Adi ortaklıktan Türk Ticaret Kanunu’nda söz edilmemektedir. Bunların Tüzel kişilikleri bulunmamaktadır. Tüzel kişiliğinin olmamasından dolayı üçüncü kişiler ile olan ilişkilerinde bağımsız olarak hareket edemezler. Örneğin ortaklık adına açılacak davaların ortaklık adına değil ortakların tamamı tarafından açılmalıdır.
Adi ortaklıkta, ortaklar elde edilen kârın kendi paylarına düşen kısmını, kendi beyannamelerinde beyan etmektedirler. İş ortaklığından farkı, iş ortaklığının kurumlar vergisine tabi olmasıdır.
Adi ortaklıktan, Türk Borçlar Kanunu’nun 620 ve sonraki maddelerinde söz edilmektedir.
ürk Borçlar Kanunu’nun 624. maddesinde ortaklığın kararlarının, bütün ortakların oy birliği ile alınmaktadır. Ancak ortaklık sözleşmesinde oy çokluğu ile karar alınacağı belirtilmiş ise, çoğunluk ortak sayısına göre belirlenir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 625. maddesi Ortaklığın yönetimini düzenlemektedir.
Buna göre,
Bütün ortaklar ortaklığı yönetme hakkına sahip bulunmaktadır. Ancak Yönetim sözleşme veya kararla yalnızca bir veya birden çok ortağa ya da üçüncü bir kişiye bırakılabilir.
Ortaklık, ortakların tümü veya birkaçı tarafından yönetiliyor ise, ortaklardan her biri, diğer ortaklar katılmaksızın, ancak ortaklığı yönetmeye yetkili olan her ortak, tamamlanmasından önce işleme itiraz etmek suretiyle, bu işlemin yapılmasını engelleyebilme hakkına sahiptir.
Ortaklığa genel yetkili bir temsilci atanması ve ortaklığın olağan dışı işlerinin yürütülmesi için, bütün ortakların oybirliği gereklidir. Ancak, gecikmesinde sakınca olan hâllerde, bu konuda yönetici ortaklardan her biri yetkilidir.
Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere, adi ortaklıkta yönetim sözleşme veya kararla yalnızca bir veya birden çok ortağa ya da üçüncü bir kişiye bırakılmadıkça bütün ortaklar yönetim hakkına sahiptir. Uygulamada bütün ortakların yönetim haklarını kullanmalarının zorluğu dikkate alındığında, genellikle bir ortağa veya üçüncü bir kişiye yönetim hakkı verilmektedir.
Gene Türk Borçlar Kanunu’nun Ortakların üçüncü kişilerle ilişkisini düzenleyen 367 maddesine göre,
Kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortak, bu kişiye karşı bizzat kendisi alacaklı ve borçlu olur.
Ortaklardan biri, ortaklık veya bütün ortaklar adına bir üçüncü kişi ile işlem yaparsa, diğer ortaklar ancak temsile ilişkin hükümler uyarınca, bu kişinin alacaklısı veya borçlusu olurlar.
Kendisine yönetim görevi verilen ortağın, ortaklığı veya bütün ortakları üçüncü kişilere karşı temsil etme yetkisi var sayılır. Ancak, temsil yetkisine sahip yönetici ortağın yapacağı önemli tasarruf işlemlerine ilişkin yetkinin, bütün ortakların oybirliğiyle verilmiş olması ve yetki belgesinde bu hususun açıkça belirtilmiş olması şarttır.
Bu temsilin sonucu olarak,
Ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olur.
Ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça, bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler.
Ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar.