Yunanistan'ı eledik hedef Cote d'Azur

ETS Grubu Başkanı Mehmet Ersoy'a göre turizmde Yunanistan artık Türkiye'nin rakibi değil. Her şey dahil konseptini en iyi yapan ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Ersoy'a göre bu, kriz döneminde bizim için çok olumlu olacak çünkü belirsizlik dönemlerinde

Abone ol

Türk turizmcisi açısından 2011 çok hareketli geçti. Bir yandan yıllarca üst gelir grubu turisti çeken Yunanistan'ın ekonomik olarak çöküşünü, bir yandan da fiyat rekabeti ile bölgedeki tüm işletmeleri zorlayan ülkelerde yaşanan isyanları izlediler ve bu ortamda kalitedeki artışın etkisi ile çok hızla büyüdüler. ETS Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ersoy, "Ben artık tüm yatırımcılara, 'Yunanistan ve Mısır ile bizi kıyaslamayın, onlar bizim hedefimiz olmamalı, bizim rakibimiz Cot D'azur olmalı. O tarz fiyatları ödeyebilecek kitleleri Türkiye'ye getirmeye odaklanmalıyız' diyorum. Aksi halde önümüze hep Yunanistan, Mısır kartını koyacaklar" diyor. Yunanistan'ın ne servis kalitesi ne de tesislerinin kapasitesi açısından Türkiye'yle karşılaştırılamayacağını vurguluyor.

Türkiye artık turizmde markalaşıyor

Türkiye'nin artık markası ile satış yapan bir ülke haline geldiğini vurgulayan Ersoy, özellikle geçtiğimiz yaz güney sahillerine gelen dünyaca ünlü isimlerin etkisinin çok önemli olduğunun altını çizerek, "Bu markalaşıyorsunuz demektir. Tatil beldesi olarak ünlü isimler sizi seçiyorsa uluslararası olarak markalaştığınız anlamına gelir. Bunun üzerine eğilmemiz gerek" diyor.

ETS Grubu için 2011 hedeflerin tamamının tutturulduğu bir yıl olmuş. Yolcu sayısı 2010'da 472 bin iken, 2011'de 533 bini aşmış, ciro ise 2010'da 312 milyon TL iken bu yıl 455 milyon TL seviyesine çıkmış. Otel grubu ve tur operatörlüğü grubu açısından "çok iyi bir yıl" geçirdiklerini belirten Ersoy özellikle otelcilik açısından 2011'in gelmiş geçmiş en iyi yıl olduğunu söyledi. Bunda en önemli etken Arap Baharı olmuş. Bu sayede düşük dönemin çok iyi geçtiğini, daha sonra bölge ülkeler fiyat kırmasına rağmen kalite çıtasını yukarıda tutan Türkiye'nin kaybının düşük seviyede kaldığını vurguladı Ersoy ve şöyle devam etti: "Turizm sektörünün enflasyonu normal enflasyonun üzerinde. Bunu kur artışları ile sübvanse edebildik. Biz de bir nevi ihracatçıyız. Bu açıdan da 2011 bizim için çok olumlu oldu."

Rusya krizden etkilenmediği sürece turizmde sorun olmaz

2009 yılını yüzde 11 büyüme ile kapattıklarını söyleyen Mehmet Ersoy şöyle devam etti: "Biz hiç yüzde 10'un altına düşmedik. TL pazarı için söylüyorum bunu. 2012 yılında da yüzde 10'un altına düşmeyeceğimizi düşünüyorum. Resort otelciliği olarak ise Türkiye gerçek anlamda her şey dahili uygulayan tek ülke. Kriz döneminde turistler ödeyeceğini bilmek ister, sürprizle karşılaşmak istemez. Bu açıdan bir fırsat olduğunu düşünüyorum. 2009 krizinde bütün dünya turizmi küçülürken büyüyen tek ülke Türkiye'ydi. Bu 2012'de de olacak. Fuarlardan gelen bilgiler de bu yönde. Avrupa pazarından gelişte bile artış olacak. Arap Baharı'nın olumlu etkisi de olacak."

Türkiye açısından sadece site otelciliğinde ufak sıkıntılar olabileceğini çünkü ticari konaklamalar açısından düşüş olacağını söyleyen Mehmet Ersoy, "Rusya, BDT etkilenmediği sürece krizden Türkiye açısından 2012'de sorun olmaz. O zaman da B planı olarak iç turizmi aktive etmek gerekir" dedi. Ersoy, "Türkiye turizminde 2012'de 2011 rakamlarının yakalanacağına inanıyorum ama belki o hızlı büyüme yakalanamayacaktır. Şu andaki gibi giderse, ekonomik kriz saman alevi gibi yayılmazsa küçük bir büyüme de olacağını düşünüyorum" öngörüsünde bulundu.

Cruise turizminde olağanüstü bir büyüme öngörüyoruz

Turizm sektöründe özellikle daha küçük şirketler açısından nakit akışının çok önemli olduğunu vurgulayan Mehmet Ersoy, sektörde faaliyet gösteren daha küçük çaplı şirketlere "Hiç bir firma zarar ettiği için batmaz, nakit akışını ayarlayamadığı için batar. Benim tavsiyem 2012 yılına para kazanma yılı olarak bakılmaması, pozisyon koruma yılı olarak bakmak gerektiği. 2012'de büyümenin maliyeti olacak, bunu karşılayabilen yapsın, yoksa pozisyonunu korumaya çalışsın" tavsiyesinde bulundu.

ETS açısından 2012 yılının 'cruise turizmde büyüme yılı' olacağını belirten Ersoy, bu alanın büyük bir potansiyeli olduğunu vurgulayarak, bu alana önemli bir yatırıma imza attıklarını söyledi. Ersoy, cruise açısından tüm sektörde hareketlilik olacağını, kendileri açısından olağanüstü bir büyüme öngördüklerini söyledi. Ersoy "Minimum yüzde 100 büyüme. Kafamızdaki tüm projeleri gerçekleştirebilirsek bu oran yüzde 300'e kadar çıkabilir" dedi.

Yeminli, tastikli beyanname zorunluluğu getirilmeli

İstanbul'un yıldızının parlaması da turizm sektörüne önemli bir ivme yaratmış durumda. Mehmet Ersoy, "Havalimanlarındaki gelişme çok önemli etki yaptı. Eğlence hayatı çok gelişti. Alışveriş çok gelişti. Otel ve kongre merkezlerinin yeni yapılanması ile bu alanda önemli gelişme oldu. Türkiye'nin bölgede gerçek anlamda köprü konumunu koruması ile ticaret çok gelişti, bu geliş gidişleri artırdı. Komşularla ilişkilerin artması, finansın başkenti İstanbul'da turizmi geliştirdi" dedi ve bu gelişimin devam edeceğine inandığını belirtti.

Peki sektörde hiç mi olumsuz bir şey yok? Mehmet Ersoy Bamtur olayının ardından bakanlığa ve TURSAB'a yeminli tur operatörlüğü belgesi alma zorunluluğu önerisi getireceklerini söyledi. "Bu operatörlerin yeminli, tastikli beyanname vermesi gerekecek. O zaman sektörde verilen rakamlar da gerçek olur" diyen Ersoy, sektörde Bamtur tipi sıkıntılarla karşılaşılmaması için gerekli olan teminatlandırmayı getirecek yeni yasanın 2012 yılında çıkmasını beklediğini söyledi.

Sektörün önünü istihdam desteği ile 12 ay çalışmak açar

Mehmet Ersoy turizm sektörünün bugünkü en önemli handikapının yetişmiş eleman ile ilgili sıkıntılar olduğunu söylüyor. Sıkıntı, turizm işletmelerinin 12 ay çalışmayıp, belirli dönemlerde kapanmasından kaynaklanıyor. Tüm yıl çalışma imkanı bulamayan kalifiye eleman, bir fırsat bulduğunda başka bir sektöre geçiyor ve bu durum turizmde hizmet kalitesini tehdit ediyor. Mehmet Ersoy, "2012'de sektör istihdam açısından biraz desteklenebilse bu açıdan çok önemli bir gelişme sağlanır. Türkiye'de işletmelerin yüzde 80'i off sezonda kapanıyor. Bu dönemlerde çalışan primlerinde bir kolaylık sağlansa, işletmeler tüm yıl açık kalır ve eğitilmiş eleman kaybedilmez. Çünkü bizim sektörümüzde iş servis kalitesinde bitiyor" diyor.

Adalara gittiniz, çok ucuzdu ama Yunanistan işte o yüzden krizde

Bu yazın en popüler konularından biri "Yunan adalarına gittim, çok ucuzdu" sohbetleriydi... Mehmet Ersoy "Bunun sebebini ben size söyleyeyim. Bodrum'la kıyaslıyorlar, yarı fiyatına balık yedim diyorlar. İşte Yunanistan'ın bugünkü duruma düşmesinin nedeni budur" diye başlıyor anlatmaya: "Adayı kontrol edemezseniz, vergi almazsanız elbette böyle olur. Orada tüm içkiler kaçak. Adam fatura kesmiyor, fiş kesmiyor. KDV yok, ÖTV yok. O zaman tabii krize giriyor ekonominiz. Ben bu açıdan kıyaslamayı çok doğru kabul etmiyorum. Tabii Bodrum'da yediğiniz balığı 150 liraya yiyebiliyorsunuz. Ben de gittim yedim. Ama gerçek sebebi kimsenin vergi vermmesi. Yunanistan'ın durumu da ortada. Bu açıdan Türkiye'nin yaptığı çok daha doğru."

İnternet çıktı mertlik geri geldi

Sizi heyecanlandıran, geleceğe yön vereceğini düşündüğünüz bir gelişme var mı?

İnternet, akıllı telefonlar... Sosyal medya artık her şeyi etkiliyor. Tüfek çıktı mertlik bozuldu diye bir laf var, şimdi internet çıktı mertlik geri geldi. Artık dünyada hiçbir şeyin saklı kalma imkanı yok. Her şeyin böylesine açık olduğu bir ortamda işinizi iyi yapmanız gerekiyor. Bir şeyi ambalajlayarak satma şansınız kalmadı artık. Bu sadece turizm için değil bütün sektörler açısından geçerli. Bir yere gitmeyi düşünen internet ortamından bunu soruyor, eş zamanlı olarak biri oranın fotoğrafını çekip gönderiyor. Artık neyseniz o sunuz. Yaptığınız iş kadarsınız. Her şey gerçekliğe doğru gidiyor. Bu iyi bir şey, hizmet kalitesini yükseltir. Bu turizmle değil, tüm sektörlerle, hatta devletlerle ilgili bir şey. Devletler de birçok şeyi gizli yapıyordu, artık herkes her şeyi öğreniyor. Gerçek bir dünyaya doğru gidiyoruz, kandırmaca bitecek, iyi olan kazanacak.

Geçen yıl sizi bir yönetici olarak en çok zorlayan şey neydi?

Biz bu yıl çok önemli bir yatırım yaptık. Maxx Royal otelini 240 milyon dolar yatırımla kurduk. Türkiye'nin en büyük otel yatırımlarından biriydi. Çok kısa bir sürede, 8 ayda yaptık. Çok değişik bir konseptle yaptık. Yaparken de üst sınıf otellerde kalmış 35 bin kişiye danıştık. Çok yoğun bir sezondu, hayatımın en yoğun dönemiydi diyebilirim. Çok yeni bir konsept yaratıyorsunuz. Türkiye için de örnek olacak bir iş yapıyorsunuz. Sadece kendi deneyimlerimizle değil 35 bin kişiye 'Ne olmasını istersiniz' diye soruldu. Çok yoğundu. Ama çok olumlu tepkiler alan, çok güzel bir tesis oldu. Yordu bizi ama yorulduğumuza da değdi.

*2012 bence çok (dikkatli olunması gereken) bir yıl olacak. Çünkü (belirsizlik çok yüksek).

*2012'de bence en önemli risk (Sınırlarımızda önemli bir çatışma olması. Türkiye'nin en önemli avantajı istikrarı. Turistler gittikleri yerlerde istikrar istiyor.).

*Bu yıl benim için şirket performansında en belirleyici kriter, (ETS açısından karlılığımızı etkileyecek olsa bile ne olursa olsun kişi sayısını artırmak, otel tarafında ise memnuniyet yükselmesi ve fiyatları yükseltebilerek servis kalitesini yükseltebilmek) olacak.

2012'de kendime daha çok zaman ayıracağım

Bu yıl bir karar aldım, 2012 yılında kendime, sağlığıma daha çok vakit ayıracağım. Öncelik sağlığım, kendim.

"Turizmi Türkiye olarak çok iyi öğrendik. Krizlere bağışıklığımız yüksek. Bu sektörde çok büyüyeceğimize inanıyorum. 2012, 2009'dan daha zor olacak, bunu biliyorum. Ama yine de büyüyeceğiz."

Ankara emniyetine yeni atama! Beşiktaş 1 puanı 90+7'deki golle aldı Hayvanlara işkence sonrası et tesisinde faaliyet durduruldu Fatih Karagümrük, Süper Lig'e veda etti 4 ilde sahte altın operasyonu: Piyasa değeri 50 milyon TL