Apple iddialı, Çin problemli, Hindistan umutlu

Osman ULAGAY DÜNYA GÖZÜ

Gökten bir Elma düştü, hayatımız değişti

Merak etmeyin, Adem ile Havva’dan ya da ünlü fizikçi İsaac Newton’dan söz edecek değilim bu yazıda. Son on yılda hayatımızı değiştiren bir aletten ve bu aleti yaratan Apple(Elma) adlı şirketten söz edeceğim. Ayrıca son 30 yılda dünyayı değiştiren iki ülkenin, Çin ve Hindistan’ın şimdi gerçekleştirmeye çalıştığı zorlu değişim süreçlerine tanıklık eden Amerikalı ve Hintli iki ekonomistin ilginç değerlendirmelerini aktaracağım.

Dünyamız çok önemli bir dönüşümden geçiyor. Hiçbir şey eskisi gibi değil sanki. Öncelikle iki olgu belirleyici oldu bu büyük dönüşümde.

Birincisi, Soğuk Savaş sonrasında hızlanan küreselleşme süreci dünyanın bütün dengelerini değiştirdi, düzenini altüst etti. Küreselleşme sürecinin en çarpıcı sonuçlar yarattığı ülkeler arasında Çin ve Hindistan öne çıktı. Çin ve Hindistan’ın bu noktaya nasıl geldiği ve onları nasıl bir geleceğin beklediği, dün İstanbul’da gerçekleşen bir toplantıda tartışıldı.

İkincisi, küreselleşmeye paralel olarak hız kazanan teknolojideki atılım insanların yaşam biçimini değiştirdi. Bu atılımın hemen hepimizin yaşam biçimini derinden etkileyen sonucu ise akıllı telefon oldu.

Akıllı telefonun simgesi haline gelen iPhone onuncu yaşını kutladı dün. 5 milyar dolara mal olan ve dev bir uzay gemisini andıran Cuppertino(California)daki yeni Apple yerleşkesinde son modeli tanıtıldı iPhone’nun.iPhone tutkunlarının bu yeni modelin özelliklerini, açıklamanın yapıldığı anda öğrenmiş olduğuna eminim. Bu nedenle ayrıntılarına değinmiyorum ama kullananlarda bağımlılığı daha da artıracak yeni özelliklere sahip olduğunu tahmin edebiliyorum bu yeni modelin. Apple’ın bu yeni modelle, farklı ve ayrıcalıklı bir ürüne sahip olmak için parayı gözden çıkarmış olan seçkin bir tüketici kitlesini hedeflediği belirtiliyor.

Dünyanın en değerli şirketi mi?

Apple bu yeni ürünün de katkısıyla, borsa değeri trilyon doları bulan ilk şirket olma hevesinde. Şirketin önceki günkü borsa değeri 800 milyar doların üzerindeydi. Apple’ın borsa değerinin Ocak 2009’da 69 milyar dolar olduğu anımsandığında iPhone ile birlikte kaydedilen gelişmenin boyutu daha iyi anlaşılıyor. Apple, iPhone ve dijital saat gibi popüler ürünlerinin yanı sıra elde ettiği hizmet gelirlerindeki artışın da katkısıyla büyük hedefine varmayı hedefliyor.

Ancak akıllı telefon pazarındaki rekabetin çok yoğun olduğunu da unutmamak gerekiyor. Son yıllarda çeşitli nedenlerle başı belada olan ve geçen yıl en iddialı ürününü geri almak zorunda kalan Samsung’un pazar payı hala Apple’ın üzerinde. Ayrıca ABD borsasındaki fiyatların hayli şişmiş olduğu da bir gerçek.

Çin ve Hindistan’da dönüşüm sancıları

Çelebi Stratejik Danışmanlık A.Ş. tarafından düzenlenen toplantıya katılmak üzere İstanbul’a gelen Pekin Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Michael Pettis, Çin ekonomisinin geleceğiyle ilgili olarak kaygılı olduğunu gizlemedi. Devlet Başkanı Şi Jinping’in Çin ekonomisini yatırım ve ihracata değil, iç tüketime öncelik veren bir yapıya kavuşturma hedefinin gerçekleşmesi halinde büyüme hızının yüzde 6’lardan yüzde 3’lere düşebileceğini ileri süren Prof.Pettis buna karşın bu yapısal dönüşümün şart olduğunu belirtiyor. Önümüzdeki Ekim ayında yapılacak olan Çin Komünist Partisi’nin beş yıllık hedefleri belirleme toplantısında bu yapısal dönüşümden vazgeçilmesi halinde ise yüzde 6’lardaki büyüme hızının bir süre daha korunabileceğini ancak borç artışıyla beslenen bu büyümenin sonunda bir krize yol açmasının önlenemeyeceğini vuruluyor Prof.Pettis.

Mumbai’de bulunan St.Xaviers College öğretim üyesi olan Dr. Aditi Sawant ise Devlet Başkanı Hindistan Devlet Başkanı Modi’nin gerçekleştirmeye çalıştığı cesur reformların, muazzam boyutlardaki kayıt dışı ekonomiyi kayda almayı hedeflediğini belirterek geniş kitlenin bu reformları desteklediğini ifade ediyor. Sawant Hindistan ekonomisinin geleceğine umutlu bakıyor.

Prof. Pettis ile Dr.Sawant’ı dinlerken, ekonomide reform yapmanın hiç bir ülkede kolay olmadığını düşündüm. Gerekli siyasi desteğe sahip olmadan ekonomide dönüşüm gerçekleştirmenin olanaksız olduğunu da bir kez daha hatırlamış oldum.

Tüm yazılarını göster