“İnsanı güçlü kılan ailesidir”

Infonet Genel Müdürü Taner Özdeş ile yetiştiği aileden bilişim sektörünün geleceğine, 19. baskıdaki "Satışın 10 Altın Kuralı" kitabından gelecek planlarına uzanan bir söyleşi yaptık.

Abone ol

EMRE ALKİN

Bugünkü konuğumuz Taner Özdeş. Kendisi 19. baskısı yapılan “Satışın 10 Altın Kuralı” kitabının yazarı. Hem eğitmen, hem işadamı hem de iyi bir eş ve baba. O da benim gibi seri konuşuyor. Vakti kıymetli. Bugüne kadar vakti verimli kullanarak başarılar elde etmiş. “Bir daha dünyaya gelsem bilişimde çalışmam” dedi bana. Hem de bilişim denince akla gelen isimlerden olduğu halde... “Neden?” diye sordum. Detaylıca anlattı. Paylaşmasak olmazdı...

- Okuyucuların tanıması için tam olarak bugüne kadar ne yaptığınızı kısaca anlatır mısınız?

Bu soruya cevap vermem sayfalarca sürer. Şu anda 53 yaşındayım. 22 yaşında University of Miami’den mezun olduktan sonra Türkiye’ye geldim. Neylan ile evlendim. Sonra çocuklarım Cem ve Emre dünyaya geldi. Hayata erken yaşlarda büyük sorumluluk alarak başladım. Erken yaşta aile sorumluluğunu almak, tüm iş kararlarımı etkiledi. Risk almaktan mümkün olduğu kadar kaçındım. Bankacılıktan sonra, perakende alanında ciddi tecrübe kazandım. Reklam sektöründe 1 yıl çalıştıktan sonra, sevmediğime karar verdim. Sonra bir anda kendimi teknoloji ve internet dünyasında buldum. İnternettin ne olduğunu bile bilmiyordum, ama teklifi hemen kabul ettim. Benim açımdan tam bir macera idi. 130 şirkete kurumsal internet hat satma başarısını gösterdik. Şirketi 3 sene sonunda Koçnet’e sattık. Sonrasında ağ ve bilgi güvenliği konusunda, daha sonra Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden biri olacak Infonet’in başına genel müdür olarak geçtim. 17 senedir genel müdür olarak çalışmaktayım.

- Kitap da yazdınız sanıyorum, bir de eğitimler veriyorsunuz değil mi?

Doğrudur. Bugün 19. baskısı çıkan “Satışın 10 Altın Kuralı” kitabını 2006 yılında yazdım. 2014 yılında ise 50 yaş gözüyle adıyla ilk kişisel gelişim kitabımı yazdım. 2012 yılında “Taner Özdeş Akademi”yi kurdum. Infonet’deki işimin yanında hafta sonları eğitimler veriyordum. Bugün itibariyle Infonet Genel Müdürlük pozisyonumu devam ettiriyorum. 2013 yılında ise sertifikalı koç oldum. Bireylere ve KOBİ’lere koçluk ve danışmanlık yapıyorum. Infonet dışında yapmış olduğum diğer işleri hobi niyetiyle sadece hafta sonları yapıyorum.
Çift kariyer yaparak iş hayatımda güzel bir denge sağlamış oldum. 21. yüzyılda çift kariyer yapan üst düzey yöneticilerin sayısı artmaktadır. Bunu yapmak için disiplinli, planlı ve benim gibi zaman sihirbazı olmanız gerekmektedir. Uzun vadede dünyada tam zamanlı çalışmanın belli işler dışında kalmayacağını düşünüyorum.

“HEDEFİM KENDİ SATIŞ OKULUMU KURMAK...”

- Anne ve babanızın, ailenizin hayattaki seçimlerinize etkisi oldu mu? Nasıl bir ailede büyüdünüz?

Anne ve babam bana bir çocuğa verilebilecek en önemli üç şeyi verdiler: Sevgi, özgüven ve görgü. Benim için harika rol model oldular. Babam çok başarılı bir iş adamı idi. İlk stajımı babamın yanında İGS’de yaptım. 18 yaşından sonra Amerika’ya okumak için gittim. Amerika’dan sonraki kariyerimi kendi tercihlerime göre yaptım. Kariyerimin ortasında babam profesyonel hayatını bıraktı. Bir aile işi kurduk. Koltuk üreten bir firma idi. Ekonomik krizden sonra babam ciddi zarar ederek, hisselerini borçları karşılığında satıp işten çıktı. Babam bu işi devam ettirseydi, onunla uzun yıllar çalışma şansı elde edecektim. Annem çok okuyan bir kadındı. Babamın birçok dernekte aktif olması, benim de dernekçilik konusuna olumlu bakmamı sağlamıştır. Bugünkü noktaya gelmemde en önemli iki şeyin olduğuna inanıyorum; almış olduğum yurtdışı eğitimleri ve derneklerde aktif olmam. Birçok şeyi dernekler bünyesinde aldığım eğitim ve görevlerle öğrendim. Hayatta en büyük şansım ailemdir. Bir insanı güçlü kılan ailesidir. Yeni nesil bu konuda bizim kadar şanslı değil.

- Bu işi yapmaya ne zaman karar verdiniz? Bugün istediğiniz yere geldiğinizi düşünüyor musunuz?

Teknoloji işine girme sebebim, daha önce Türkiye’nin ilk kurumsal internet şirketlerinden Fornet’in kuruluşunda yer almamdır. Internet şirketimizi Koç Grubu'na sattıktan sonra, iş arayışına girdim. Birçok alanda iş aramama rağmen istediğim işi bulamadım. Infonet, ağ ve bilgi güvenliği alanında faaliyet gösteren bir şirket. Bildiğim ve inandığım bir iş. Cazip geldi bana. Infonet’e genel müdür olduktan sonra, kendimi geliştirme imkânı buldum. Ben her zaman daha iyisini yapabileceğimi düşündüm. Teknoloji sektöründe gerektiğinden fazla kaldım. Daha önce çıkmam lâzımdı. O nedenle hedefim en büyük hayalimi gerçekleştirmek. Kendi satış okulumu yani üniversitemi kurmak. Şimdilik, en büyük hedefim bu.

“NEZİH DEMİRKENT’İ ÖZLEMLE ANIYORUM...”

- Bu işte ekmek var mı? Varsa nereden başlamalı?

Infonet’in bulunduğu sektörde ne iş yaptığınıza bağlı olarak para kazanabilirsiniz. Niş ürünler, çözüm odaklı yaklaşım ve hizmet satmak en akıllıcası. Elemanların hepsi konularında uzman olmak zorunda. Orta seviyede bir eleman ile iş almanız zor. Hem çözümler ile fark yaratacaksınız, hem de sektördeki en iyi elemanlara sahip olmanız gerekmekte. Bilişim sektöründe biyometrik, endüstriyel ve mobil güvenlik alanları ileride en hızlı büyüyecek sektörler. Günümüzde pazarlama satıştan daha önemli hâle geldi. Sadece satış yapan firmalar uzun sürede rekabet edemezler.

- Hiç unutamadığınız bir anı var mı? Sizi çok güldüren ya da şaşırtan, belki de kızdıran...

Merhum Nezih Demirkent ile birlikte uluslararası haber ajansına karşı Türkiye’nin ilk online haber ajansını kurduk... Telerate... Yaşım 27’ydi. Ekonomik haberleri DÜNYA Gazetesi'nden her gün takip ediyordum. Gazeteyi elime aldım. Gazetenin sahibininin Nezih Demirkent olduğunu öğrendikten sonra, doğrudan aradım. Saat 18.00 idi. Santral bağladı. Nezih Bey telefona çıktı. Projemi kısaca anlattım. “Oğlum, bana gel” dedi. Mecidiyeköy’den uçarak DÜNYA Gazetesi'ne, yani Cağaloğlu’na gittim. Nezih Bey ile uzunca sohbet ettikten sonra Türkiye’nin ilk yerel Türkçe ekonomi haber ajansını kurmuş olduk. Başına da deneyimli gazeteci İsmet Özkul getirildi. Nezih Bey, harika bir insandı. Kendisini hep özlemle anarım.

- Çocuklarınız sizin yaptığınız işi yapsın ister miydiniz?

İki oğlum var; 25 ve 26 yaşındalar, ikisi de benden çok farklı meslekler seçtiler. Haftada 7 gün spor yapan bir babadan ne çıkar. Tabii ki sporcu. Oğlum Cem, şu anda Kanada’da yaşıyor. Organizasyon ve uluslararası iş konusunda kariyer yapacak. Diğer oğlum Emre, Özyeğin Üniversitesi Bankacılık Bölümü'nden mezun olmasına rağmen Personel Trainer olmaya karar verdi. Şu anda Pilates hocalığı yapmakta. 53 yaşıma rağmen haftada en az 6 gün spor yapmaktayım. Spor merakımı ikisinin de kariyerlerini etkilediğini görmekteyim.

“YENİ NESLİ YÖNETMEK İÇİNONLARI ANLAMAK LÂZIM...”

- Sosyal medya yaptığınız işte ne kadar etkili?

15 yıl önce Maxihaber’de köşe yazısı yazarak yazmayı öğrendim. Daha sonra kendi blogumu açtım. Sosyal medya ile 3 sene önce tanıştım. Çok faydalı oldu. Şu anda 20 binin üzerinde takipçim var. Sosyal medya üzerinden satışlar çok etkili olmasa da birçok işi Facebook ve Linkedin üzerinden alıyorum. Linkedin’i mevcut işimde de aktif kullanıyorum. En önemli faydası kitap satışlarımı olumlu etkilemesi. Şu anda Tanerozdes, Satisin10altinkurali, Tanerozdesakademi adları altında birkaç Facebook sayfam var. Bunun dışında Instagram, Twitter, Google+, Linkedin sayfalarıma da ilgi çok. Toplamda 30 binin üzerinde takipçim var. Sayfalarım herkese açık. Her gün güncelliyorum ve tüm yorumlara cevap veriyorum. Sosyal medya sayfalarında iki sponsorum var; Digital Partners ve Ajansdijitalkalem.

- Başka hangi mesleği tercih ederdiniz ya da ne yapmak istediniz?

Harika bir soru. TV / sinema, işadamlığı, nihayetinde yazarlık ve eğitmenlik. Bunların arasına “veya” koyabilirsiniz. Şu anda yaptığım işi yapmazdım ama.

- Bu işte eğitimin, ilişkilerin ve tecrübenin payı size göre yüzde kaçtır?

Özellikle sizin mesleğinizde... Infonet Genel Müdürü olarak bu soruya cevap vereceğim. Mühendis olmak çok önemli. Teknolojiye ihtiyaç duymanız ve sevmeniz gerekir. İlişkiler bence her sektör ve her iş için önemlidir. İş dünyasında başarılı olmak için güçlü ilişkiler ve network oluşturmanız gerekir. Tecrübe de aynı ilişkiler gibi zaman ile gelişen, doğru kararlar vermeniz, doğru riskler almanız, doğru seçimler yapmanız için çok önemli . İnsan yönetimi de 21. yüzyılda çok önemli hâle geliyor. Yeni jenerasyonu yönetmek için, onların dilinden anlamanız gerekiyor. Özetle, ilişkiler yüzde 45, eğitim yüzde 25, tecrübe yüzde 30 derim.

İstanbul Valisi Davut Gül'den 1 Mayıs açıklaması Bakan Ersoy'dan Formula 1 müjdesi, tarih verdi "Sene sonuna kadar 200 bin konut teslim edeceğiz" Konya Doğanhisar'da 3,5 büyüklüğünde deprem Simit fiyatında ekmek sistemi: Bakanlık onayı zorunlu hale geldi