Fırsat ile tehlikeyi karıştırmanın bedeli çok ağır olabilir!

Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

Normal sayılması olanaksız bir dönemden geçiyoruz ve bizi kuşatan koşullar olumsuzlaştıkça kısa vadeye odaklanma gafletinden kurtulamıyoruz. Durum böyle olduğu için günümüz günümüze uymuyor; yükselen gerginliğin ardından kayıpların bir kısmının geri alınmış olmasında teselli aramak zorunda kalıyoruz! Çoğunluk bu gidişin istikrarsızlaşma anlamına geldiğinin dile gelmemesi durumunda, bir mucize olabileceğini varsayarak kendisini oyalamaya çalışıyor! Belki de bu nedenle Kurban Bayramı sonrasında yaşanabilecek eğilimler, olması gerektiği gibi irdelenmiyor! 

Sormak gerekiyor: geçen hafta ABD para otoritesinin alacağı kararlara yoğunlaşarak oyalanan piyasalarımız bayram tatili sonrasındaki dönemde neleri tartışacak? Beklentilerin daha da olumsuzlaşması önlenebilecek mi? Türk Lirasının değerindeki olumsuz eğilim değişir mi? Önümüzdeki haftanın ilk yarısında ve Bayram öncesinde toplanacak Merkez Bankası Para Piyasası Kurulunun, gidişatın yönünü değiştirebilecek türden kararlar alması mümkün olabilir mi? 

Para otoritemiz, çok büyük bir olasılıkla ortalama fonlama maliyetlerini değiştirebilecek türden bir adım atmaktan kaçınacak; ABD para otoritesinin eylemsizliğinden aldığı pas bu durumun gerekçesi olacak. Şok niteliğinde faiz yükselişi umanların talebi karşılanmayacak, uzatmalı Bayram tatili sebebiyle bu konu pek de tartışılmayacak; artan nakit ihtiyacı sebebiyle likidite sıkışacak, Türk Lirası kısmen ve geçici olarak değerlenecek. Muhtemelen tatil dönüşünde piyasaların açılması ile birlikte ortalık karışacak, döviz kurları yeni rekorlara doğru yelken açacak ve beklentilerin daha da olumsuzlaşması gündeme gelecek. Önümüzdeki ilk ve ikinci çarşamba günleri arasındaki fiyat farkları hepimizi rahatsız edecek! Geleceğe ilişkin evde yapılmış tüm hesaplar, bu durumdan etkilenecek!  

Hemen yukarıda özetlemeye çalıştığımız tahminde, dikkate aldığımız bazı varsayımlar var. Gelişen ekonomilere ilişkin riskten kaçınma eğiliminin yön değiştirmesini beklemiyoruz. Merkez Bankamız ise gerek tehlikeli olmaya başlayan durgunlaşma ve gerekse yaklaşan seçimler nedeniyle ortalama fonlama maliyetlerini yükseltmekten kaçınmaya muhtemelen devam edecek. Bayram öncesinde işlem hacimleri düşer ve piyasalar sığlaşırken nakit ihtiyacının artması, Türk Lirasını diğer gelişen ülke paralarından geçici olarak olumlu ayrıştıran temel faktör olacak. Bayram tatili sonrasındaki ilk haftada okulların da açılması ile bir hareketlenme yaşanacak! Gerçeğe dönüşün hızı ise baş döndürücü nitelikte olabilir! 

Kur riski ve beklentilerin değişmesi ile başı dertte olanlar için daha açık ifade edelim: Önümüzdeki birkaç haftalık dönem için döviz almak durumunda olanlar için en uygun ve satmayı düşünenler için en kötü fiyat, bayram arifesinde oluşabilir. Söz konusu tarih ile bir hafta sonrası arasındaki kur farkları yüzde 3’ü bulabilir veya aşabilir. Benzer bir durum Ramazan Bayramı öncesi ve sonrası arasındaki bir haftalık dönemde de yaşanmıştı; nakit ihtiyacı nedeniyle 2,62’ye kadar gerileyen dolar kuru bir hafta sonra 2,75 düzeyini aşmıştı. Fakat kurun 2,50’lere gerileyeceği beklentisine göre hareket edenler, bu fırsatı kaçırmış ve kayıplarının büyümesini engelleyememişti! 

Bizden söylemesi; bu yılın son çeyrek dönemi her bakımdan 2015 senesinin en zorlu dönemi olabilir! Olumsuzlaşmayı sürdüren dış koşullar ve makroekonomik beklentiler daha farklı düşünmeye izin vermiyor; riskten kaçınma eğilimi belirleyici olmaya devam edecek gibi görünüyor. Tekrarlanacak genel seçimlerden çıkabilecek olası sonuçların, kırılganlığı arttıran sevimsiz eğilimleri terse çevirmesi pek mümkün durmuyor.

Unutmayın! Sisli veya fırtınalı havalarda ava çıkılmaz, yükselen belirsizliğe meydan okunmaz! 

Tüm yazılarını göster