Gelişmekte olan ülkeler ve FED döngüsü

Murat BERK UZMAN GÖRÜŞÜ

Büyük uluslararası yatırım bankalarının gelişmekte olan ülkeler ile ilgili olumsuz yorumları artıyor. Gelişmekte olan ülkeler daha mı iyi daha mı kötü durumda sorusu bir yana bizim asıl dikkatimizi çeken nokta, gelişmekte olan ülkeler trilyonlarca dolar değerinde bono ihraç edip, bunu bireysel yatırımcı dahil portföy yatırımcılarına satarken bu risklerden pek bahsedilmemiş olması ve bu uyarıları çok az insanın yapmış olması... Zira gelişmekte olan ülkelerdeki riskler yeni ortaya çıkan bir konu değil. Fikir vermesi açısından 2011 yılında 220 milyar dolar olan toplam gelişmekte olan ülke dolar cinsi bono ihraç miktarı geçen sene 575 milyar dolara ulaştı.

Her şeyden önce, kısa zaman öncesine kadar yabancı yatırımcıların da pek sevdiği Arjantin’in durup dururken bir anda IMF’ye gitme durumuna girdiği yanılgısına kapılmayalım. Arjantin’in olumlu ekonomik özellikleri olmakla beraber birçok metrik bazında döviz rezervi yetersizliği sorunu vardı. Tarih bilgisine sahip, objektif olmaya çalışan kişiler ise Arjantin ve benzer ülkelerin sorunlarla karşılaşacağını uzun süredir anlatıyor ve uyarmaya çalışıyordu.

Sorunun kaynağını daha iyi anlayabilmek adına da bazı verileri paylaşalım. Gelişmekte olan ülkelerin toplam bono ihraç miktarı, 2009, 2011, 2013, 2015 ve 2017 yıllarında sırayla 58, 220, 360, 300 ve 450 milyar dolar oldu. Gelişmekte olan ülkelerde, büyüme dahil ekonomik iyileşme sanılan sürecin acaba ne kadarı hızla artan döviz cinsi borçlanmanın yarattığı bir görünümdü?

Bu borç artışında izlenen gevşek Amerika Merkez Bankası (FED) politikalarının ve doların seyrinin de çok etkili olduğunu düşünüyoruz. FED politikasındaki değişim uzun zamandır bekleniyor olmasına rağmen, belki “nasılsa bir şey olmaz” diyenlerin tavsiyesine güvenilerek gelişmekte olan bazı ülkelerin ve oradaki firmaların tedbir almadıkları anlaşılıyor. Bunun yönetici statüsünde olanlar açısından ne ifade ettiği bir yana, buradan çıkış için yine FED politikasının önemli olacağını düşünüyoruz. FED Başkanı Jerome Powell’ın en son konuşmasının, Trump’ın “Önce Amerika” çizgisini hatırlattığını düşünüyoruz. Fakat iki haftadır vurguladığımız gibi yaz aylarında, küresel piyasalarda son aylardaki en büyük satış dalgasını, örneğin S&P 500 endeksinde Şubat diplerine kadar görebileceğimizi düşünmeye devam ediyoruz. Haklı çıkmamız durumunda ise bu satışın, FED’in duruşunu yumuşatmasını bekliyoruz. Bu duruş değişikliğinin, temelleri daha güçlü olan, gelişmekte olan bazı ülke varlıkları dahil değerlemesi daha makul hale gelmiş varlıklarda iyi bir alım fırsatı yaratabileceğini düşünüyoruz.

Tüm yazılarını göster