Fakir adamın altını; gümüş

Şant MANUKYAN Ekofobi dunyaweb@dunya.com

Her yıl bu kez çok yükselecek beklentilerinin yüksek sesle yayıldığı ve bir türlü hareketin gelmediği Altın son 2 ay içinde önemli bir yükseliş gerçekleştirdi ve 1365-80 aralığından nihayet kurtuldu. Bütün komplo teorilerine rağmen bu kırılma çok basit bir nedenle gerçekleşti: ABD reel faizlerinin düşmesi… Aslında doları bir kenara bırakıp TL veya Avustralya doları veya diğer para birimleri bazında baktığımızda altının zaten yeni zirveler kaydettiğini veya zirvesine yakın seviyelerde olduğunu görüyorduk. Pek çok ülkenin zayıf ekonomileri, kurları ve siyasi gelişmeler altının yerel para birimi cinsinden yükselmesine neden olmuştu. Nitekim altın 1300 dolarda, yani zirvesi 1900 doların çok altında olmasına rağmen, TL bazında fiyatı yeni rekorlar kırıyordu. Yani dolar değer kazanıyordu. Bu ortamda gram altın yatırım tavsiyesi aslında başarısız bir tavsiyeydi, zira altın fiyatlarındaki zayıflık yatırımın gerçek performansını düşürüyordu. Bugüne geldiğimizde ise altın 6 yıllık direncini kırmış durumda. Ancak geçen haftaya kadar bu yeni bir boğa piyasası için tüm dinamikler yerine değildi. Altın yükselirken diğer değerli metallerde, özellikle gümüşte ama aynı zamanda palladium ve platinumda destekleyici bir momentum göremiyordu. Son 2 metalin endüstriyel kullanımı yatırım ürünü olma özelliklerinin önüne geçtiği için gümüşe yoğunlaşmayı daha doğru buluyorum. Her ne kadar gümüş analizlerinde de mutlaka endüstriyel kullanımına değinilse de örneğin 2008 rallisi öncesinde güneş enerjisi sektörü ve panelleri nedeni ile gümüş kalmayacağı analizleri vardı, gerek Hunt Biraderler gerekse 2007 yükselişi tamamen spekülasyon kaynaklı 'rally'lerdi. 

Altın merkez bankalarının, hedge fonların, küçük yatırımcıların, pasif fonların yani pek çok aktörün işlem yaptığı bir piyasa. Gümüş ise gerek fiziki olarak saklanması daha sorunlu olması gerekse yukarıdaki aktörlerin bir bölümünün oyun dışında olması, örneğin merkez bankaları nedeni ile çok daha spekülatif hareketlere sahne oluyor ve olmaya da devam edecek.

Geride bıraktığımız haftada ise gümüş uzun süre sonra altının performansını aşmayı başardı. Altın gümüş oranının 2000'li yılların en yüksek seviyesi olan 92’lere çıkmış olması yükselişin spekülatif nedenlerden ziyade jeopolitik gelişmeler veya korku bazlı olduğunu gösteriyordu. Bu hafta yaşanan yükselişin ardından oranının 88 seviyesine gerilemesi ise spekülatif ruhun geri döndüğüne işaret ediyor. Kısa vadede gümüş rallisinin devam etmesi 16.20 seviyesinin aşılmasına bağlı olacaktır. Şayet FED toplamda 50 baz puanlık bir indirimle yetinmeyerek daha büyük bir faiz indirimine gidecek ve enflasyon da düşük seyrini koruyacaksa reel faizler değerli metalleri desteklemeye devam edecek demektir. Bir süre için tıpkı 2007 öncesi dönemde olduğu gibi değerli metaller ve hisseler ve hatta her şey beraber yükselebilir. Ancak değerli metallerin asıl yükselişi yatırımcıların merkez bankalarının politikalarını sorguladığı ve ellerinde fazla bir silah kalmadığını anladığında başlayacak. Henüz bu aşamada olmadığımız gibi ECB’nin varlık alımları, sanki daha önce işe yaramış gibi, yeniden başlayacağı için mutlu olan bir kesim bile var.

Tüm yazılarını göster