Avrupalıların derdi şimdilerde sığınmacılar

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Avrupa ülkeleri, uçaklarını göndererek fakir ülkelerin üzerine bombalar yağdırırlarken, insanlar birbirlerini yesinler diye silah satarlarken, evsiz, barksız kalan bu insanların yollara döküleceğini hesaplamadılar. 

Şimdilerde Afrika’dan, Ortadoğu’dan ve Asya’dan Avrupa’ya evsiz barksızlar göçü başladı. 

Türkiye bir göç yolu. Avrupa’ya gitmeye çalışanlar mecburiyetten Türkiye üzerinden yola çıkıyorlar. Türkiye kalıcı göçmenlere bakmaya, onlarla ilgilenmeye devam ediyor. Ama Avrupa’ya gitmek için her yolu deneyenlerle nasıl başa çıkılabilir? Türkiye neden Avrupalıların istemediği sığınmacıları geri alsın? Almanların besleyemediklerini, iş veremediklerini Türkiye nasıl beslesin? Onlara nasıl iş bulsun? Neden Türkiye sığınmacı kampı bir ülke haline gelsin? 

(1) Evsiz, işsiz ve aç insanların hayatta kalabilmek arayışında iş ve aş imkanı olan ülkelere göçü önlenemez. Yol açıldı. Göç devam edecek. İnsanlar ölümü göze alarak varlıklı ülkelere ulaşmaya devam edecek. 

(2) Türkiye bir sığınmacı kampı-hapishanesi olamaz. Sığınanlara, kalanlara bakarız. İş ve aş vermeye çalışırız. Ama başka ülkelere gitmek isteyenlerin yollarının kesilmesi, gidebilenlerin geri kabulü Türkiye’den istenilmemeli. 

(3) Sığınmacı pazarlığını AB müzakerelerini başlatma vaadine ve de 3.5 milyar dolarlık bir ödüle bağlı olarak yürütmek, Avrupalılara da bize de yakışmaz.

Başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri sığınmacıların Yunanistan üzerinden Avrupa’ya girişini Türkiye’nin önlemesini istiyorlar. 

Beklenen şu: 

• Türkiye öyle önlemler alacak ki, sığınmacılar deniz ve kara yolu ile Türkiye dışına çıkamasınlar. Türkiye ülkesine giren ve girecek tüm sığınmacılara baksın. Onlara iş ve aş imkanı sağlasın.

• Es kaza bu sığınmacılardan Avrupa ülkelerine şu veya bu yoldan giriş yapacaklar olur ise, bunlar Türkiye’ye iade edilsin. 

Türkiye de bunları kabul etsin. Türkiye‘nin bunları yapması için; (1) Türkiye’ye bir defalık 3.3 milyar dolar ödeme yapmayı, (2) Türkiye’nin AB ile yıllardır sürüncemede kalan, dondurulan müzakerelerinde kolaylık göstermeyi, (3) Türklere vizesiz seyahat imkanı tanımayı “vaad” ediyorlar. 

Bir defa için verilecek 3.3 milyar dolar Türkiye’nin dişinin kavuğunu doldurmaz. Bir aylık cari açığı (döviz açığını) ancak kapatır. Kaldı ki, ortada para yok. Toplamayı ümit ediyorlar. 

AB ilişkilerinde vetolar duruyor. Yeni başlıklar açılamıyor. Sığınmacılar karşısında bu kadar paniğe uğrayan Avrupa Birliği’nin Türklere vize muafiyeti tanıması çok ileri bir iyimser bekleyiştir.

Kişi başı milli gelirleri 25-35 bin dolar olan Avrupa ülkeleri 1.5 milyon sığınmacının yükünü taşıyamayacaklarını belirtirken, kişi başı milli geliri 10 bin dolar olan Türkiye’nin 4 yıldır 2.5 milyon sığınmacının yükünü taşıdığını dikkate almıyorlar. 

Avrupa ülkeleri, şimdilerde bambaşka bir göç olay ile karşı karşıyalar. Kapılarını kapasalar da sığınmacılar bir şekilde Avrupa’ya giriyor ve girmeye devam ediyor. 

Tekrarda yarar var. Türkiye göç yolu üzerinde. Sığınmacıların ülkelerine girişini durduramayanlar, Türkiye’den sığınmacıların geçişini önlemesini istiyorlar. Türkiye’den Avrupa’ya geçen milyonlarca sığınmacıyı Türkiye’ye iade etmek istiyorlar. 

Olan biteni iyi değerlendirerek geri kabul anlaşmasını imzalamamamız gerekiyor. 3.5 milyar dolar bir defalık para yardımına ve vize kolaylığı sözüne kanmamamız şart. Yoksa Türkiye sığınmacı tarlasına döner.

Tüm yazılarını göster