2018’de Türkiye’de birleşme ve devralmalar

Av. Umut KOLCUOĞLU HUKUK NOTLARI ukolcuoglu@kolcuoglu.av.tr

Türkiye’deki birleşme ve devralma işlemlerini değerlendirirken, aynı zamanda dünyada ve Türkiye’de yaşanan politik ve ekonomik gelişmeleri ve bu işlemlerin son yıllardaki seyrini dikkate almak gerekiyor. 2018’de yılan hikayesine dönen Brexit Anlaşması, ABD’de hükümetin kısmen kapanmasına varan bütçe tartışmaları, FED’in faiz kararları ve Ortadoğu’da devam eden anlaşmazlıklar dünya piyasalarını etkilerken, Türk Lirası’nın yaz sonunda yaşadığı ani değer kaybı ile buna bağlı enflasyon ve faiz artışı, Türkiye’nin kredi notunun derecelendirme kuruluşları tarafından birkaç kez düşürülmesi gibi gelişmeler Türkiye’de oldukça öne çıktı. Ayrıca, 2018 yılı içerisinde olağanüstü halin kaldırılması, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesi de yatırımcılar tarafından dikkatle takip edilen gelişmelerdi.

Dünyada ve Türkiye’deki tüm bu gelişmeler ışığında, 2018 yılı birleşme ve devralma işlemleri açısından, 2016’dan beri süregelen dalgalanmanın etkisinin devam ettiği bir yıl oldu. Çok kısaca hatırlayalım: 2016, diğer tüm pazarlarda olduğu gibi, birleşme ve devralma işlemleri açısından da zorlu bir yıl olmuş ve işlem hacmi 2009’dan beri en düşük seviyeyi görmüştü. 2017’de referandum sonrası ise toplam işlem hacmi yine düşük seviyelerde seyrederken işlem sayısı ise son beş yılın en yüksek rakamına ulaşmıştı. Rekabet Kurumu ile Deloitte ve Ernst&Young gibi önde gelen uluslararası bağımsız denetim ve danışmanlık şirketlerinin yayımladıkları yıllık raporlara göre geçtiğimiz senenin verilerini değerlendirdiğimizde, 2017 yılında görülen iyileşmenin, ekonomik ve politik dalgalanmalara karşın, 2018’de kısıtlı da olsa devam ettiğini görüyoruz. Bu raporlara göre, genel hatları ile 2018’de pazarın göze çarpan verileri şu şekilde:

İşlem sayısı düşerken işlem hacminde artış

- 2018 yılında gerçekleştirilen birleşme ve devralma işlemlerinin toplam değerinin yaklaşık 12 milyar ABD doları olduğu tahmin ediliyor. Bu da 2017’ye kıyasla, işlem hacminde %17’lik bir artış gerçekleştiği anlamına geliyor. Diğer taraftan, işlem sayısında azalma var. 2017’de toplam işlem sayısı 295 iken 2018’de bu sayı, 256.

- Rekabet Kurumu’na bildirilen birleşme ve devralma işlem sayısı 2017’de 184 iken, 2018 için 223 olarak açıklandı. Bu sayı ile birlikte 2013-2018 yılları arasında kurum tarafından incelenen birleşme ve devralma işlem sayılarının altı yıllık ortalaması 200’e ulaşmış oldu. Rekabet Kurumu’na yalnızca yıllık ciroları belirli eşiklerin üzerinde olan şirketlerin dahil olduğu işlemler bildirildiği için bu rakam, Türk birleşme ve devralma pazarının büyüklüğünün değerlendirilmesinde önemli bir etken.

- İşlem sayısının çoğunluğu küçük ve orta ölçekli işlemlerden oluşurken, bunların yalnızca %4’lük bir kısmı, toplam hacmin %63’ünü oluşturuyor.

Yabancı yatırımcıdan sermaye girişinde artış

- 2017 yılında yabancı yatırımcıların dahil olduğu işlem sayısı 70 iken, 2018 yılında yabancı yatırımcılar tarafından 74 işlem gerçekleştirilmiş. Bu işlemlere ait toplam hacim 2017’de 5.5 milyar ABD doları iken, 2018’de 7.6 milyar ABD doları olarak gerçekleştiği tahmin ediliyor. Bu rakamlar son beş yıla kıyasen değerlendirildiğinde, yabancıların Türkiye piyasasına ihtiyatlı yaklaşımlarının halen devam ettiği görülüyor.

- İşlemleri yerli-yabancı yatırımcı ayırımına göre değerlendirecek olursak, yerli yatırımcılar işlem sayısı bakımından yine büyük çoğunluğu ellerinde tutarken, yabancı yatırımcılar az sayıdaki işlemle de olsa 2018 işlem hacminin %69’unu oluşturuyor.

- İşlem hacminde, yabancı yatırımcılar arasında Birleşik Arap Emirlikleri ve Danimarka öne çıkıyor. İşlem sayısı bakımından, ABD menşeili yatırımcılar ilk sırada yer alıyor ve onları Almanya, İtalya, İngiltere ve Birleşik Arap Emirlikleri izliyor.

Öne çıkan sektörler

İşlem sayısı açısından, bilişim, yiyecek-içecek, üretim, hizmet, enerji ve finansal hizmetler sektörleri 2018’de öne çıkan sektörler. Özel sermaye fonları, yeni yatırımlar açısından 2018’i, son 10 yıldır olmadığı kadar hareketsiz geçirdi. Özelleştirmelerin, toplam işlem hacmindeki payı küçük bir artışla yine kısıtlı. %8 olarak görünen bu payın çok büyük kısmı, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden geliyor.

Bu yıl öne çıkacak sektörler bakımından ise kanaatimce, ihracat ağırlıklı çalışan sektör ve şirketler radarda olacaktır. Bu anlamda, şüphesiz teknoloji şirketleri doğru devralma hedefleri olarak değerlendirilebilir. Diğer taraftan sadece iç pazara yönelen şirketlerin durumu geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da zor. Özellikle, kur riskine açık ve mali olarak zorda olan şirketlere ilgi olmayacaktır. Ayrıca, TMSF portföyündeki bazı şirketlerin satışı da 2019 devralmalar pazarını hareketlendirebilir.

Her ne kadar 2019’da Türkiye ekonomisinde büyümenin önceki yıla göre daha düşük olacağı, kur dalgalanmaları ile yüksek enflasyon oranının devam edeceği öngörülse de bu yıl da birleşme ve devralma işlemlerinin 2018’e yakın seviyelerde devam etmesi bekleniyor. Özellikle ülkeyi tanıyan ve uzun vadeli hedefleri olan yatırımcıların yatırım iştahlarının devam edeceği kanaatindeyim. Türkiye tüm politik ve ekonomik risklerine rağmen, halen potansiyel barındıran bir pazar olmayı sürdürüyor.

Tüm yazılarını göster