmak, yeni bir soluk getirmek gereğini kaçınılmaz kıldı. Güvenilir, geri dönüşüm olasılığı yüksek kredi operasyonlarında oluşan tıkanma, bankacılık ve kredi oparasyonlarında yeni bir çalışmayı kendiliğinden destekledi. Finans kurumları kendilerinin ve dünyanın sürdürülebilir bir büyüme gösterebilmesi için, daha önce pek fazla dikkate almadıkları yoksul bireyler, onların aktörlüğünde de gelişmekte olan piyasalara yönelmeye başladı. İlk bakışta güvenilir değilmiş gibi gözüken bu kaynak, doğru projelendirmeler ve krediler kullanıldığında oldukça parlak bir gelişme ve büyüme olanağı sunmakta. Bunun en önemli nedenlerinden birisi, sözünü ettiğimiz piyasaların doygunluktan uzak, büyüme ve gelişmeye açık pozisyonları olarak gözükmekte. Küçük kredi operasyonları ile yoksul ekonomilerin aktörleri desteklenerek, kendileri ile birlikte ekonomilerini de büyütmeleri sağlanabilmekte. Bu operasyonların önemli enstrümanlarından biri de; dünyanın ve çevrenin korunmasına, büyürken tüketmemeye dayalı stratejiler geliştirilmesi. Gelişmekte olan ekonomi ve bireylerin desteklenmesi, başlangıçta güvenilir gözükmemekle birlikte, alınan risklerin küçük olması, gelişmeye açık piyasalarda finansman ve kredi operasyonu aktörlerine küçük finansmanlarla büyük işler yapılabilmesi benzeri avantajları taşıyor. Desteklenen küçük kuruluşlar gösterdikleri performans ve büyüme başarıları ile gerek kendilerini, gerekse finansörlerini mutlu etme yolunda önemli mesafeler kat etmekteler. Gerçekleştirilen bu mikro operasyonların başarısı, toplamda yine makro dengelere katkı sağlamakta, kilitlenmeye ve daralmaya doğru giden sistemi rahatlatmakta. Mikrokredi ve bankacılık öylesine bir öneme doğru gidiyor ki; bu alanda en başarılı projeler, en etkin sonuçlar için düzenlenen yarışmalar, verilen ödüller gündemde bir süredir. Türkiye açısından en ilgi çekici olan; Sürdürülebilir Bankacılık Ödülleri'nin sahipleri arasında bir Türk bankasının, Türkiye Sınai ve Kalkınma Bankası'nın (TSKB) da yer alması. Çevreye olan duyarlılığı ile öne çıkan TSKB, bu alanda dikkati çeken tek banka durumunda. Yukarıdakilerin gidebilecekleri bir yer kalmadığında, aşağıdakileri yukarı çekebilmenin bir yolunu aramaları ve bulmaları kaçınılmaz. Piramit çökerse, en ağır hasarı en tepedekiler alacaktır, kuvvetle muhtemel çünkü. Piramidin en altına finansal yardım eli Mikrobankacılık nedir? Kredi vermenin sıkıntısız sürdürebilirliği konusunda hiç şüphesi olmayan birçok uluslararası banka, finansal krizin içinde yeni bir yol çizme çabasında. ABD ve Avrupa finans dünyasında yaşanan ekonomik kriz ve kredi sıkıntısıyla beraber, çoğu büyük finans kurumu dikkatini gelişmekte olan ekonomilere çevirdi. Yoksula kredi vermenin ve bankacılık hizmeti götürmenin risklerinin yanında, çeşitli finansal fırsatlar da sunabileceğine dair kanılar gün geçtikçe artıyor. Mikrobankacılık ile yoksullara, gelişmekte olan ülkeleri veya sektörleri teşvik etmek amacıyla bankaların ve finansal kurumların ortaya koyduğu bir sürdürülebilir büyüme sağlamak hedefleniyor. Mikrobankacılığın en önemli araçlarından birisi olan mikrokredi, normalde bankanın kredi vermeyi kabul etmeyeceği, yoksulluk sınırındaki bireylere, ülkelere, sektörlere veya şirketlere, küçük kredilerin verilmesiyle sürdürülebilir büyümeye katkıda bulunmayı amaçlıyor. Mikrobankacılık daha geniş anlamda kredi, fon transferi ve yatırım gibi bankacılık servislerinin yoksul kesime ulaşmasını sağlar. Farklı coğrafyalarda mikrokredi öyküleri Mikrokredi, Bangladeş'te doğan bir finans inovasyonu: Çok yoksul insanların serbest iş yapmalarına, gelir elde etmelerine ve yoksulluktan kurtulmalarına olanak veren bir fırsat olarak ortaya çıkmış. Mikrokredinin başarısı sayesinde, birçok geleneksel banka mikrokredi almak isteyenleri ileriye dönük bir büyüme fırsatı olarak değerlendirmeye başladı. 1970'lerde pilot olarak hayata geçen ACCION gibi projelerle, mikrokredinin başarılı olabileceği tahmin ediliyordu. Peace Corps'a benzer bir sistemle, Latin Amerika'nın yoksul kesimlerine yol, su ve okul yaparak faaliyet gösteren Venezüela merkezli organizasyon ACCION, bu çalışmaların yoksulların hayat şartlarını iyileştirmeye yeterli olmadığını görmüştür. Yoksulların en büyük probleminin kredi almadaki zorluk veya yüksek faizli kredileri geri ödemenin imkansızlığı olduğunu saptamıştır. Çözüm olarak ise, ihtiyacı olanlara düşük faizli ufak krediler sağlamaya başlamıştır. Ödemelerin büyük çoğunluğunun düzenli olarak yapılmasıyla, ACCION, yoksulların kötü kredi riski olduğuna dair genel görüşün yanlış olduğunu göstermiştir. Geçtiğimiz senelerde dünyanın en büyük ve prestijli finans kurumlarından Barclays Gana da mikrobankacılık denemelerine başladı. Yepyeni bir sistem oluşturmak yerine, Ganalılar'ın 300 yıldan beri kullandıkları Susu sistemini benimsedi ve uygulamada kolaylıkların yanında toplumun güvenini kazandı. Susu sistemi, Ganalılar'ın paralarını güvenli bir şekilde saklamalarını, biriktirmelerini ve limitli bir krediye ulaşabilmelerini sağlıyor. Susu toplayıcı, parayı ufak bir komisyon karşılığı topluyor ve Susu hesabına yatırıyor. Kişi istediğinde parasını kullanabiliyor. Gana'daki Susu sistemi, Nijerya'da Esusu olarak biliniyor. Sürdürülebilir Bankacılık Ödülleri ve TSKB Financial Times ve International Finance Corporation'ın (IFC) ortaklaşa düzenlediği, Sürdürülebilir Bankacılık Ödülleri her geçen sene daha fazla katılımcı arasından sahiplerini buluyor. 2006'da 90 katılımcıyla başlayan organizasyon, 2007'de 151, 2008'de ise 182 katılımcı ile gerçekleşti. 2008 Sürdürülebilir Bankacılık Ödülleri'nin sahipleri arasında Türkiye'den Türkiye Sınai ve Kalkınma Bankası (TSKB) da vardı. TSKB, sürdürülebilir proje finansmanı sağlarken çevre etkilerini de detaylı bir şekilde analiz eden ve uygunluğu doğrultusunda yatırım kredisini onaylayan örnek bir kurum. Doğu Avrupa ülkeleri coğrafyasında ödüle layık görülen TSKB, sadece yenilenebilir enerji alanında 53 bağımsız projesiyle lokal lider konumunda. Çevre yönetim sistemleri alanında ISO 14001 sertifikası olan ilk ve tek Türk bankası olan TSKB, inovatif finansal çözümler ve sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmek için, çevre ve sosyal katma değer sağlayabileceği her fırsatı değerlendiriyor. 2008 Sürdürülebilir Bankacılık Ödülleri'ni alan bankalar şöyle sıralanıyor: - Banco Real, Brezilya - Citi, ABD - HSBC, Birleşik Krallık - Rabobank, Hollanda - Standard Chartered, Birleşik Krallık Gelişmekte olan ülkelerdeki bankalar Afrika/Orta Asya - Access Bank, Nijerya - First National Bank, Güney Afrika - Nedbank, Güney Afrika/Asya - ABN AMRO, Hindistan - Industrial Bank, Çin - YES Bank, Hindistan Doğu Avrupa - TSKB - MDM Bank, Rusya - Raiffeisenbank, Bulgaristan - Banco Bradesco, Brezilya - Banco Real, Brezilya - HSBC, Latin Amerika . Yılın Sürdürülebilen İşi Ödülleri 2007 yılında olağanüstü sosyal, çevresel ve finansal katkı, inovasyon ve tekrarlanabilme potansiyeli olan işlerin ödül aldığı kategoride ödül alanlar şunlar: - BlueOrchard Finance, İsviçre/Morgan Stanley, ABD (mikrofinans kredileri) - Calyon, Fransa (solar termik santral) - Citi, ABD (kırsal konut finansmanı) - Glitnir Bank, İzlanda (jeotermik enerji üretimi) - Merrill Lynch, ABD (orman kaybını önlemek için karbon finansmanı) . Piramidin en altındaki bankacılık ödülleri Piramidin en altındaki bankacılık, günde 2 doların altında yaşamını sürdürmek zorunda olan dünyadaki dört milyar yoksul insana hizmet veren bankacılık servislerini kapsıyor. Bu insanların ellerine yardım paketi tutuşturmak yerine, onları banka müşterisi yaparak, bankanın hizmet ve ürünlerinin uzun süreli kredi ve yatırım olarak kullanılmasını sağlıyor. Bu yolla, yoksulluk çeken kişileri yoksulluk seviyesinden çıkarmak ve üretime dahil etmek mümkün olabiliyor. - ASA, Bangladeş - Banco Bradesco, Brezilya - ICICI Group, Hindistan - Opportunity International UK - Wizzit, Güney Afrika . Yılın Sürdürülebilir Yatırımcı Ödülleri Sürdürülebilir Yatırımcı Ödülü yatırımcıları sürdürülebilir yatırım alanında yatırımcıları teşvik etmek ve çevre ve sosyal içerikli proje finansmanına hassasiyeti artırmak amacıyla sürdürülebilir bankacılık ödülleri arasında ayrı bir kategori olarak yerini almış. - Aavishkaar India Micro Venture Capital Fund - Calvert Foundation, Birleşik Krallık - E+Co, ABD - F&C Management, Birleşik Krallık - SAM Sustainable Asset Management, İsviçre . Ekvator Prensipleri Beş yıl kadar önce, Barclays, Citigroup, ABN AMRO gibi 10 global banka, çevre ve sosyal konuları kapsayan proje finansmanında uzlaşarak 'Ekvator Prensipleri'ni oluşturdular. Ekvator Prensipleri milyon dolar üzerindeki projelere uygulanır. Ekvator Prensipleri, projenin değerlendirilmesinde, riskin saptanması, çevre ve sosyal katkılarına göre kategorilere ayrılmasında ve bu bağlamda yönetim planlarının oluşturulmasında sistematik bir süreç izler. Ayrıca, proje süresince projenin gereksinimlerine özel danışmanlık ve mağduriyet mekanizması taraflar arasındaki sözleşme içeriğinde yer alır. Tüm proje sürecinde, bağımsız takip ve raporlama devam eder. Gelişmekte olan ülkelerdeki proje finansmanının yüzde 70'i, 60 büyük bankanın kabul ettiği Ekvator Prensipleri'ne göre gerçekleşmiştir. Şu anki finansal atmosfer göz önüne alındığında, sadece finansal kutuplaşmayı önlemek amacıyla değil, aynı zamanda rekabet üstünlüğü kazanmak için de sürdürülebilir bankacılık, önemli bir çözüm oluşturuyor.

Korhan Berzeg'e ilişkin arama çalışmaları sonlandırıldı Borsa günü düşüşle tamamladı Kestelli'den "yapısal reform" uyarısı BAT grubunun sigaraları bayilerde satılacak mı? Zamlı memur maaşı ne kadar olacak? İşte son durum...