Bir tutkudur klasik otomobil
Estetik tasarımları, ruhları ve yaşadıkları yılları anlatan tarzlarıyla klasik otomobiller pek çok kişinin tutkusudur.
Abone olKlasik otomobil bir tutkudur... Çünkü... Saatte 400 kilometre hız yapabilen, çağın son teknolojisi ile donatılmış lüks bir otomobil fiyatına, 1956 model, klimasız ve hatta emniyet kemeri dahi olmayan bir otomobil satın alabilirsiniz.
Kimilerine bu fikir pek cazip gelmese de Türkiye’de ve dünyada binlerce klasik otomobil tutkunu tercihlerini bu tarihi otomobillerden yana kullanıyor. Biz de bu dosyamızda klasik otomobilleri ele aldık ve enine boyuna bir araştırma içine girdik. Hatta araştırmakla kalmayıp Klasik Otomobil Kulübü Başkanı Aydın Harezi’ye gittik. Merak ettiklerimizi sorduk, bilmediklerimizi danıştık. Açıkçası çok da şey öğrendik. Türkiye’de bugün kayıtlı binin üzerinde klasik otomobil var. Kayıt dışı rakamlar ile bu sayının 6 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Klasik otomobilleri günümüz araçlarından ayıran en önemli özellikleri ise elbette ruhları ve estetikleri. Aydın Harezi de bunun altını özellikle çiziyor.
Klasik otomobil alıp satmak ise geçmişe kıyasla artık daha kolay. Özellikle internetin gelişmesiyle birlikte hangi araçların klasik değeri olduğunu, nereden bulabileceğinizi, ekipmanlarını nasıl temin edebileceğinizi ve piyasa değerlerini takip edebilmek mümkün. Bu konuda dilerseniz Klasik Otomobil Kulübü’nden de destek alabilirsiniz. Peki bu işe nereden başlamalı? Öncelikle araştırarak, klasikleri tanıyarak onun mantalitesini anlayarak yola koyulmak gerekiyor. Bugün 1979 yılına kadar üretilen araçlar klasik sayılıyor.
Ancak önümüzdeki yıl 1980 yapımı bir aracın klasik sayılması zor görünüyor. FIA (Federation Internationale de l'Automobile) önceleri 1975’e kadar olan araçlarla bunu sınırlandırmak istemiş. Ancak üreticiler ve otomobil meraklıları için bu tutkunun devam ettirilebilmesi adına her sene değil de beş senede bir yapılması yönünde fikir birliğine varılmış.
Özellikle 80’lerden sonra araçlarda elektronik aksamın ağır basmaya başlaması, PVC kapsamlı parçaların çoğunlukta olması bu kararda önemli rol oynamış gibi gözüküyor. Ayrıca araçtaki parçaların orijinalliği aracın değerini
artıran unsurlardan biri. Çıkarılan parçanın yerine moderninin takılmış olmaması ise önemli bir detay. Genellikle ilk sene üretilen modellerin daha değerli olduğunu söylemek mümkün. Mesela ABS’nin ilk uygulandığı ya da otomatik şanzımanın ilk kullanıldığı seneler de klasiğin değerini arttırıyor.
Bir otomobilin klasik sayılması için binlerce dolarlık bedel ödenmesi de şart değil. Mesela 3 bin liralık bir Anadol da klasik sayılabilir. Elbette orijinalliğini koruması koşuluyla. Yılına ve modeline göre ise rakamda üst sınır yok.
Şu an Türkiye’deki en değerli klasik otomobiller ise genellikle müze sahiplerinin koleksiyonlarında bulunuyor. Bugüne kadar Türkiye’de yapılmış en pahalı satışın 1958 Mercedes Gullwing ile gerçekleştiğini hatırlatalım. Aracın alım bedeli 1 milyon dolar civarındaydı.
Klasik otomobilseverlerin en büyük sıkıntısı ise bu araçların çoğunun muayenelerden geçememesi. Aydın Harezi dünyada bu araçlara özel plakalar verildiğini ancak Türkiye’de böyle bir uygulamanın henüz hayata geçirilemediğini söylüyor. Bundan ötürü de araçların pek çoğu muayeneden geçemiyor. Bazı klasik araçların emniyet kemeri dahi bulunmuyor. (Üretildikleri yıllarda henüz emniyet kemeri icat edilmemiş modellerde). Ya da bazılarının sinyalleri sarı değil de kırmızı renkte. Kampana fren sistemi de muayeneden geçmeye olanak tanımayan nedenlerden. Tüm bu sıkıntılardan dolayı da Aydın Harezi’nin ifade ettiğine göre klasik otomobillerin yüzde 99’u muayenesiz. Bu engelleri aşmak için ise ilgili bakanlıklarla temas halindeler. Bundan dolayı da özel bir plaka alabilmek adına yoğun çaba içindeler. Harezi Sanayi Bakanlığı’nın bu konuda esneklik sağlanması hususunda kendilerine destek verdiğini de sözlerine ekliyor.
Ama siz siz olun klasik otomobile meraklıysanız tedbiri elden bırakmayın. Bir trafik çevirmesine denk geldiğinizde aracınız muayenesi olmadığı gerekçesiyle trafikten men edilebilir.